Avrupa’da da birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç var. İttihad-ı İslâmın ilk adımı, tanımaktan geçiyor. Hepimiz imanımızı kurtarma çabasında isek sadece kendimize değil etrafımıza da bu hakikatleri anlatmamız gerekli.
Avrupa’nın gerçek dindar İsevileri ile İslâmî cemaatlerin ortak hareket ederek gençleri Rabbi ile tanıştırmanın yollarını bulmaları gerekiyor.
Rabbimize binlerce kez şükürler olsun. Gençlerle okuma kampı için İsveç’teyiz. Kampımıza yakın çevre ülkelere (dikkat edin yakın çevre illere demiyoruz) okuma kampının bir güzelliği ve motivasyonu olması açısından geziler düzenliyoruz. Gençlerin bakış tarzlarını, vizyonlarının her daim daha geniş ve etkili olmasını sağlamak istiyoruz, bütün amacımız bunu ortaya koyabilmek.
İsveç’teki kampımızın ortalarındayız. Yaklaşık 10 gün oldu, program dahilinde gençler Risale-i Nurlar’ı okuyor ve istifade etmeye çalışıyorlar. Biz de kıymetli dâvâ arkadaşlarım Sabahattin Yaşar ve Ahmet Sözeri ile beraber sistemin işlemesi, yemek, kahvaltı, gezi programları, günlük okuma programları, arkadaşlık, kardeşlik, yardımlaşma, dayanışma, tanışma gibi bir sürü fiilleri birlikte yapmaya çalışıyoruz. Görev bölümü yapıp, konuyu sahipleniyoruz. Muhteşem keyif ve hizmet gayesi ile bu çalışmalar bizlere huzur veriyor adeta.
“Yaşanılır anlatılmaz” denilir ya o cinsten, ya da reklâmlarda olduğu gibi, “görüyorsunuz anlatmaya gerek yok” misali gibi. Yaptığımız meşveretler sonucu gençleri ödüllendirmek gayesi ile Oslo’ya yani Norveç’in başşehrine gezmeye gitmeye karar verdik.
Ama nasıl, hemen bir plan-program yaptık, ulaşım için gerekli olan iki adet 9’ar kişilik minibüs kiralamamız gerektiği ortaya çıktı. Peki, nasıl olacak, yol yordamı nasıldır, yurt dışında araba kiralamak biraz zor, bir de ülke dışına gideceksiniz. Orada ikamet eden Mustafa Abiye durumu anlattık, bize yardımcı olmasını istedik. Sağ olsun beraber giderek onun yardımı ile iki adet minibüsü kiraladık.
GENÇLERİN KAYNAŞMASI
İkisini de alarak medresenin önüne getirdik, bütün hazırlıklarımızı yaptık. Yanımıza gıda, su ve yol için gerekli malzemeleri aldık. En önemlisi pasaportlar, yurt dışında her şeyden daha önemli bir şey yok. Gençleri kaynaşma olması açısından farklı illerden gelenlerle beraber minibüslere yerleştirdik. Dikkat edin her şeyle ilgileniyoruz. Sabah namazını eda ettikten sonra, hazırız ve yollardayız, ver elini Oslo. Yaklaşık 750 km, sabah erkenden yola çıksak ancak varabileceğimiz bir yer. Bu arada Avrupa birliğinde sınırlar kâğıt üstünde kaldığından sınıra geldiğimizde hoş geldiniz yazısını görmek yeterli.
“Well come to Norvey,” ülkeden ülkeye geçiş bu kadar. Yolculuk sırasında bazı yerlere uğrayarak gitmek harikadır her zaman. Gençler acıktı ne yapmak lâzım, karınlarını doyurmak lâzım. Oslo yolu üzerindeki pizza ustası Said Abimizin yerine uğradık (Pizzeria Ciaw Ciaw, Karlskoga). Burası yolumuzun tam orta noktası gibi. Sağ olsun bizi ağırladı, bütün ekip oraya has pizza ile bayram ettik, sohbet, çay derken kısa bir Risale-i Nur dersi yapıp tekrar yollara düştük. “Ciaw” kelimesinin kürtçe kardeş anlamına geldiğini orada öğrendik. Öğle namazına yakın bir saatte Oslo’dayız. Orada namaz vakitleri bizim İstanbul’a benzemiyor bilesiniz. Saat 16.00 yakın zamanda öğle namazını kılıyorsunuz.
İTTİHAD-I İSLAMIN ÖNEMİ GURBETTE HİSSEDİLİYOR
Avrupa’da konaklamak özellikle Norveç’te hayat çok pahallı, oysa biz gençlerle kıt kanaat malî destekle buralara kadar gelmişiz. Bir çözüm üretmemiz lâzım. İttihad-ı İslâm’ın ne kadar ihtiyaç olduğunu ırak illerde daha çok hissediyorsunuz, bunu bütün ruhunuzla istiyor, hem maddî hem manevî alanda çok etkin olduğunu görüyorsunuz. İstanbul’dan tanıştığım ve hizmetlerine çok saygı ve iftihar ederek baktığım kıymetli arkadaşım ve dostum Osman kardeşimi telefonla aradım, durumu açtım. Oslo’da Süleyman Efendi mensuplarının Kur’ân kursunun olduğunu, bir gece orada konaklama yapmak istediğimizi sordum. Rabbim onlardan razı olsun bizi kırmadılar ve Oslo’daki kurslarına gittik.
Bütün ekip olarak Oslo’da Süleyman Efendi Hazretleri’nin kursundayız. Yaklaşık 18 kişiyiz. Ev sahibi ve kursun hocası Süleyman Hocamızın nazik ve inanılmaz misafirperverliğinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Kursa yerleştik, bizi kapıda karşıladılar. Namaz ve yemek sonrası, herkes odasına yerleşti, duşunu aldı, akşam namazı sonrası Süleyman Hocama şunu söyledim: “Sayın hocam öncelikle Allah razı olsun biz sizleri, burayı, kursu tanımak istiyoruz, gençler sizin hizmetlerinizi bilmek ve tanımak istiyorlar. Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’ni bir de sizden dinlemek istiyoruz.”
Akşam namazı sonrası sıcak ve manevî bir atmosferde, halka oluşturarak oturduk, can kulağı ile ben ve bütün ekibim hocamızı dinlemeye başladık.
ASLINDA HEPİMİZ BİRİZ
Bize hizmetlerini anlattıkça aslında ne kadar yakın olduğumuzu ve önemli olanın iman hizmeti olduğunu, gençlerin bire bir iman hizmeti ile ahiretlerini kazanacaklarını işittik. Çok keyifle dinledik. Ara ara sohbetimizi çay ve meyve ikramları bölse de temelde bütün ekibim çok büyük bir lezzet aldı bu tanışmadan ve tanımaktan.
Anladık ki aslında hepimiz biriz, buradaki gayretlerinden dolayı, İskandinavya’nın en uç noktasındaki Oslo’da, iman hizmetlerinin geldiği noktayı müşahede etmek bizi iftihar ettirdi, zaten etmemek mümkün değil.
Süleyman Hilmi Tunahan Hazretleri’nin trenlerde sadece Allah rızası için gençleri Kur’ân öğretmesi, Kur’ân’a sahip çıkması, onu yüceltmesi çok önemli. Bediüzzaman ile aynı kulvarda iman hizmetlerin de koşmaları ve bizlerin bu iki güzide büyüğün talebeleri olarak aynı sofrada yurt dışında beraberce bulunmak çok değerli idi bizim için.
Yurt dışındaki cemaatlerin “İman hizmeti” noktasında bir ve beraber hareket etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Şer kuvvetlerin, zındıka komitelerinin, Avrupa Feylesoflarının cemaatlerin arasındaki ittifakları bozmaya yönelik çabaları sür’atle devam ederken, görünen o ki Avrupa’dan bu ittifakın çıkacağı yönünde, bunu bütün kalbimle inanıyorum.
Allah’ı bilmeyen, Rabbini tanımayan, dinini bilmeyen birçok genç var. Bu gençlere bir şekilde önce Allah inancını verebilmeliyiz, vermeliyiz. Kâinattaki en büyük hakikatin iman-ı billâh, Marifetullah, Muhabbetullah ve lezzet-i ruhaniye olduğunu Bediüzzaman bize böyle aktarıyor.
BİRLİK OLMANIN İLK ADIMI BİRBİRİNİ TANIMAKTAN GEÇER
Bu da birlik ve beraberlikten geçiyor. Avrupa’da bu birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç var ve biz ilk adımı attık. İlk adımı atmamızdaki en büyük itici kuvvet birbirimizi tanımakla oldu. Evet, birbirimizi tanımamız gerekiyor. İttihad-ı İslâm’ın ilk adımı, tanımaktan geçiyor. Bu benim gördüğüm ve yaşadığım sonuç. Hepimiz şu dünyada ahiretimizi ve imanımızı kurtarma çabasında isek sadece kendimize değil etrafımıza da bu hakikatleri anlatmamız gerekli.
Avrupa’nın gerçek dindar İsevileri ile İslâmî cemaatlerin ortak hareket ederek gençleri Rabbi ile tanıştırmanın yollarını bulmaları gerekiyor.
Vazife büyük ve çok, o yüzden bir an bile vakit kaybetmemek gerekiyor. İman ve Kur’ân hizmetine kim destek veriyorsa Rabbim onlardan razı olsun. Bu noktadan bakıldığında Avrupa’dan böyle görünüyor.
Oslo’dan selâm ve duâ ile.
GEZİ: OP. DR. AYTEKİN COŞKUN
[email protected]