AKP Genel Başkanı salgın ve ekonomideki son durumu “Salgın nedeniyle ekonomik küçülme kaçınılmaz oldu. Bu da işsizliğin artması demek. Salgındı mutasyondu derken alınan tedbirler maalesef işgücü piyasamızı menfi etkiliyor. Koronanın mutasyona uğraması işimizi zorlaştırıyor” gibi sözlerle anlattığı, istihdamı arttırmak için yine özel sektöre çağrı yaptığı ve gıda fiyatlarındaki fâhiş artış için üç-beş aç gözlü tüccarı suçlayıp fiyatlardaki oynaklığın düzelmesi için yılın ikinci yarısına tarih verdiği son konuşmasında yeni anayasadan da söz etmiş.
Türkiye’deki sorunların kaynağının 1960’tan beri darbeciler tarafından yapılan anayasalar olduğunu söylemiş. Tabiî ki, bu çok doğru.
Ardından kendilerinin yeni bir anayasa girişiminde bulunduklarını ifade etmiş ve “Bu fırsatın kaçırılmasından üzgünüz” demiş.
Hafızamızı yokladık. Bu anlamda ciddi bir anayasa girişimlerini hatırlayamadık. 14 yıl önce Prof. Dr. Ergun Özbudun, Prof. Dr. Zühtü Arslan, Prof. Dr. Yavuz Atar, Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Prof. Dr. Levent Köker ve Doç. Dr. Serap Yazıcı’dan oluşan heyete hazırlattıkları bir taslak gündeme gelir gibi olmuştu; ama iktidar arkasında durmadı, kaldı.
Sonrasında kısmî ve parçalı anayasa değişiklikleri yapıldı. 2008’de başörtüsü için yapılan, geri tepti ve AKP hakkında açılan kapatma davasının başlıca gerekçesi oldu...
2010’da yapılan kapsamlı değişikliklerle, yargıyı bu vaziyete getiren sürecin altyapısı oluşturuldu. 2017 değişiklikleriyle ise ülke tek adam rejiminin cenderesine sokuldu.
Şimdi Erdoğan diyor ki: “Belki de ülkemizde yeni bir anayasa tartışması başlamalı. Cumhur İttifakındaki ortağımızla bir anlayış birliğine varmamız halinde önümüzdeki dönemde yeni bir anayasa için harekete geçebiliriz.”
Bu “belki”li, “ortağımızla anlaşırsak” şartına bağlı, “önümüzdeki dönem” ve “harekete geçebiliriz” gibi takvimi belirsiz ihtimalli beyanlarla dile getirilen bir konunun “anayasa hamlesi” diye parlatılmasını, Saray dalkavukluğunu iş edinmiş medyatörlerden başka ciddiye alan olacak mı; beraber göreceğiz.
Ama “anlaşırsak” dediği ortağının, yakın zaman önce muhalefet tarafından yapılan demokratik bir anayasa taslağı çalışmasına nasıl ateş püskürdüğünü hatırlarsak, bu gündemin varacağı yeri çok daha iyi görürüz.
(O konudaki 21.11.20 tarihli yazımız: www.yeniasya.com.tr/kazim-gulecyuz/birlestirici-cagriya-boluculuk-iftirasi_532066)
Resmî ideoloji muhafızlığından vazgeçmeyen, tek adam rejimiyle kuvvetler ayrılığını ortadan kaldıran, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını berhava eden, bütün kurumları ve toplumu kendisine biat ettirmeye çalışan bir anlayışla demokratik bir anayasa olur mu?!
Yeni anayasa ancak demokrasiyle olur.