Zira sözkonusu “çıkış”ın “iktidar cephesi”nin “anayasa değişikliği” paravanında özellikle Cumhurbaşkanı’nın dördüncü kez seçilmesinin önünün açılmasında DEM’in desteğinin teminine yönelik bir siyasi atraksiyon olduğu yorumları kuvvet kazanıyor.

Tesbitlerin başında kırk yıldır PKK’yı palazlandırıp terörde kullanan küresel işgalci güçlerin, Irak’ı işgalle bölüp parçalayan, Libya’yı ifna eden ve en son bölgede İsrail’in karşısında hiçbir güçlü devletin kalmaması için Suriye’nin de iç savaşla dilimlenerek tasfiyesini amaçlayan operasyonunun devamı olduğu açığa çıkıyor.

PYD/YPG’YE “UYDU DEVLET” KURDURMA…

Aslında tam da İsrail’in yerle bir ettiği Gazze soykırımından sonra İran ve Lübnan’ı bombalamasının yanısıra işgal ettiği Golan tepeleri üzerinden Suriye’ye saldırdığı vartada kırk bin insanın katlinden sorumlu terörist başı Öcalan aracılığıyla “silâhları bırakma çağrıları” çarpıklığı istifhamları teyid ediyor.

Böylece “Suriye’yi bölmek istiyorlar” diye yakınan Cumhurbaşkanı’nın ikrarıyla ABD’nin 50 bin TIR’la, yüzlerce kargo uçağıyla her türlü silâh ve mühimmatla silâhlandırarak “ordu” kurdurduğu bölgedeki işbirlikçilerinin başında gelen ve hâlen ülkenin yüzde otuzunda hüküm süren PKK’nın Suriye yapılanması PYD/YPG örgütüne “uydu terör devlet” kurdurma plânı olduğu bir defa daha ortaya çıkıyor.

Birinci Dünya Savaşı’nda “Kur’ân’ın zararına âlem-i İslâma suikast, merkez-i hilâfete ihânet” olarak dayatılan Sevr Muâhedesiyle İsrail’i kurdurma hesâbına Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri cetvellerle taksim eden İngiliz-Fransız mâmulü menhus “Sykes-Picot anlaşması”nın versiyonu olan Fas’tan Afganistan’a yirmi iki İslâm ülkesini etnik ve mezhebi tefrikalarla bölüp parçalama fitnesi Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) sahneleniyor. Bu yüzden mevzubahis “plân”a “Amerikan plânı” deniliyor. 

Özetle ABD ve İngiltere’nin başını çektiği küresel emperyallerin Türkiye’nin 911 kilometrelik Suriye sınırı ile 378 kilometrelik Irak sınırında İran’dan Akdeniz’e uzanan hatta bölgede Türkiye’nin dibinde “ikinci İsrail” görevi gördürülecek “koridor devlet” oldubittisine zemin oluşturuluyor…

TÜRKİYE’NİN “KİRLİ SAVAŞ”A ORTAK EDİLMESİ!

Vahim olan, Ankara’dakilerin on üç yıldır “Şam yönetimini devirme” saplantısıyla “Suriye’yi zayıflatma stratejisi”ne gelip küresel emperyallerin işgalcilerin “kirli savaşı”na Türkiye’yi de ortak etmeleri.

Suriye’nin kuzeyinde Fırat’ın batısında El Kaide’den kopma IŞİD ve El Nusra gibi radikal terör örgütlerini bölgenin başına musallat eden, Fırat’ın doğusunda PYD/YPG’yi Suriye’nin Türkiye’nin sınırında bölünüp parçalanmasında taşeron olarak istimal eden işgalci ecnebilerin “PKK’yı dağıtma” paravanında Irak’tan sonra Suriye’nin de ifnasıyla İsrail’in daha da cüretlenip azgınlaşmasına sebebiyet vermeleri.

İktidardakilerin, “terör örgütünü dağıtma” havasıyla soykırımcı “İsrail’in güvenliği ve bölge egemenliği” uğruna BOP’la Irak gibi iç savaşla tüketilen Suriye’nin de etnik-mezhebi iftiraklarla bölüp parçalama kumpasında yer almaları.

Görünen o ki İstanbul seçimlerinde İmralı’daki terörist başından alınan “millet ittifakı”nın adayına karşı AKP’nin adayının desteklenmesi”ni salık veren mâlum “mektubu”nun ve “kırmızı bülten”le aranan terörist başının kardeşinin röportajının TRT’de yayınlanmasında olduğu gibi yeniden HDP seçmenini etkileme komplolarına benzer yeni kumpaslar kuruluyor.

En vahimi de “plân”ın, ülkenin fevkalâde önemli meselesinin siyasi ranta araçsallaştırılması, “tek kişilik rejim”i tahkimle iktidarı takviye etme ve siyasi ömrü biten birilerini ömür boyu koltukta tutma hesabıyla dayatılması.

Yazık, çok yazık…