“Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” anlayışını bayraklaştıran bir davanın adı sadık talebesi Zübeyir Gündüzalp’in teşvikiyle kurulan,
kıymetli ağabeyimiz Mehmet Kutlular için “Ömrümün son çeyreğini, Kutlular Ağabeyimin yanında hizmetle geçirmek istiyorum” deyip uygulayan ve muhterem ağabeyimizin dava şuuruyla bugünlere taşınan Yeni Asya’mıza, Kdz. Ereğli’de lise döneminde iken bir arkadaşının derslere davetiyle başlayan mensubiyeti ve hizmetleri vefat edene dek aralıksız istikametten şaşmadan sürmüş, gazete ve dergilerimizde yazı, makale, röportaj ve baskı aşamalarına kadar olan her kademesinde hâdim-i Kur’ân şuuruyla mühim hizmetlerde bulunmuştur.
Hayatının her döneminde, bütün âlemin ümidi bir gazeteye sahip olduğumuzu her fırsatta dile getirerek Risale-i Nur hakikatlerini kıtalar ötesine taşıyacak vazifenin aziz cemaatimize ait olduğu şuuruyla ve vizyonuyla hareket eden, “Hakkın hatırını âlî tutan” merdane yaklaşımıyla Yeni Asya’mızın kuruluş prensiplerinden asla taviz vermeyerek kendisini “Güzel gören, güzel düşünen, tavizsiz bir Demokrat Nurcu” olarak tanımlamıştır. Umumî Meşveret tarafından kendisine tevdi edilen Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini hakkıyla yerine getirmiş, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’nin “Aziz, Sıddık Kardeşim ve Hizmet-i Kur’âniyede Muvaffakiyetli Arkadaşım” hitabına masadak olmaya azamî gayret göstermiştir. Her ânına şahitlik ettiğimiz bu hâllerin ve Üstadımızdan düstur edindiğimiz “Ölüm firak değil, visalidir; tebdil-i mekândır, bâkî bir meyveyi sümbül vermektir” sözünden hareketle babamızın 4. sene-yi devriyesi dolayısıyla derin acımızı ve teesürlerimizi paylaşmak istedim.
“İhlâs, sadakât, dava şuuru” gibi özellikleriyle Risale-i Nur davasının sadık bir neferi ve bir “şehid-i manevî” olarak kıyamete kadar yâd edeceğimiz muhterem babamıza Cenab-ı Hak’tan rahmet niyaz ediyoruz.