Bir an önce sona ermesini temenni ettiğimiz Gazze’deki İsrail zulmünün devamı biraz da ‘dünya liderleri’nin hadiseyi ‘uzaktan izlemesi’ sebebiyledir.
Ellerinde imkân olan ‘büyük devletler’ kesin bir dille İsrail’e “Zulme son ver, işgali bitir” demiş olsa Filistin’deki savaş sona ermiş olmaz mıydı?
Filistin’in BM Daimî Temsilcisi Riyad Mansur, haklı olarak bu yönde serzenişte bulunmuş ve bir bakıma kaçıncı defa olduğunu hatırlamadığımız üzere “Zulme seyirci olmayın” demiş.
Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Riyad Mansur, yaptığı konuşmada “Soykırım kendi kendine son bulmayacak. Her bir BM üyesi ve bir bütün olarak BM’nin bunu sonlandırma yükümlülüğü bulunmaktadır” şeklinde konuşmuş. (AA, 6 Kasım 2024)
Mansur, 193 üyeli BM Genel Kurulu’nda Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) ilişkin gelişmelerin ele alındığı oturumda konuşmuş. İsrail’in UNRWA ve BM’ye yönelik saldırısının uzun zamandır Filistin meselesini “tasfiye etme” girişimlerinin bir parçası olduğunu kaydeden Mansur, “İsrail soykırımının bir diğer delili de sadece Filistinli sivilleri değil, aynı zamanda onlara yardım etmeye çalışanları hedef almasıdır” demiş.
Filistin’in BM Daimî Temsilcisi Mansur, şunları da ilâve etmiş: “Uluslararası toplum Filistinlileri terk edip insanlığı terk mi edecek, yoksa onları kurtarmak ve uluslararası hukuka dayalı düzenimize olan güveni yeniden tesis etmek için harekete mi geçecek? BM’ye karşı eşi görülmemiş bir savaş izliyoruz. İsrail, hem bu salonlarda, hem de sahada BM’ye böyle bir saldırı nasıl düzenleyebilir? Hâlâ nasıl BM üyesi olarak kendini tanımlayabilir? Bu saldırı sadece bir karalama kampanyasından ibaret değildir, gerçek hayatta sonuçları bulunmaktadır. İsrail’in BM personelini daha önce hiç görülmemiş düzeyde öldürmesine yol açmıştır.”
Yüz defa değil, dokuz yüz defa haklı olan bu çıkış, bu çağrı, bu feryat duyulmadan olur mu? İsrail, Filistin’de yaptıklarıyla sadece orada yaşayanlara değil, BM mensuplarına saldırmakla New York’taki “BM binasına ve çalışanlarına da” hükmen saldırmış olmuyor mu? Aynı zamanda bütün insanlığa ve hukuka da saldırmış sayılmaz mı? Bu apaçık meseleyi “dünya liderleri”nin görmemiş olması kabul edilebilir mi?
Evet, hiç bir zulüm ilanihaye, sonsuza kadar sürüp gitmez. İsrail’in Filistin ve Gazze’de yaptığı zulüm ve tabii ki başka zalimlerin başka ülkelerde yaptıkları zulümler de nihayetinde sona erecektir. Fakat bu ‘sona erme’nin hemen ve erkence olması icap eder. Yoksa “Basra harap olduktan sonra” zulümlerin sona ermesi çok da bir anlam ifade etmez.
Unutmayalım ki Gazze’de ya da başka mazlum beldelerde sadece insanlar değil, bir bütün olarak “insanlık” katlediliyor. Zulümler seyrederek önlenemeyeceğine göre zalimlere “dur, mazlumlardan elin çek” demek icap eder. BM’ye ve ‘hür dünya’ya böyle demek düşer ve yakışır...