Önce zulüm nedir, ona bakalım: Adalet, her şeyi yerli yerine koymak; haklıya hakkını, suçluya cezasını vermektir.
Zulüm ise, herhangi bir şeyi ona ait olmadığı yere koymak; bir kişiye veya gruba başka bir kişi veya grup tarafından kötü ve haksız davranmasıdır. İstibdat, yani, tahakküm ve cebir de zulümdür. Müstebit, diktatör ve tek adama dayalı yönetim biçimi bir zulümdür. Hak ve hürriyetleri çiğnemek zulümdür. İşkence zulümdür.
Okullardaki müstebit, ateist, tabiatperest eğitim sistemi bir zulümdür.
Enflasyon zulümdür. Zira, başkasının hakkını devlet zoru ve iktidar gücüyle gasp etmektir, emeğini ve mal varlığını sömürmektir. Devasa boyutlarda bir kamu politikası hatası veya kastıdır; bedelini halk ödüyor. Tek kollu canavar olan enflasyonun sonuçları ekonominin çok ötesine geçer. Derin sosyal, ahlâkî tesirleri olan enflyasyon; işimizi, aşımızı, ekmeğimizi, değerlerimizi yemeye devam ediyor. Her gün soframızdan çalıp çalıp kudretlilere veriyor.
Asgarî ücret zulümdür. Emeklilik maaşı zulümdür ve maaşından kesilen primlerin karşılığını vermemek zulümdür. Faiz zulümdür; çift haneli faiz, katmerli bir zulümdür. “Allah faizi tüketir, yani, faiz karışan malın bereketini giderir.”1 Faiz, “Sen çalış ben yiyeyim, başkası açlıktan ölse bana ne?” demektir. “Sen çalış, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emekler.”2 Zenginler olan havas tabakası, avamı ve fukarayı faizle sömürüyor.
Bilhassa resmî dairelerde rüşvetsiz işlerin dönmemesi bir zulümdür.
Bir semm-i katil olan istibdat, “İslâmiyeti müşevveş eden fırkaları tevlid etmiştir.”3 Bütün bunların en büyük bir müsebbibi iktidardır. Zira, “[Hükûmetin istibdâdı,] o küçük istibdatların pederi”dir.4
Peki, bu istibdadı, bu zalimi kim başımıza musallat etti: “Kim, zalime yardım ederse Allah o zalimi ona musallat eder.”5
Aslında bu hadis, “İşte böyle yapmaları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine musallat ederiz.”6 âyetini bir yönüyle tefsir eder.
Dipnotlar:
1-Bakara Suresi: 276.; 2-Sözler, s. 792.;
3-ESDE, Münazarat, s. 160; 4-Age., s. 166.;
5-Aclunî, Keşf-ül Hafa 2/227.;
6-En’am Suresi: 129.