"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Acemoğlu haksız mı?

Faruk ÇAKIR
16 Kasım 2024, Cumartesi
Türkiye’nin yakın tarihi çeşitli sebeplerle hem tam bilinemiyor, hem de gereği gibi tartışılamıyor. Maalesef bazı konular “tabu’”hâline getirilmiş ve “resmî tarih” dışında görüş beyan edenler bir anda eleştiri yağmuruna tutuluyor.

Esasında yapılana “eleştiri” değil, “medya linci” demek belki daha isabetli olur. Yakın zamanda yine böyle bir “medya linci” yaşandı. Bu defa bu lince maruz kalan, yakınlarda “2024 Ekonomi Nobel Ödülü” alan Daron Acemoğlu oldu. 

Önce tartışmaya konu olan soru ve cevabı (kelimesi kelimesine olmasa da) özetleyelim: “(Prof. Dr. Acemoğlu’na sorulan soru) Türkiye’de seninle aynı şeyi düşünen geniş kesimler senin bir şeyini çok eleştiriyorlar. Eleştiriyor demeyim, kabullenmiyor. O da senin cumhuriyetin kuruluş dönemleriyle ilgili yapmış olduğun eleştiriler. O dönemi sen, baskıcı, otoriter bir dönem olarak değerlendiriyorsun. Ama şöyle gerekmiyor mu? Atatürk, evet bir nevi diktatörlükle başlıyor, ama kendisinin demokrasi denemeleri de var. Fakat onun hayatta olduğu dönemlerde Türkiye’de büyük yüzde 7’lerde. Ki bütün dünyada 1929 krizinin egemen olduğu, dünya ekonomisinin küçüldüğü dönem. (Ayrıca) Avrupa’da ya diktatörlerin olduğu ya da kaotik rejimlerin olduğu yerler. Niçin o dönemi bu kadar eleştiriyorsun?” 

Amerika’daki Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun cevabı (özetle) şöyle: “Çünkü bence o dönemde de fırsatlar kaçırıldı da o yüzden. Atatürk’ün bazı yaptıkları mecburdu. (...) Ama aynı zamanda Atatürk o sırada politik sistemi açabilmek gibi elinde opsiyon olmasına rağmen tam tersini yapıyor. Elinde gücü merkezileştirmeye çalışıyor. Mümkün müydü gerçekten daha demokratik bir şey olması. Belki de mümkündü. Niye? Çünkü Osmanlı’dan başlayarak yani 1. Dünya Savaşından önceki parlamentolara bakarsanız daha çoğulcu bir sistem var. İlk İstiklâl Savaşı sırasında bile var. İyice (gücü) eline geçirmeden önce. Ve tabi Atatürk’ün bunu yapmasının nedeni belki öbür türlü savaşın efektif olmayacağını mı düşündü, ama aynı zamanda nereden geldiği de önemli; İttihat ve Terakki Partisi’nden (geliyor.) (İçlerinde onu sevmeyenler de var ama) İttihat ve Terakki Partisi bir kurum olarak, düşünce olarak tabii ki demokrasiye çok yakın değil, çok yukardan. Ve onun dışında bir sistem olsa özellikle daha muhafazakâr kesimi biraz daha sistemin içine almanın başka bir yolu var mı? Önemli olan bu konu. Çünkü sonuçta halka bir şeyi empoze edersen bu sonunda geri geliyor. Yani bunun başka bir yolu yok. Hiçbir yerde ‘biz bunu empoze ettik de geri gelmedi’ yok. Çok özel zamanlarda olursa örneğin Fransa’da Napolyonik savaşlar zamanında savaştan dolayı belki geçiyor. Ama onun dışında hemen hemen hiç örneği yok. O yüzden daha baskıcı değil de daha çoğulcu bir şekilde yapmanın mümkün olduğunu düşünüyorum o zamanki reformların. Ve bunun da çok büyük bir önemi var çünkü Türkiye’nin demokrasisinin problemi ben başından beri sivil toplumun çok zayıf ve gücün de devleti kim kontrol ediyorsa onun elinde merkezileşmesi (olarak yorumluyorum.) E, bu Atatürk’e de geri gidiyor, Osmanlı’ya da geri gidiyor.” (Fatih Altaylı’nın Tete Tek Bilim programı, youtube.com/watch?v=6tpUTPyaCj8, 11 Kasım 2024)

Bu programın yayınlanması sonrasında çok sayıda “meşhur isim” Daron Acemoğlu’nu lince tâbi tuttu. Acemoğlu’nu “kınayan”ların mesajlarına bakıldığında esasında slogandan öteye gitmediğini görmek mümkün. Yok efendim “100 sene öncenin işi bugünkü şartlarla mı değerlendirilir, vs.” demişler. İyi de işinize geldiğinde 500 sene önceki meseleleri bugünkü “akıl ve şartlar”la değerlendirmiyor musunuz?

Meselenin vuzuha kavuşması için “tabular”ın sona ermesi ve hür bir tartışma zeminine ihtiyaç vardır. “O ekonomiden anlar, ekonomi dışında konuşmasın” demekle bir yere varılabilir mi? Hem “dünya görmüş” Acemoğlu, eleştirilerinde haksız mı?

Okunma Sayısı: 268
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı