“Dağarcık” yazılarına uzunca sayılacak bir süre ara vermiştik. Malumunuz Bediüzzaman Hazretleri’nin “Münazarat” isimli eserini tarihî açıdan inceleyerek şerh ve tahlil ediyorduk.
Sizlerden uzak kaldığımız bu süre zarfında tarihî ve sosyolojik açıdan Münazarat’ı araştırmaya; akademik kaynaklara başvurarak tahlil etmeye çalıştık. Titiz araştırmalar sonucunda kaleme aldığımız Münazarat çalışmamızın ikinci bölümünü tamamladık.
Çalışmamızın sonuna doğru yaklaşırken; önümüzdeki haftadan itibaren, bir hürriyet ve meşrutiyet savunması olan Münazarat’ın ikinci bölümünü yazılarımızda değerlendirmeye devam edeceğiz inşallah.
Okuyucularımıza yeniden merhaba derken; “Neden Yeni Asya” diye söze başladık.
Yeryüzünün hangi köşesinde olursa olsun hakları çiğnenen, zulme ve gadre uğrayan her Müslüman kavmin ve topluluğun kendisine sahifelerinde yer bulduğu için Yeni Asya...
Dini, dili, ırkı, kabilesi, aşireti, mezhebi her ne olursa olsun zulme uğruyorsa bir kavim veya topluluk, mağdur edilip hakları çiğneniyorsa bu gazetenin sahifelerinde yer bulabildiği için Yeni Asya...
Müslim-gayr-ı müslim ayrımı yapmadan hakkı, hukuku, adaleti savunduğu ve onlara hak namına sahifelerinde yer verdiği için Yeni Asya...
Çağın Kur’an tefsiri Risale-i Nur’ların ve onun muazzez müellifi Bediüzzaman’ın fikirlerini ve düşüncelerini insanlığa matbuat lisanıyla ulaştırmak gibi bir ulvi gayeye hizmet ettiği için Yeni Asya...
Herkes için ayrım yapmadan; hak, hukuk, adalet ve insanca bir hayat savunduğu için Yeni Asya...
Yeni Asya Gazetesi’nde yazıyor olmak bir şereftir. Bir aidiyettir. Bir sorumluluktur.
Önümüzdeki haftadan itibaren bir hürriyet ve meşrutiyet destanı olan Bediüzzaman’ın Münazaratı’nı, şerh ve tahlil ederek dillendirmek niyetiyle yeniden merhaba...