Bir sabah güneşle birlikte yeniden doğmak, yeni, taptaze bir hayata mer- haba demek, güneşin yedi rengine doğru uçmak, kuşlar gibi maviliklere süzülmek, sonsuzluğa, özgürlüğe doğru kanat çırpma misali, asude bir iklimdir okumak...
Kur’ân’ın ilk emrinin “Oku” olması manidar değil midir? Rabbimizin Peygamberine (asm) ve onun nezdinde tüm insanlığa ilk çağrısının “Oku” hitabı olması..
Aynı şekilde Kur’ân’da; “Oku, dü- şün, tanı, bil” kavramlarının sıkça zikredilmesi, okumanın, tefekkür etmenin, öğrenmenin önemine işaret eder. Çünkü insan düşünen bir varlıktır. Bu âleme tekemmül etmek için gönderilmiştir. Bediüzzaman da; “Ey kendini insan bilen insan! Kendini bil, oku!” der.
Okuyan insan aydınlanır. Zihninde onlarca soruya cevap bulur. Karanlık gayyalara düşmekten okumakla kurtulur. Ruhunun açlığını giderir. Mahzun kalbi mutmain olur. Okumakla insan kendini tanır. Kâinatı okur. Bu okumaya tefekkür de diyebiliriz. Tefekkür etme kabiliyetine, bu bilgeliğe erişebilmek de ancak kitapların rehberliğinde olacaktır.
Ayrıca okumak insana farkındalık kazandırır. Yaşadığınız çağı iyi kavrar, insana ve sorunlarına vâkıf olursunuz. Okudukça insana sevgi, saygı oluşur yüreğinizde. Zihniniz güçlenir. Empatiniz gelişir. İnsanları tanıma kabiliyeti kazanırsınız. Ayağınız yere sağlam basar. Zamanla selim, bilge, düzgün bir karakter edinirsiniz. Okumak, sırlı bir irfan hazinesinin anahtarı gibidir. Okumak insanı özgür- leştirir. İnsanın hayatına birçok pencereler açar. Oradan aklî ve ruhanî manzaralar seyrettirir. Ve bunu insan, oturduğu yerden yapmış olur. Farklı dünyalara yelken açarsınız. Okumak sizi alır, okyanuslarda herhangi bir adaya götürür. Bazen ormanların kuytu bir köşesine, bazen de eski bir tekkenin zaviyesine, ahşap bir rahlenin önünde Kur’ân okuyan bir hafızın sesi gibi olursunuz.
Öyle kapılırsınız ki okumanın büyüsüne, sanki Medine sokaklarına kapı açılır, Peygamber’in (asm) meclisinde bulunuyormuş hissiyatını yaşarsınız. Binlerce insanla tanışır, birçok karakter öğrenirsiniz. Dünyanın bir ucunda, oranın kültürüyle, insanlarıyla tanışır, arkadaş olursunuz.
Nâbî de, okumanın güzelliğini şöyle ifade eder:
“Etme âr, oku, öğren ehlinden,
Her şeyin ilmi güzeldir cehlinden.”
Okumanın su kadar, nefes kadar ihtiyaç olduğu aşikâr. İlk emri “oku” hitabı olan bir dinin mensubu olarak okuma eylemine sahip çıkmalı, okuma alışkanlığı edinmeliyiz.