"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Boğaziçi milâdı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
10 Şubat 2021, Çarşamba
Görünen o ki, Boğaziçi Üniversitesine Erdoğan’ın “rutin” dediği işlemle kayyım rektör atanmasından sonra olayın aldığı şekil, özellikle iktidarın hiç beklemediği ve hesap etmediği gelişmeleri beraberinde getirecek.

Öğrencilerin ve öğretim üyelerinin ortaya koyduğu kararlı tepki ve duruş karşısında iktidarın tavır ve söylemleri hep ters tepiyor.

Erdoğan’ın “Öğrenci misiniz, terörist misiniz?” çıkışları ve ardından, 2009’da Türkiye Millî Kültür Vakfının 40 Vakıf İnsana Vefa toplantısında “Küçük Ağa ile Kurtuluş Savaşını, Osmancık ile Osman Beyi, Şeyh Edebali’yi ondan öğrendik” dediği Tarık Buğra’nın kızı Prof. Dr. Ayşe Buğra’yı provokatörlükle suçlayarak gösterdiği “vefa” da aynı etkiyi yaptı.

Eylemlere katılan başörtülü öğrenci Şeyma Altundal’ın “Yerlerde sürüklediler, başörtüm açıldı, ters kelepçe yapıldı, başörtümü takmama izin vermediler. Polis ‘Ben örteceğim senin başını. Eğ başını, görürsün sen’ dedi” sözleri ise işin bir diğer vahametini gösterdi.

Yine Şeyma’nın gözaltı sonrası bırakıldığında “Nezarethaneye girince bir tabela gördüm: ‘Haklarınızı biliyor musunuz?’  Haklarımızı bildiğimiz ve onları dile getirmekten çekinmediğimiz için buradayız. Devlete değil, yalnızca Allah’a kul olduğumuz ve tek otorite Onu bildiğimiz için buradayız” sözleri konuyu tamamladı.

Bunlar, Boğaziçi direnişini “terör” örgütleri ve özellikle LGBT ile Kâbe posteri provokasyonu üzerinden itibarsızlaştırıp “Yeni bir Gezi kalkışması” senaryosuyla üzerine gitme ve bastırma hesabı yapan iktidarı zora soktu.

Öğretim üyelerinin sıkı dayanışması, perde gerisinde yoğun şekilde yapıldığı belli “ikna” gayretlerine rağmen dağıtılamayınca, iletişim ve hukuk adıyla iki yeni fakülte kurulmasının gündeme getirilmesi de sonuç vermedi.

Tam tersine “kadrolaşma ve rant” tartışmalarını tetikleyerek işi yeni bir boyuta taşıdı.

Gelinen noktada ABD faktörü üzerinden yeni bir atraksiyon denemesi daha yapılıyor.

İktidarın Biden yönetimiyle temas kurabilmek için her koldan dört gözle işaret beklediği bir ortamda bu denemenin nasıl bir sonuç vereceğini de hep beraber göreceğiz.

Ama gelinen noktada görünen o ki, Boğaziçi direnişi tek adam rejiminde iyice sindirilen diğer üniversitelerdeki suskunluğun aşılmasına sağladığı katkıyla da bir “milat” olacak...

Okunma Sayısı: 4309
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Arif Altay

    10.2.2021 15:34:01

    MHP ve VP'nin desteği var ya, o yeter!

  • Serhat

    10.2.2021 07:28:08

    Üniversite gençliği bu olayları görüyor, ezici çoğunluk olarak hükümetin tavrını tasvip etmiyor. Bu yaşanan süreç nedeniyle hükümet, üniversite gençliğinin güven ve desteğini önemli ölçüde kaybetmiş durumda.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı