"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Türkiye’ye barış sizinle gelmez…

İbrahim Aktaşcı
29 Ekim 2024, Salı
Vaktiyle, memleketin birinde, farenin biri bir kile Felemenk peynirinin içine girer ve başlar yemeye.

Biraz sonra arkadaşları gelir ve “yukarı mahallenin fareleri bölgemizi ihlal etti, konteynırdaki yiyeceklerimizi götürüyorlar” diyerek onu kavgaya çağırırlar.

Fare, hiç istifini bozmaz ve peynirin içinden şöyle seslenir: “Arkadaşlar, ben kavgaya gelmiyorum. Artık barıştan yanayım…”

Bugünkü köşe yazımız, lafla peynir gemisi yürütmek isteyenler hakkında olacak.

Türkiye gündemine yetişmek çok zor doğrusu. Yenidoğan çetesi, Polat’ların tahliyesi, vergi isimli haraçlar, Köfteci Yusuf, bavulunda 60 kilo kaçak altın ile havalimanı VIP geçişini kullanırken yakalandığı iddia edilen AKP eski Milletvekili Fatih Metin’in eski danışmanı Yunus Emre Morkoç ve daha niceleri.

Ne hikmetse her skandalın ucu siyasilere dayanıyor ve sonunda üstü bir şekilde kapatılıyor. Türk halkı, basına yansımış bir skandalı, patlayan daha büyük yeni bir skandalla unutuveriyor.

Saydıklarımızı bir kenara bırakıp, turpun büyüğüne gelelim. 

Malumunuz; Devlet Bahçeli, Öcalan’a seslendi ve özetle şunları söyledi: “Gelsin, Meclis’te konuşsun, örgütün lağvedildiğini haykırsın. Gereğini yaparsa, umut hakkından faydalanması için ilgili yasal düzenlemeler de yapılsın.”

Doğrusu bizim hiç şaşırmadığımız, büyük bir kesimin ise “Bahçeli’den bunları duymayı hayatta beklemezdim” dediği bu sözler, bir anda ülkenin gündemine oturdu. 

Pekâlâ; seçimlerden önce, Kemal Kılıçdaroğlu’nu Kandildekilerle berabermiş gibi gösteren montajlı bir videoyu miting meydanlarında izleten ve muhaliflerine terörist yaftası vuran Erdoğan ve ortağı, gerçekten barış istiyor mu? Barış gerçekten sağlanabilir mi?

“O çıksın, bu girsin, biri konuşsun, diğeri sussun” tartışmaları bir yana, bizler barışın gelmesini sahiden isteriz. Güneydoğu problemini çözmüş bir Türkiye’nin, bölgenin daha güçlü bir aktörü ve AB’ye daha ciddi aday olacağı kesin. Bu, mü’minlerin en esaslı hedefi olan İttihad-ı İslam’ın da en önemli ön şartı. 

Ancak şunu kabul edelim ki Türkiye’ye barış bu iktidarla gelmez. Altı ayda bir düşman değiştiren bu iktidarın dostluğuna hiç güvenilir mi?

Barış sağlandı diyelim. Barışın süreceğinin garantörü kim olacak? Yürüyen tek adam rejimi mi yoksa yürümeyen hukuk devleti mi? 

Her affın içinde olduğu gibi bu affın içinde de bir intikam gelip gidiyor mu?

Ve son soru: İktidar barışı kimin için istiyor, barışı isterken ihlaslı mı? 

Diğer soruların cevabını size bırakıp, son soruya cevap verelim:

Aklıselim, bu iktidarın, barışı halklar için istediğine de inanmıyor. Erdoğan ve Bahçeli, iktidarlarını sürdürecek yeni bir sistem arayışı için beyaz bayrak uzatıyorlar gibi. 

Madalyonun öteki yüzüne bakacak olursak orada da durum pek farklı değil. Anadili Kürtçe olanların haklarını savunmak iddiasıyla yola çıkan DEM Partililer “önderimiz” dedikleri Öcalan’ın “hapisten tabutla çıkmasını engellemek” için barışa evet diyorlar.

Yani bu tabloda barış en çok liderlerin şahsen işine yarıyor. Yani Türkiye’ye barış, bu iktidar ve bu muhalefet ile gelmez. 

Gelse de o barıştan hayır gelmez…

Okunma Sayısı: 1512
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • S.topuz

    29.10.2024 19:40:27

    ..."Cehennem'in vücudu ve şiddetli azabı, hadsiz rahmete ve hakikî adalete ve israfsız, mizanlı hikmete zıddiyeti yoktur. Belki rahmet ve adalet ve hikmet, onun vücudunu isterler. Çünki nasıl bin masumların hukukunu çiğneyen bir zalimi cezalandırmak ve yüz mazlum hayvanları parçalayan bir canavarı öldürmek, adalet içinde mazlumlara bin rahmettir. Ve o zalimi affetmek ve canavarı serbest bırakmak, bir tek yolsuz merhamete mukabil yüzer bîçarelere yüzer merhametsizliktir."... Bediüzzaman Said Nursî, Risale-i Nur Külliyatı, Asa-yı Musa - 48 Zâlimler, Kâfirler, Kâtiller ve Münafıklar için yaşasın CEHENNEM ve Esfel-i SÂFİLÎN! 🥺😭😪😡😤🙌🌹🤲🌹❤☝️🌙🕊🕊🕊🌍🇪🇺🇹🇷🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸🇵🇸

  • Salih

    29.10.2024 13:14:33

    Barış, gel meclise teslim olduğunu beyan et demek değildir. Barış, ülkenin demokrasi ile yönetilmesidir. İnsan hak ve hüriyetlerinin güvence altına alındığı bir anayasanın yapılmasıdır. Toplumsal barış, halkın oylarının değerli olduğu ve değişmez maddeleri olmayan bir anayasadır. Gerisi laf-u güzaftır. Gündem oluşturmaktır. MHP iktidarının ömrünün AKP üzerinden uzatma çabasıdır.

  • Mustafa Said Kara

    29.10.2024 06:56:05

    Ön yargılı olmamak lazım kardeşim. Barış kiminle gelirse gelsin hayırlıdır. Ayrıca hadi iktidar hesap peşinde diyelim. Ama muhalefette destek veriyor bu işe.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı