26 Ağustos 2014, Salı
Keşke siyasetin öğütücü çarklarına kapılmasa ve belki bazı yönleriyle cazip, ama son derece de riskli alanda kaybolanlardan biri olmasa dediğimiz isimlerin önde gelenlerinden biri Ahmet Davutoğlu.
Zengin tefekkür dünyası, entelektüel birikimi, geniş ufku, derinlikli bakışı, kendi medeniyetimizin değerlerini özümsemiş kişiliği ve üretkenliği ile fikir âlemimize çok önemli katkıları olan ve daha da olabilecek bir isim.
Sosyal ve siyasî hadiselerin tarihî arkaplanını da iyi okuyup, güncel ve müstakbel gelişmeleri o birikimle yorumlama noktasındaki vukuf ve ehliyeti, eserlerinde görülüyor.
“Müslümanların bilhassa bu dönemde Said Nursî’nin Şam Hutbesi’ni okuması şart” beyanı, işin özüne vâkıf olduğunun işareti.
Ancak her an farklı dengelerin şekillendirdiği reel siyasetin kaygan zemininde bu fikirleri hayata geçirmenin hiç de kolay olmadığı, hattâ yer yer imkânsızlaştığı, Davutoğlu’nun dışişleri bakanı olarak görev yaptığı süre içinde yaşanan ibretli örneklerle sabit.
En çarpıcı örnek, “komşularla sıfır sorun” parolasıyla girilen ve bir noktaya kadar çok iyi giden politikanın gelip dayandığı nokta.
Özellikle Suriye ve Irak’ta yaşanıp, sonuçları Türkiye’yi de birçok yönden ciddî şekilde etkileyen gelişmeler, son derece kaygı verici.
AB sürecinde bir türlü aşılamayan tıkanma ve durgunluk da bir başka önemli handikap.
Davutoğlu, AB sürecinin Türkiye’ye bilhassa hukuk, demokrasi ve özgürlükler noktasında getirdiği kazanımların önemini özümsemiş bir insan. Bunu örnekleriyle biliyoruz.
Ama üyesi olduğu hükümetin genel politikası ve Başbakanın tavrı, ayrı telden çalıyor.
Şimdi Davutoğlu dışişleri bakanlığından başbakanlığa geçiş yapacak. Bu geçişin lider atamasıyla gerçekleşiyor olması, daha ilk etapta onu sıkıntıya sokacak hususlardan biri.
AKP’nin olağanüstü kongresine Davutoğlu’nun adı Erdoğan tarafından dikte edildi.
Bu durum onun baştan “emanetçi başbakan” olarak damgalanmasına yol açabilir.
Adını Erdoğan’dan daha önce telaffuz eden Gül’ün Davutoğlu için “Onu siyasete kazandıran benim” şeklindeki ifadeleri ise, parti içi mücadeledeki zorluklarını çoğaltabilir. Bir nevi “arada kalma”nın sıkıntılarını çekebilir.
En büyük zorluğu ise, zaten başından beri kendisini “dâvânın lideri” olarak görüp, halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı olarak bu tavrını daha da dominant ve baskın bir konumda sürdürme isteğinin işaretlerini her fırsatta veren Erdoğan’la çalışırken yaşayacak gibi.
Başbakanlığını kutlayıp hayırlı başarılar dilediğimiz Davutoğlu’nun, bu zorlukları aşacak dirayeti göstermesini temennî ediyoruz.
*
tweet-1: Emniyet İstihbarat’ın 2009’daki fişleme yazısı bilahare iki kez iptal edilmiş. Peki. MİT ve Jandarmanın fişleme ve takiplerinden ne haber?
tweet-2: Fişlemeler bir yana, AKP yandaşlarının sosyal medyada iğrenç küfürlerle sürdürdüğü ‘Cemaatlere ölüm’ kampanyaları için iktidar ne diyor?
Okunma Sayısı: 4065
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.