Özellikle güçlü anti-toksin ve antiseptik kimyasallar ihtiva ettiği için, birçok iltihaplı hastalıkta, destek ve şifaya vesile olmaktadır. Ucuz ve bol miktarda, insanların istifadesine ikram edilen bu nimetten, eski hekimlerin araştırma ve denemeleriyle, tavsiye ettikleri karışımları ve kullanma şekillerini, sağlığa destek, hastalıklara şifa olması düşüncesiyle, ilgi duyanlara takdim edilecektir.

1) Antiseptik ve bakterisit (mikrop öldürücü) etkisinden faydalanmak için, çıbanların olgunlaştırılmasında ve yaraların enfeksiyon kapmasını önlemek için; kabukları soyulmadan külde pişirilmiş soğan yara, çıban veya dolama üzerine, ikiye bölünerek sarılır. Ayrıca keskin kokusundan dolayı, hafif baygınlık geçirenlere koklatıldığında, ayılmaya yardımcı olur.

2) Kalp damarlarını tıkanmalardan korumak için: Yarım çay bardağı soğan suyuna, bir kaşık saf zeytinyağı konur. Üzerine limon sıkılarak doldurulur. Sabah aç karnına veya yemeklerden 2 saat sonra içilir.

3) Gripte, nezlede, soğuk algınlığında, boğaz ve bademcik iltihabında; bir çay bardağı soğan suyuna, bir miktar bal konulup, içilir. Gargara yapılarak da yutulur. Soğan suyu balla şerbet yapılıp, içildiğinde gözleri kuvvetlendirir. Boğaz şişliklerinde faydalı olur.

4) Astımda, bronşitte; ½ litre süte, büyükçe bir soğan doğranarak, iyice pişirildikten sonra balla tatlandırılır. Günde iki bardak içilir. Bardağın biri gece yatarken içilirse, daha faydalı olur.

5) Hıçkırıkta; soğan sıkılır, aynı miktarda kaynar su ile karıştırılıp, içilir.

6) Prostatta; soğan suyu sirke ile içilir. Soğan prostatın normal çalışmasını temin eder, bozulmasını önler.

7) Soğan suyu, balla karıştırılarak, sürme gibi göze çekilirse, göz sulanmasını önler. Göz egzaması, kaşıntı ve göz tansiyonunu giderir.” 5

Uykusuzluk problemi yaşayanların, akşam yemeklerinde soğan yemeleri, faydalı bir destek sağlar. Sıkıntılı menopoz döneminde, meydana gelen rahatsızlıkların ve kemik erimesinin (Osteoporoz) önlenmesinde, soğan yemek faydalı destekler sağlar. Kanda kolesterol ve Trigliserid seviyesinin düzenlenmesi için; 500 gram mor soğan rendelenir, bir litre suyun içinde kaynatılır. Kaynadıktan sonra indirilerek 250 cl.  (büyük su bardağı) organik sirke ilâve edilir. 3-4 saat bekletildikten sonra, salata şeklinde yenir. Aynı zamanda fosfor yönünden zenginliği ile, kemik dokusunu güçlendirir. Nasır’da kırmızı soğanın suyu, sık sık sürülmeye devam edilir. Siğillerde, küçük bir soğan ince doğranarak, tuz ilâve edildikten sonra, sirke içerisinde 2 saat bekletilir, sonra siğilin üzerine bağlanır. Birkaç gün içinde, siğili köküyle birlikte giderir. Hafif yanıklarda (1. derece yanık); soğan ezilerek yanık bölgesine sarılırsa, ağrısını hemen keser. Her türlü ağrı ve sızıda, ağrıyan yere soğan ezilerek sarılırsa, ağrıyı kısa sürede keser. Tuzlu soğan suyu, sivilcelerin (Akne) üzerine sürülürse, sivilceleri kolayca geçirir. Cilt lekelerinde; soğan rendelenerek, sirke ile karıştırılır. 2-3 saat bekletildikten sonra sıkılır ve bu su ile, lekeler ovulur.

8) Öksürük ve nefes darlığında; bir soğan ince kıyılır, 100 gram organik bal ile karıştırılıp, 3 saat bekletilir. Sonra süzülür ve günde 3-5 defa birer çorba kaşığı içilir veya soğan suyu, organik balla eşit miktarlarda karıştırılıp sabah-akşam 50 gram içilir.

9) Atardamarların (Arterler) daralmasını engellemek için; filizlenmiş soğanın dış kısmı atıldıktan sonra, sadece iç kısmı alınarak suyu sıkılır. Aynı miktarda su ile karıştırılarak içilirse, farklı sebeplerden dolayı daralan atardamarları açar.

10) Egzamada, soğan suyu ve kekik suyu eşit miktarlarda karıştırılır. Egzama olan bölgelere sürülür veya soğan suyu, elma sirkesi ile eşit miktarlarda karıştırılır ve egzamalı bölgelere uygulanır. Sirke ne kadar kuvvetli olursa, o kadar iyi sonuç alınır. Yukarıdaki karışımla, dönüşümlü olarak da uygulanabilir.

11) Göz hastalıklarında; yeni sıkılmış soğan suyunu, günde 1-2 defa göze damlatmak, gözü temizler, kuvvetlendirir ve yeni oluşmaya başlayan kataraktı eritir veya soğan suyu az bir bal ile karıştırılarak göze damlatılması, iltihabı kuruttuğu gibi damarlardaki tıkanıklığı eritir, göz tansiyonunu düşürür, ayrıca katarakta çok iyi gelir.

12) Eski iltihaplı yaralarda; 200 gram havuç suyuna 30-50 gram soğan suyu karıştırılarak, sabah-akşam içilir. Buna 20-40 gün devam edilir. Kanı ve cildi temizler. Yüz rengini güzelleştirir, mide ve bağırsak yaralarını kapatır.” 6

13) “Soğan iyice ezildikten sonra, saf zeytinyağında pişirilir. Basura (Hemoroid) sürülürse, fayda sağlar.

14) Soğan yemek, sindirim sistemini kuvvetlendirir. Bağırsakları temizler. Sinirsel gerginlikleri rahatlatır. Damar kasılmalarını (spazm) dinlendirir. Kan dolaşımını düzenleyerek, dengede tutar. Antikanserojen etkisiyle, vücuda destek sağlar.

15) Ağız boşluğunu, enfeksiyonlara karşı dezenfekte etmek amacıyla, bir miktar soğan, 4 dakika çiğnenir. Bu süre ağızda antiseptik etki göstermesine yeterlidir. Ağızdaki soğan kokusunu gidermek için nane, maydanoz çiğnenmesi, iyi sonuç verir.” 7

Enerji, antitoksin ve antioksidan deposu olan soğanın, yemeklerde pişirilerek ve salatalarda sık tüketilmesi, vücut sağlığına ve savunmasına, güçlü destek veren vazgeçilemeyecek bir nimettir. Kokusunu öne sürerek, yemekten vazgeçilmemelidir. Pişirilerek yenirse, daha faydalı olacağı gibi, kokusu da giderilmiş olacaktır. Bunun yanında kokuyu gidermek için, ayrıca kakule, karanfil, anason çiğnenir ve dişler misvaklanır. Sonuç olarak soğan, değerini bilmemiz gereken, vücut sağlığının savunulmasında, stratejik bir gıda olduğundan, değerini bilerek tüketmeliyiz.

Sağlıcakla kalın.

Dipnotlar: 5) Tahsin PALAZ, Şifa Reçeteleri, s. 359, Hikmet Neşriyat 2001; 6) Dr. Aidin SALİH, Gerçek Tıp, s. 106, Sade Hayat Yayınları 2015; 7) Davud el ANTAKÎ, Tezkire-i Davud, s. 49 Mektebet el Asiriyya 2009.