2018 Mayıs ayındayız. 29 Mayıs’ta İstanbul’un fethi kutlanacak. Fakat Ayasofyasız fetih kutlamaları artık çok cazip olmuyor.
İstanbul’u fethederek yüce Peygamberimizin (asm) duâsına mazhar olan ve Doğu Roma İmparatorluğunu sona erdirip çağ kapayıp yepyeni bir çağ açan ve Osmanlı devletini lâyık bir şekle getiren o büyük padişah Fatih Sultan Mehmed’in bizlere hediyesi Ayasofya ne zaman açılacak merak etmekteyiz.
Din ortak değerlerimizdendir. Bediüzzaman Said Nursî’nin ifadesiyle din, mâli umumidir hiçbir kuruluş o mukaddesleri kendi tekeline alamaz. Bilhassa katiyyen siyasete alet edilmemesi gerekir.
Böyle olması gerekirken iktidara geldiklerinde Ayasofya’yı açma vaadleri bir müddet sonra unutuluyor veya unutulmuş görünüyor.
Fatih Sultan Mehmed’in bedduâsını unutmamamız lâzım gelirken bütün vaadlere rağmen hâlâ böyle müze olarak kalması içimizi sızlatmaktadır. Mahzun Ayasofya cemaatini beklemekte ve biz de tekrar ibadete açılmasını beklemekteyiz.
Kimbilir belki de o şeref başka bir hükümete nasip olacaktır. Bu münasebetle Ayasofya hakkında yazdığım şiirimi takdim ediyorum.
MAHZUN AYASOFYA
Yıllarca boşuna mı bekledik?
Bayramlar gelsin diye,
Çok bayramlar geldi geçti
Biz onları bayram bilemedik
Bayramlar bayram olmaz ki sensiz Ayasofya
Ecdadın bize hediyesi ey Ulu mabed
Nur yüzlü hafızların okuduğu Kur’ân hani?
Hûşû içinde secde eden kullar hani?
Gözyaşlarıyla tesbih çeken diller hani?
Asırlarca semaya yükselen tevhid sedaları hani?
Semaya yükselen minarelerin niçin suskun?
Bugünkü halinden galiba bize küskün.
Tekbir alarak secde edilmeyen,
Tevhid, tesbih söylenmeyen yere
Hiç mabed denir mi? Ayasofya.
Kubbene nur yağan geceler nerde?
Okunan Kur’ân’daki heceler nerde?
Beklenen o nurlu fecirler nerde?
Yepyeni bir çağın müjdecisi
Şanlı Sultan Fatihin emaneti
Müjdeler beklemedeyiz artık
İstanbul fetholdu dediler, fakat
Seni hâlâ fethedemedik Ayasofya