Yeni Asya İstanbul Temsilciliğinin düzenlediği online “Bediüzzaman ve demokrasi” paneli, güncel konulara yönelik son derece önemli mesajların verilmesine vesile oldu.
Üstadın bilhassa Eski Said Dönemi Eserlerinde 110 küsur sene önce dile getirdiği tesbit, ölçü ve hakikatlerin bugün de tazelik ve geçerliliğini koruduğu bir kez daha görüldü.
Bu meyanda çok takdire şayan bir konuşma yapan Taha Akyol’un Eski Said Dönemi Eserlerine ve özellikle Münazarat’a atıfta bulunup cümle ve pasajlar aktarırken, Bediüzzaman’ın istibdada karşı ortaya koyduğu duruşun İslam âlimleri geleneği içerisinde bir “ilk” olduğunu vurgulaması dikkat çekici ve manidardı.
Karar’daki yazılarında da Üstadın bu yönünü her vesileyle hatırlatan Akyol’a, Ahmet Battal’ın ilettiği “Eski Said Eserleri eksenli” bir tahlil yapması çağrısını biz de tekrarlıyoruz.
Üstadı çok iyi anlayan, bunu takdirkâr ifadeleriyle dile getiren ve münhasıran bu sebeple 27 Mayısçıların hışmına uğrayan Prof. Dr. Ali Fuat Başgil için yazmakta olduğu, bir an önce çıkmasını ve okumayı arzu ettiğimiz eserin bir muadilini Bediüzzaman için de bekliyoruz.
Her ne kadar kendisi “Bu konuya sizin kadar vâkıf değilim” diyerek tevazu gösterse dahi, 1992’de Ali Ferşadoğlu’na verdiği ve Yeni Asya’da çıkan mülâkatında “çağın Gazalî’si” olarak nitelediği Said Nursî’yi de kendi perspektifiyle çok iyi yorumlayacağından eminiz.
Bu zorlu süreçte daha da önem kazanan hukuk ve demokrasi duyarlılığıyla öne çıkan bir tefekkür ve kalem erbabı olarak Akyol’un yapacağı Bediüzzaman tahlillerinin, isabetli bir yaklaşımla eleştirdiği “siyasal İslamcılık” zihniyetince tıkanan düşünce dünyamıza yeni ufuk ve pencereler açacağına inanıyoruz.
Gerçek şu ki, Akyol’un da Üstada atıf yaparak vurguladığı gibi, İslam dünyasını orta çağda durdurup geri bırakan en önemli sebepler arasında yer alan “çeşit çeşit istibdatlar”ın aşılması için, bu konularda 110 sene önce çok esaslı tahliller yapmış olan Bediüzzaman gibi bir referans ismin yorumlarının kamuoyunca bilinmesine son derece büyük bir ihtiyaç var.
Ülkemizin içine sürüklendiği tek adam rejiminden çıkıp demokratik parlamenter sisteme ve hukuk devletine geri dönmesi için gerekli fikrî altyapının oluşturulması için de bu yöndeki çalışmalara yoğunlaşmamız gerekiyor.