"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İhlâsı kıran ve riyaya sevk eden sebepler

Risale-i Nur'dan
08 Şubat 2025, Cumartesi
(Dünden devam)

İhlâsı kıran ve riyaya sevk eden pek çok esbabdan iki üçünü muhtasaran beyan edeceğiz.

BİRİNCİSİ: Menfaat-i maddiye cihetinden gelen rekabet, yavaş yavaş ihlâsı kırar. Hem netice-i hizmeti de zedeler. Hem o maddî menfaati de kaçırır.

Evet, hakikat ve ahiret için çalışanlara karşı bu millet bir hürmet ve bir muavenet fikrini daima beslemiş. Ve bilfiil onların hakikat-i ihlâslarına ve sadıkane olan hizmetlerine bir cihette iştirak etmek niyetiyle, onların hâcât-ı maddiyelerinin tedarikiyle meşgul olup vakitlerini zayi etmemek için sadaka ve hediye gibi maddî menfaatlerle yardım edip hürmet etmişler. Fakat bu muavenet ve menfaat istenilmez, belki verilir. Hem kalben arzu edip muntazır kalmakla, lisan-ı hal ile dahi istenilmez. Belki ummadığı bir halde verilir. Yoksa ihlâsı zedelenir. Hem “Benim ayetlerimi az bir dünya menfaatiyle değiştirmeyin. (Bakara Suresi: 41)” ayetinin nehyine yanaşır, ameli kısmen yanar.

İşte bu maddî menfaati arzu edip muntazır kalmak, sonra nefs-i emmare, hodgâmlık cihetiyle, o menfaati başkasına kaptırmamak için hakikî bir kardeşine ve o hususî hizmette arkadaşına karşı bir rekabet damarı uyandırır. İhlâsı zedelenir, hizmette kudsiyeti kaybeder, ehl-i hakikat nazarında sakil bir vaziyet alır. Ve maddî menfaati de kaybeder.

Her ne ise, bu hamur çok su götürür. Kısa kesip, yalnız, hakikî kardeşlerimin içinde sırr-ı ihlâsı ve samimî ittifakı kuvvetleştirecek iki misal söyleyeceğim.

Birinci Misal: Ehl-i dünya, büyük bir servet ve şiddetli bir kuvvet elde etmek için hatta bir kısım ehl-i siyaset ve hayat-ı içtimaiye-i beşeriyenin mühim âmilleri ve komiteleri, iştirak-i emval düsturunu kendilerine rehber etmişler. Bütün sû-i istimalât ve zararlarıyla beraber, harika bir kuvvet, bir menfaat elde ediyorlar. Halbuki iştirak-i emvalin, çok zararlarıyla beraber, iştirakle mahiyeti değişmez. Her birisi umuma gerçi bir cihette ve nezarette mâlik hükmündedir fakat istifade edemez.

Her ne ise, bu iştirak-i emval düsturu a’mâl-i uhreviyeye girse, zararsız azîm menfaate medardır. Çünkü bütün emval, o iştirak eden her bir ferdin eline tamamen geçmesinin sırrını taşıyor...

(Devamı var)

Lem’alar, 21. Lem’a, s. 279

LÛ­GAT­ÇE:

?a’mâl-i uhreviye: ahirete ait ameller; iş, hareket ve ibadetler.

esbab: sebepler.

hâcât-ı maddiye: maddî ihtiyaçlar.

hodgâmlık: sadece kendini düşünmek, bencillik.

iştirak-i emval: mal ortaklığı.

menfaat-i maddiye: maddî menfaat, çıkar.

muavenet: yardım.

muntazır: bekleyen, gözeten.

nehiy: yasaklama, menetme.

riya: iki yüzlülük, bir işi Allah rızası için değil de gösteriş için yapma.

sakil: ağır, sıkıntı veren, sıkıntılı.

Okunma Sayısı: 300
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı