21 Temmuz 1946’da yapılan seçim “İttihat ve Terakki Partisi”nin 1912 yılında yaptığı “Sopalı Seçim”den farksızdı. “Gizli oy, açık tasnif usÛlü” ile yapılan seçim tarihe bir kara leke olarak geçti. Seçim sonucunda “Seçimi Demokratlar, mazbataları ise Halkçılar aldı.”
- DEMOKRAT MİSYON PARTİLERİ (1) -
DİZİ - 1: MEHMET ALİ KAYA
Giriş:
Demokrat Parti’nin kökeni 1902 Jön Türk kongresine kadar uzanır. Jön Türkler bu kongrede merkezî otoritenin güçlü olmasını savunanlar ile Liberalizmi savunanlar olarak iki gruba ayrılmışlardı. Birinci grubu Ahmet Rıza liderliğinde “İttihat ve Terakki Fırkası” adını alırken, ikinci grubu Prens Sabahattin çevresinde toplanarak “Osmanlı Ahrar Fıkrası” adını aldı. İttihat ve Terakki’nin devamı TBMM’de birinci grubu ve ardından Cumhuriyet Halk Fırkası’nı oluştururken, ikinci grup Ahrar Fırkası ve 1946 yılında ise Demokrat Parti adını alarak siyasî hayatımızı şekillendirmiş ve ülkeye büyük hizmetlerde bulunmuştur.
1. Demokrat Partinin Kuruluşu
1945 yılında çok partili siyasî hayata geçilme kararı alındı. 1940’ların tek partili diktatörlerinin dünya milletlerini II. Dünya Savaşı’na götürmesi ve felâketlerini hazırlaması Avrupa’da ve Türkiye’de “Çok Partili” hayata geçilmesine zemin hazırladı.
7 Haziran 1945’te CHP içinde Liberalleşme ve Demokratikleşme isteyen Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuat Köprülü ve Refik Koraltan bir önerge hazırladılar. İstedikleri şeyler, “Parti içi demokrasi, hür ve serbest seçimler, meclisin hükümeti denetimi ve demokratikleşme” idi. Buna daha sonra “Dörtlü Takrir” adı verildi. 12 Haziran 1945 tarihinde bu önerge CHP meclis gurubunda yedi saat tartışıldı ve önergeye imza koyan dört kişi dışında bütün CHP’liler ret oyu verdiler.
Menderes ve Köprülü’nün “Vatan” gazetesinde fikirlerini yayınlamaya devam etmeleri üzerine CHP, 21 Eylül 1945’de Köprülü ve Menderes’i partiden ihraç etti. Bunun üzerine 26 Eylül’de Celal Bayar milletvekilliğinden istifa kararı aldı, Refik Koraltan da ihraçları basın yoluyla eleştirince 27 Kasım’da o da ihraç edildi.
Bu dört arkadaş 7 Ocak 1946 tarihinde “Demokrat Parti”yi resmen kurdular. Partinin kuruluşundan sonra CHP’den istifa eden Antalya milletvekili Dr. Cemal Tunca ile Eskişehir milletvekili Emin Sazak DP’ye katılarak mecliste temsilini sağladı. Üç ay içinde 26 il ve 75 ilçede teşkilâtlanarak siyasî hayata adımını atmış oldu. CHP bunun üzerine milletvekillerini 23 bölgeye göndererek DP aleyhine kampanya başlattı. Onlar gittikleri yerlerde “DP iktidarın teşviki ile kuruldu. Bir müddet sonra “Serbest Fırka” gibi kapatılacak ve DP’ye girenler “İhanet-i Vataniye” suçundan yargılanacaklar” diyorlardı.
2. 1946 Seçimleri
DP, 21 Temmuz 1946’da yapılacak olan seçimlere katılarak mitingler yaptığı için seçim hareketli geçiyordu. DP mitinglerde halka yol, su ve iş vaadinde bulunuyordu. Bu durum CHP’yi korkuttu. Falih Rıfkı ATAY “DP parti olmaktan çıkmış, bir intikamcılar ve yıkıcılar hareketi olmaya başlamıştır” diye beyanatlar veriyordu.
21 Temmuz’da yapılan seçim “İttihat ve Terakki Partisi”nin 1912 yılında yaptığı “Sopalı Seçim”den farksızdı. “Gizli oy, açık tasnif usûlü” ile yapılan seçim tarihe bir kara leke olarak geçti. Seçim sonucunda “Seçimi Demokratlar, mazbataları ise Halkçılar aldı.”
DİE 1950 sonrası kurulduğu için elimizde 1946 seçimlerine ait sağlam veriler yok. Ancak İçişleri Bakanı Hilmi Uran’ın açıkladığı resmî rakamlara göre 8.551.549 seçmenden 6.373.543 oy kullanıldı. Sonuçta ise CHP 394, DP 65, Bağımsızlar 7 sandalye kazandılar.
1946 seçimlerinde DP adayları arasında daha sonra Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı olan M. Ali AYBAR ve Nazım Hikmet’in avukatı olan M. Ali Sebük gibi sosyalistler de vardı.
Seçimden sonra DP seçimleri protesto mitingleri düzenledi. İlk miting İzmir’de yapıldı ve 40.000 kişi katıldı. İstanbul DP milletvekili Mareşal Fevzi Çakmak Ankara’ya gelişini 30-40 bine yakın büyük bir kalabalık karşıladı. Bursa, Ankara, Adana ve Konya’da yapılan mitingler CHP’yi fevkalâde korkuttu. Bunun üzerine DP yanlısı yayınlarından dolayı “Yeni Sabah” ve “Gerçek” gazeteleri kapatıldı.
Seçim sonucunda Recep Peker hükümeti kuruldu. 18 Aralık 1946 tarihinde yapılan Bütçe Müzakerelerinde DP-CHP arasındaki ipler koptu. CHP bundan sonra DP’yi bölme ve birbiri ile mücadeleye sokma çalışmalarına başladı. DP’nin muhalefetinden kurtulmanın başka çaresi yoktu.
3. DP’nin Bölünmesi
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 12 Temmuz 1947’de bir beyanname yayınlayarak “İktidar-Muhalefet İlişkileri”nin düzenlenmesini istedi. Bu her iki partide de sıkıntı oluşturdu. Bunun üzerine Başbakan Recep Peker istifa etti. DP içerisinde de “Müstakil Demokratlar Grubu” meydana çıktı. Böylece DP içinde “Ilımlılar” ve “Aşırılar” diye iki gruba ayrılmış oldu. Aşırılar DP’yi muvazaa partisi olmakla suçlamaya başladılar. Bu sürtüşme sonucu aşırılar DP kurucularınca ihraç edildiler. Bazı aşırı milletvekilleri de istifa etme cihetine gittiler. Daha sonra bunlar bir araya gelerek 6 Temmuz 1948 tarihinde “Millet Partisi”ni kurdular.
Millet Partisi’nin Kurucuları: “Mareşal Fevzi Çakmak, Enis Akaygen, Prof. Dr. Hikmet Bayur, Av. Kenan Öner, Dr. Mustafa Kentli, Osman Bölükbaşı, Osman Nuri Köni” gibi ileri gelenlerdi.
1946–1950 yılları arasında birkaç ara seçim yapıldı; ancak DP Seçim Kanunu’nu bahane ederek hiçbir seçime katılmadı.
4. 1950 Genel Seçimleri
Bu genel seçimlerde İsmet İnönü Cumhurbaşkanı sıfatı ile il il gezerek CHP lehine konuşmalar yaptı ve oy istedi.
Konuşmalarında genellikle şu hususlara vurgu yapıyordu: “Ülkeye demokrasiyi ben getirdim”, “2. Dünya Savaşı’na girmekten ülkemi ben korudum”, “Ben diktatör değilim. Sizden oy istiyorum. Hiç oy isteyen diktatör olur mu?”
Seçim stratejisi de diğer seçimlerden farklı idi. CHP şahıs odaklı siyaset yaparken DP “Millet iradesi”ni savunuyordu. CHP kendini anlatırken DP halkı dinliyor ve dertlerine çare olacağını söylüyordu. Halkın şikâyetleri de şu şekilde dile geliyordu:
- İhtiyaç maddelerinin karaborsaya düşmesi,
- Zora dayanan eğitim ve okul yapımı,
- Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerin tutumu, inançsızlığı ve halkın inançları ile alay etmeleri ve öğrencileri kendi işlerinde çalıştırmaları,
- Okula gitmeyenlere verilen yüksek cezalar,
- Kaymakam ve memurların, bilhassa tahsildar ve ormancıların zulmü,
CHP’ye en büyük zararı CHP’nin bürokratları olan memurlar veriyordu. DP, 24 Nisan 1950’de Milletvekili aday listesini açıkladı. Buna göre Hakkâri dışında bütün illerde seçime katılıyordu. 14 Mayıs 1950’de seçim yapıldı. Seçime katılım % 89.37 gibi çok yüksek bir oranda gerçekleşmişti.
Oy dağılımı ise aşağıdaki şekilde gerçekleşmişti:
Seçimin olduğu akşam bazı komutanlar CHP’yi ve İsmet İnönü’yü ziyaret ettiler. Meclisi dağıtmak ve seçimi geçersiz kılmak için emir beklediklerini ifade ettiler. İnönü onların tekliflerini kabul etmedi. Dünyanın şartları değişti. 16 Mayıs 1950’de Salı günü yayınladığı bir bildiride istifa edeceğini açıkladı. Daha sonra Celal Bayar’ı çağırdı. Onunla konuştu. TBMM 22 Mayıs 1950 günü toplanarak Celal Bayar’ı Cumhurbaşkanı seçti ve Meclis Başkanı’nı seçtiler. Yemin törenine gelen Celal Bayar’ı Demokrat Partililer ve Halk Partililer ayakta karşıladılar, ancak Halk Partililer alkışlamadılar.
Celal Bayar Adnan Menderes’i hem parti başkanı hem de Başbakan olmaya ikna etti.
Böylece MENDERES DEVRİ başlamış oldu.
-DEVAM EDECEK-