"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kendini beğenen gençlere

Ali SANDIKÇIOĞLU
17 Ağustos 2017, Perşembe
Gençlik Cenâb-ı Hakk’ın insanlara verdiği bir nimettir.

Bugün yaşlı olanlar dün gençtiler. Bugün genç olanlar da nasip olursa, Mevlâ takdir etmişse yarın yaşlanacaklardır. Önemli olan ömrün her devresinin kıymetini bilip, o ömrü vereni razı ve memnun eyleyebilmektir.

İnsan oğlu bu âleme başı boş olarak gönderilmemiştir. Yaradana karşı belirli vazifeleri vardır. Ne yazık ki, bir çok insan yaradılış gayesine uygun hareket etmiyor, yaradana asi oluyorlar. Zamanımızda üzülerek ifade edelim ki, bir çok üzücü olaylar göze çarpmaktadır.

Basit örnekler vermek istersek; belli bir yaşa gelinceye kadar çocuk, baba ve anne der. Onlara değer verir ve dinler. Belli bir yaşa geldikten sonra da anayı ve babayı beğenmez. Kusur ve eksik aramaya başlar.

Belli bir zamana kadar hoca hoca, talebe de talebedir. Ancak belli bir zaman sonra talebe hocasını beğenmemeye başlar. Belli bir zamana kadar usta ustadır, çırak da çırak. Ancak belli bir zaman geçtikten sonra çırak ve kalfa ustasını beğenmemeye, tenkide başlar.

İşin manevî yönüne bakarsak: Bazı insanlar gayret gösterir içki batağına batmış bir insanı kurtarır, cemiyete kazandırır. Aradan biraz zaman geçince bataklıktan kurtarılan kendini beğenir. “Erdim, eriştim” der, kendini kurtaranın aleyhine dönebilir. Dün’ü unutur. Kendine uzanan eli unutur. Bazı şanslı gençler vardır, babadan servet kalır. Kıymet bilmez, alnı terlemediği için o serveti geliştireceği yerde olanı har vurur, harman savurur. Onlara şu şöyle olursa daha iyi olur denilemez, çünkü her şeyin en iyisini onlar bilir. 

Babasının kusurlarını araştırmaya başlar: “Ben olsam şöyle yapardım, böyle yapardım.” 

Bazı gençler de manevî yönden şanslı doğarlar. Ya bir âlimin, ya iyi bir şeyhin oğlu yahut torunudur. Her safhada devamlı iltifat görür. Bazen de belli bir makama veraset yolu ile gelmiş gence keramet yakıştırmaları yapılır. Artık her şeyi o bilir. Babası yaşında insanlara emir yağdırmaktan çekinmez. 

Peygamber Efendimizin (asm) “Kendi otururken muhatabını ayakta bekleten Cehennem ehlidir” Hadisi Şerifinden hiç de çekinmezler. Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir.

Gençlere şunu hatırlatmak isterim: Belki yaşlı insanın tabiî olarak nefesi daralır. Ancak görüş alanı mutlaka gençlerin gençken erişemeyeceği şekilde genişler. 

Kendine güvenen gençler şunu çok iyi bilmelidirler: Fizikî yaşlı olanlar; gerçekte cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdırlar. Hangi ortamda olursa olsun yaşlılar bir kenara itilmemeli, atılmamalı, gençler onların bilgi, beceri ve mutlaka tecrübelerinden istifade etmelidirler…

Allah (cc) her yaşta ki insanımıza sağlık afiyetler ihsan eylesin.

Okunma Sayısı: 2564
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı