Zulmü Hz. Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’inde kesin olarak yasaklıyor.
Hz. Peygamber Efendimizin de (asm) zulmü yasaklayan bir çok hadisi şerifi vardır. Zamanımızda “Olur efendimcilik” bir haylı çoğalmıştır. Günümüzde ne yazık ki, çoğu kerre yalnışlara karşı çıkılamıyor ve doğrular söylenmekten çekiliniyor. Bir nevi adil hareket etmeyen, zalimane davranan insanlara bu “Olur efendimcilik ve baş üstüne, emredersiniz” demekle destek verilmiş oluyor.
İdareci pozisyonunda olanlar, amir durumunda bulunanlar her halu kârda idare ettikleri insanlardan karşı fikir beyan etmelerini pek istemezler. ”Olur efendim, baş üstüne” demeleri çok hoşlarına gider. Şu anda dünyanın bir çok ülkesinde ve bilhassada ülkemizde revaçta olan durum bu. Herkes karşı taraftan yalnış veya doğrusuna alkış beklelemekte.
Günümüzde bir çok idare mevkiinde olan insan yalnış yapmış olsalar, zulüm etmiş olsalar bile idare edilenler aşını, işini, makam ve mevkiini düşündüğü için yalnışa ve yapılan zulme karşı çıkamıyor. Ne hikmetse günümüzde bir çok insan bu hususta çok korkak olarak davranıyor. Peygamberimiz (asm) ”Acı da olsa doğruyu söyleyin” buyurmasına rağmen, çoğu kerre insanoğlu menfaatlarım zarar görür diyerek bile bile doğruyu söyleyemiyor ve yalnışa karşı çıkamıyor. Dolaylı olarak da adil olmayan işlere destek vermiş oluyor. Bügün her hangi kademede olan idare mevkiindeki insanları ele alıp bir incelemeye tabi tutacak olursanız aynı netice ile karşılaşırsınız.
Mevzumuzla alakalı olan Peygamberimizin halifesi, adalet mümessili Hz. Ömer’i (ra) dinleyelim. Şöyle diyordu: “Ey insanlar! Sade bir hayat yaşayın. Yabancıların yaşantılarını taklit etmeyin. Zorbalarla hemdem olmayın. Aranızda Haçın yükselmesine imkân ve fırsat vermeyin. İçki sofralarına oturmayın. Hamamlara tesettürsüz girmeyin. Şunu iyi biliniz ki, bir zalime karşı hakkı söylemek kişinin ölümünü yaklaştırmayacağı gibi, rızkına da mani olmaz. Kul ile rızkı arasında bir perde vardır. Kul sabır ederse rızkı onu arar ve bulur. Acele edip o perdeyi yırtsa bile daha fazlasını elde edemez. (Takdiri ilahı ne ise ancak o olur.)”
Hz. Ömer’in (r.a.) ashaba yaptığı konuşma devam ediyor: “Ey insanlar! Eğer kötülüğe düşecek olur, nefsanı ihtiraslar içinde boğulup gidersem bana ne yaparsnız?” deyince cemaatın içinden birisi ayağa fırlayarak yükses sesle bağır ve: “Seni kılıcımızla doğrulturuz ya Ömer!..”
Hz. Ömer söyleyeni denemek için “Bu sözleri benim hakkımda mı söylüyorsun? Benim hakkımda böyle bir söz söylemeye nasıl cüret ediyorsun?” deyince kalbi tertemiz müslüman yeniden ve hiç de çekinmeden “Evet ya Ömer! Vallahı bu sözleri senin hakkında söylüyorum.”
Bir devlet başkanı olan Hz. Ömer karşısında bu şekilde konuşan insanı susturmuyor, onu hapse attırmıyor, ona ceza vermiyor. Veya oradaki diğer insalara “Susturun şu haini, atın onu dışarıya” demiyor. Bu sözler karşısında Hz. Ömer de şöyle haykırıyor: ”Allaha şükürler olsun ki, eğer yalnış ve kötü yola sapacak olursam bu milletin içinden beni kılıçla doğrultacak insanlar vardır!”
Ne dersiniz? Her hangi bir kademedeki idarecinin, büyüğün karşısına çıkıp kendi fikirlerinizi yaşadığımız bu zamanda dilediğiniz gibi anlatmanız gerekirse de karşı fikirler beyan etmeniz mümkün mudur? Asla! Haklı ve çokta basit bir itirazda bulunacak olursanız amirinize karşı gelmiş sayılırsınız. O zamanda sizin için hemen sürgün işlemleri gündeme gelir. Bu yüzden günümüzde ne içi kan ağlayan insanlar var. Ne
hakarete uğrayanlar var. Ne saf dışı edilen insanlar var; gerekçesi bir haksızlığa karşı çıkmak veya idareci, amire karşı fikir beyan etmek.
İşte asrımızda bütün insanlığın muhtaç olduğu ancak bir türlüde ulaşamadığı husus budur. Karşılıklı sevgi, sayğı, amir, memur, idare eden, idare edilen, zengin, fakır, altakiler, üstekiler herkesin yalnışa karşı çıkıp doğruların yanında yer alması, adilane idare ve adilane paylaşım...
Hiç bir şekilde yanlışa alkış tutmamak ve zalime destek olmamak. Bütün dünyada bu başarabildiği ölçüde insanlar huzur ve refahı daha kolay bulabileceklerdir..
O zaman üretim de kolay olyacak. Paylaşım da. Kin ve düşmanlığın yerini karşılıklı sevgi ve saygı alacaktır. O güzel günlerde inşallah yakın gelecekte bulunmak üzere, Cenabı Hakka emanet olunuz.