Kimileri ‘hak, hukuk ve adalet çağrıları’nı içi boş bir slogan olarak görmüş olabilir, ama esasında bu mesele Türkiye’nin en önemli dertlerinden birisidir.
Hukukçuların ve değişik sahalarda uzman olan isimlerin ısrarla yaptıkları “hak, hukuk ve adalet” çağrılarının dikkate alınmamış olması ülkemiz açısından büyük bir kayıptır.
Tabiî ki bu noktadaki çelişkiler saymakla bitmez. Bir yandan ‘darbe anayasasından kurtulma’ çağrıları yapılırken, öte yandan da en azından bazı konularda ‘darbe anlayışı’nı hatırlatan uygulamaların yapılması büyük bir çelişki değil mi? Darbeci anlayışın birinci işi ‘keyfi iş yapmak’ olduğuna göre; kanunun suç saymadığı fiilleri suç saymak ‘keyfilik’ değil mi? Peki, ‘bizim gibi düşünüp keyfilik yapanlara destek olalım’ diyenlerin haklı olması mümkün müdür? Maalesef ülkemizde bu anlayış taraftar buldu ve ‘haksızlık yapan bizden’ diyerek yanlışa itiraz etmeyenler çoğaldı.
Ekonomistlerin bile ‘hak, hukuk ve adalet’i hatırlatma ihtiyacı duydukları bir dönemdeyiz. Bu bile işlerin nasıl şirazesinden çıktığını görmek için yeterli olsa gerek. Nitekim Nobel ödüllü ve aynı zamanda Amerika’daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Daron Acemoğlu, da ‘yargı’ hatırlatması yapmış. Brand Week kapsamında konuşma yapmak için Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Acemoğlu’na, “Karşımda Nobelli bir ekonomist oturunca tabiî ki en önemli soruyu sormam kaçınılmaz. Türk ekonomisinin en önemli sorunu ne?” sorusunu yöneltilmiş.
Daron Acemoğlu bu soruya şöyle cevap vermiş: “Bir, yargı. Güvenilir, saygı duyulur bir yargı düzeni kurulması şart. Bu olmadan olmaz. Buna paralel olarak eğitim sistemini elden geçirmek gerek. Rekabete açık, özgür düşünmeye programlanmış, yapay zekâyı doğru kullanmayı bilen, yeniliklere açık ve yeniden söyleyeyim özgür düşünceli bir eğitim sistemi oluşturmadan Türk ekonomisinin kalıcı biçimde düzelmesi mümkün değildir. Hep kurumlara vurgu yapıyorum. Bu kurumların başında yargı kurumları ve eğitim kurumları gelir. Bu iki kurumu sağlıklı olmayan ülkeler ekonomilerini kalıcı biçimde düzeltemezler.” (Teke Tek Bilim Youtube kanalı, 10 Kasım 2024)
Elbette ‘yargı ve eğitim’ hatırlatması için Nobel Ödülü almış olmaya gerek yok. Fakat ekonomik sıkıntıların sona ermesi için de yine ‘hak, hukuk ve adalet’in gerekli şart olduğunun beyan edilmesi önemlidir. Tabiî ki aynı zamanda eğitim meselesi de unutulamaz bir konu.
Bütün bunlar gözümünüz önünde cereyan ettiği halde Türkiye’yi idare edenlerin; hem de parasız yapılabilecek ‘hak, hukuk ve adalet yolu’nu inşa etmemelerinin sebebi ne olabilir? İnsaf ehli çoğunluk hak, hukuk ve adalet hatırlatması yaptığı halde sanki ülkemizin böyle bir derdi yokmuş gibi tamamen başka konularla uğraşılması ve insanlara sürekli hamaset pompalanması yanlış değil mi?
Tekrarlayalım: Adalet olmadan asla!