Haklı olarak ekonomik meseleleri daha fazla konuşuyoruz, ama esas meselenin ‘hak, hukuk ve adaleti tesis etmek’ olduğun da görmek durumundayız.
Eğer Türkiye adalet sisteminin iyi işlediği bir ‘hukuk devleti’ olabilseydi derin ekonomik ve siyasî krizlere sürüklenir miydi?
Bilindiği üzere Kâzım Güleçyüz (yaşça da büyüğümüz olduğu için ağabeyimiz) paylaştığı bir mesaj sebebiyle haksız yere tutuklandı ve cezaevine gönderildi. Elbette avukatları gerekli itirazları yapıp bu hukuksuzluğun bir an önce sona ermesi için gerekli çalışmaları yapıyorlar. Fakat hukukçu olunmasa bile haksızlığa itiraz edilmesi gerektiği açıktır. Gerek avukatları ve gerekse diğer hukukçular, böyle bir mesaj sonrası kişinin ‘acilen’ gözaltına alınması ve akabinde tutuklanarak cezaevine konulmasının yanlış olduğuna dikkat çekiyorlar.
Bu ve benzeri hadiselerde yapılan bir yanlış daha var. Ayırım yapmadan bütün haksızlıklara ve hukuksuzluklara hep birlikte itiraz edilmelidir. Belli kişilere yapılan haksızlıklara bazı kişilerin itiraz edip diğer bazı kişilerin sessiz kalması ya da içten içen “Bana ne, o benden farklı düşünüyor. O halde onun hapse atılmasına ben niye itiraz edeyim?” derse; umumî anlamda haksızlık, hukuksuzluk sona ermez. Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik sona ermediğinde de Türkiye’nin düzlüğe çıkması, “Büyük, zengin ve huzurlu bir ülke” olması zorlaşır, ertelenmiş olur.
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, bu duruma haklı olarak tepki gösteriş şöyle demiş:
“Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kâzım Güleçyüz 1 haftadır hukuksuz bir biçimde cezaevinde. Muhalefetin çoğunluğu ‘nasıl olsa bizden değil, yesinler birbirlerini’ diye umursamaz, diğer bir kesim de her türlü hukuksuzluk karşısında vardır reisin bir bildiği diye bulur kılıfını...
“Toplum olarak kimliklere, mahallelere bölünmüşüz ve korunaklı limanlarımızı gördüklerimize ve ‘birey olabilme sorumluluğuna’ tercih ediyoruz. Çünkü birey olmak bizde ne okullarda öğretilir, ne de mahallelerimizde. Bedeli vardır bizim gibi toplumlarda. Bu sebeple de zulüm bizden ise ben bizden değilim cesaretini, erdemini ortaya koyamıyoruz. Bileşenimiz ortak değerler değil. Meselâ herkesin kendisi, kimliği ve mahallesi için benimsediği adalet ortak değer olmadığı için ülkemiz nöbetleşe zorbalıktan kurtulamıyor.” (X mesajı, @myeneroglu, 1 Kasım 2024)
23 Ekim 2024 sabahında gözaltına alınan ve akşamında tutuklanarak cezaevine gönderilen Kâzım Güleçyüz ağabeyi 4 Kasım 2024’de Silivri Cezaevinde ziyaret ettik. Bu vesile ile ifade edelim ki Kâzım ağabeyin morali iyi ve herkese selâmı var. Haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe herkesin her zaman itiraz etmesi gerektiğini ifade ediyor.
Zaten son siyasî gelişmeler de “Bana dokunmayan hukuksuzluk devam etse de olur” anlayışının bir neticesi değil mi?
Türkiye’nin sıkıntılardan çıkış yolu; haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe birlikte itiraz etmekten geçiyor vesselâm.