Üstad Bediüzzaman Said Nursî’yi, vefatının 58. yıldönümünde, geride bıraktığı eşsiz eseri Risale-i Nur Külliyatındaki Kur’anî ölçü ve prensiplere duyulan ihtiyacın her alanda çok daha kuvvetli şekilde hissedildiği bir ortamda yine rahmetle ve dualarla yad ediyoruz.
Biz Üstadı dünya gözüyle göremedik. (Bu satırların yazarı, Üstad vefat ettiğinde henüz bir yaşını dahi doldurmamıştı.)
Ama şükürler olsun ki, bizimle aynı yaşlarda olan veya daha sonra gelen bahtiyar nesillerle birlikte, Risale-i Nur’u tanıyıp okuma nimetine mazhar olduk.
Zaten Üstad hayatta iken de, özellikle son yıllarında giderek artan ziyaret taleplerinin çoğunu “Zahmet etmenize ve masrafa girmenize gerek yok, bulunduğunuz yerde eserlerimden birini açıp okuyun, benimle görüşmüş gibi olursunuz” diyerek geri çeviriyor ve nazarları eserlere yöneltiyordu.
Ve “Ölümüm hayatımdan fazla hizmet edecek” derken, eserleriyle ortaya koyduğu iman ve Kur’an hizmetinin, talebeleri tarafından haklı şûra esası üzerinde teşkil edilecek ihlâslı ve mütesanid bir şahs-ı manevî ile devam edeceğini söylüyordu.
Nitekim öyle de oldu. Nur hizmeti, Üstadı hiç görmeyen, ama eserleriyle yollarını aydınlatan genç nesillerin bu manalar etrafında kenetlenerek yaptığı çalışmalarla devam etti. Daha Üstadın sağlığında iken, hiçbir kuvvetin söküp atamayacağı bir sağlamlıkla Anadolu’ya kök salan bu hizmet dallanıp budaklandı ve dünyanın her tarafına yayılarak küresel bir boyut kazandı.
Risalelerin telifinin başladığı Barla’dan itibaren İlahî bir istihdamla hizmette yer almış saff-ı evvel öncüler; Kastamonu, Denizli, Afyon, Emirdağ, Isparta, İstanbul... safahatında nurlu kervana dahil olmuş kahramanlar derken, hizmet bayrağı sürekli yenilenen genç nesiller tarafından devralınarak burçlarda dalgalandırılıyor.
Sayıları giderek azalan son şahitler de emeklerinin zayi olmadığını ve boşa gitmediğini görmenin mutluluğu içinde, gençlerin bu hizmetlerini takdirle takip ediyor, alkışlıyor ve Allah’a şükrediyorlar.
Ne mutlu Barla’da yakılan meş’alenin ışığıyla yürümeye devam eden bu nurlu ve onurlu kervanda yer alan bahtiyarlara.
BB: “Tarikatların işi ticaret, siyaset değildir.” Biz bunu yıllardır söylüyor ve yazıyoruz. Ve şunu da söylüyoruz: “Devlet ve siyaset, cemaat ve tarikatlardan elini çeksin.” Detaylar, ilk baskısı 2011’de çıkan Cemaatler: Toplum-Siyaset-Devlet kitabımızda.
Bir Çanakkale efsanesi - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/bir-canakkale-efsanesi_456760