"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çekirgenin ayağında nalini

İbrahim Aktaşcı
23 Temmuz 2024, Salı
Birinci Dünya Savaşı’nın ortalarıdır. Alman Ordusu Avusturya Ordusuna bir telgraf çekerek, “bizim cephede durum ciddi, ancak fecî değil” mesajını gönderir.

Avusturyalılar bu telgrafa şöyle karşılık verirler: “Bizim cephedeyse durum fecî, ama ciddi değil…”

Tehlikenin farkında olmama hâli ve pervasızlığa vurgu yapan bu hikaye, Filozof Slavoj Zizek’e ait.

Medeni ülkelerde bir insan ömrüne sığamayacak hadiseler, ülkemizde neredeyse haftada bir vuku bulmaya başladı. Siyasetin ve sosyal hayatın bu keşmekeşliği, “bir yaşıma daha girdim” diyeceğimiz türden hadiseleri adeta normalleştirdi. İnsanlar; şaşırmaz, sorgulamaz, ciddiye almaz oldular.

Fecî ama ciddiye alınmayan hadiseler köşemizde bu hafta kaymakamlık sınavı var.

Karar’dan Merve Şişman’ın haberine göre, 2022 yılı Kaymakamlık sınavında yazılı sınavı kıl payı geçen adaylar, çok çalışmışlar(!) ve mülakatta en yüksek puanları alarak göreve atanmışlar.

Merve Şişman’ın haberinden bazı örnekler:

Yazılı sınav baraj puanının 71,3 olduğu 2022 Kaymakamlık Sınavında, yazılı sınavdan 71,57 alan Ali S. mülakattan 91 puan alarak atanmış. Babası Ak Parti’den Belediye Başkanıymış.

Yazılı sınavdan 72,20 puan alan Batuhan K. mülakattan 91,66 puan almış. Kaymakam olmadan önce Ülkü Ocakları Genel Merkezinde görev yapıyormuş.

Yazılı sınav puanı 72,23 olan Sevde M. mülakattan 80,66 puan almış. Babası İçişleri Bakanlığında Mülkiye Baş Müfettişiymiş…

Liste bir hayli kabarık. Bu kadarıyla iktifa edelim.

Normal bir ülkede bu türden bir iddia ortaya atıldığında yer yerinden oynaması beklenir. Soruşturmalar açılır. İstifa haberleri arka arkaya gelir. Gereği yapılmaz ise de halk sandıkta cezayı keser.

Ancak, -eskiden de birazcık var olan fakat- AKP iktidarı ile birlikte artık sıradanlaşan “torpil ve kadrolaşma” meselesine ve bu tür haberlere ülkemizde kimsenin ses çıkardığı ya da şaşırdığı yok.

Çünkü nepotizm ve kadrolaşma artık hayatımızın bir parçası. İnsanlar bu düzene itiraz etmek yerine bu düzenin bir parçası haline gelmeyi başarmak istiyor.

Ayağında nalini ile gezmeyi başarabilenlere de devletin tüm kapıları ve imkanları ardına kadar açılıyor.

Kaymakam, hakim-savcı, öğretmen, memur, temizlik görevlisi... Türkiye’de kamu personeli olabilmek, engelli maraton koşmaktan farksız.

Okulu bitir, diploma al, yazılı sınavı geç, güvenlik soruşturması, sözlü sınav ve mülakat… Hal böyle olunca memur adayı olan her bir çekirge, bir zıplıyor, iki zıplıyor, üçüncüsünde ona “şimdi git seneye şansını bir daha dene” deniyor.

Ancak ayağında “nalini” ile yarışa giren çekirgeler her zaman bir adım öndeler. Çünkü kamuya personel seçenler, aday çekirgenin ayağındaki nalini görünce, onu Kaymakam’ın gelini sanıyorlar ve ona “buyur sen geç” deniliyor.

Ayağında nalini olan çekirge sayısı öyle az uz da değil. Böyle giderse bu buğday bu istilaya dayanamayacak.

Yani anlayacağınız durum oldukça fecî ama kimsenin ciddiye aldığı yok.

Tefeci, künefeci, büfeci, latifeci, ulufeci hatta felsefeci dahi var hayatımızda.

Bir tek “fecî”ye yer yok aramızda.

Okunma Sayısı: 1627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mustafa

    23.7.2024 16:24:01

    Çok faydalı bir tespitler zinciri olmuş..

  • Pelin Kurukahveci

    23.7.2024 11:29:43

    Bu tür torpil konularını, adalet ve insan ilişkileri konularını sürekli gündeme getirmek iyi bir şey. Bununla beraber toplumda yaygınlaşan Allah’ın yasak kıldığı konulara da değinmelisiniz. Çocuk yetiştiricez korkuyoruz. İçki her yerde. Açık saçıklık almış başını gidiyor. Zina ve faiz yaygınlaşmış. Asıl sorun burda bence. Allahın emir ve yasaklarını uygulayacak devlet yaptırımları istiyoruz. Diyelim ki iktidar muhalefete geçti. Yönetimde adalet sağlandı. Ama yasaklar haramlar olduğu gibi kalmaya devam edecek. Kimse onlara dokunmayacak. Önce ilahi emir ve yasaklar topluma yerleştirilmeli. Dediğiniz işler ondan sonra anca düzelebilir.

  • Erhan

    23.7.2024 05:48:31

    Alma mazlumun ahını, çıkıyor aheste aheste! Depremler, seller, yangınlar, maden ocakları toplu ölümler, trafik kazaları, insanların birbirlerini boğazlaması, uyuşturucu, fuhuş, tüm bunların sistematik olarak çoğalarak gelmesi, Hak, Hukuk, Adalet’ten sistematik olarak uzaklaşarak, meydanı zulme terk etmekten oluyor.

  • Nahit Topaloğlu

    23.7.2024 00:15:48

    Bizim cephede âsâyiş berkemal. Durum fecî de değil ciddî de. Fecîye, ciddîye aramızda yer yok! Avrupa bizi kıskanıyor(muş)!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı