"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tedâiden su-i zanna nasıl gidilir!

Ali FERŞADOĞLU
30 Ağustos 2024, Cuma
Bir okuyucumuz, “Şu yorumunuzdan.. şu olumsuz mânâyı çıkardım, şu yazınız da şöyle menfî bir anlamı tedâi ettirdi!” şeklinde bir yorum yaptı!

Tedâi, çağrışım, tedâi-i efkâr fikir çağrışımı demektir. Tedâiyi daha ziyade hayâl yapar! Meselâ, hortum parçası kavalı, kaval çobanı, çoban koyunları çağrıştırır! Çağrışım menfi olursa, şu vesveseye benzer: “Sen havada bulut var, derken bana ördek dedin!” İşte tedâi ve yanlış anlamalardan çıkan dehşetli sonuç!

Öyle diyenlere şu hatırlatılır: “İddianı delil ile ispat etmek zorundasın.”

Üstad Bediüzzaman (ra) şöyle diyor: “Lâzım-ı mezhep, mezhep olmadığından, belki muahez değil.”1 Yani, birisi kastet-mediği mânâlardan, yorumlardan, yanlış fehimlerden mes’ul değil! Hele hele tedailerden/çağrışımlardan hiç değil! Bunun izahı da şöyle yapılmıştır:

“Bir mezhebi, sistemi veya görüşü meydana getiren düşünce ve fikirler o mezhebin veya görüşün hedefi olmayan mânâları çağrıştırması veya istenmeyen sonuçları doğurması, mezhebin gereği ve lâzımı olmadığı için o mezhep ve görüş onunla mesul olmaz, muaheze edilmez ve suçlanmaz. Veya mezhebe sonradan sokuşturulan yanlış fikirler ve içtihatlar veyahut mezhebi takip edenlerin kişisel yanlışları, şahsî hataları ile o mezhep ve görüş veya sistem sorgulanmaz ve suçlanamaz. Zira onlar mezhepten ve sistemden kaynaklanmaz, ferdi hatalardan veya uygulamadaki yanlış-lardan kaynaklanır. Hukukta ‘Suç işleyenindir’ prensibi vardır ve bundan dolayı suçu işleyenin mensup olduğu camia onunla muaheze edilmez. Zira bu mezhebin, fikrin ve sistemin gereği değildir.”2

Hülasa, herkes söylediği, yazdığı ve kast ettiği mânâlardan mesuldür. Ancak, kişi, kast etmediği halde öyle anlaşılan mânâlardan muâheze edilemez. Yanlış anlamadan, tedaiden/çağrışımdan su-i zan ve iftira çıkar!

Fesubhanellah; yanlış anlamadan, tedai-den/çağrışımdan su-i zanna nasıl gidilir!?

Dipnotlar:

1-Sünûhat, Enst./intr., s. 65.; 2-Yeni Asya/22 Kasım 2014.

Okunma Sayısı: 1304
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nahit Topaloğlu

    30.8.2024 13:03:00

    Sû-i niyet olursa, kişi "Havada bulut"tan ördek ittihamına atlayıverir. Bir kardeşimizle yazışmamızda lafı dolaştırıp durmak manasında " Gevelemişsin" sözümü hakaret kabul etmiş, kendisine keçi dediğim zehabına kapılıp ağzını bozmuştu. Yazınız bana bunu tedâi ettirdi.

  • HÇeşitcioğlu

    30.8.2024 11:08:45

    21.Söz: Hem لَا عِبْرَةَ لِلْاِحْتِمَالِ الْغَيْرِ النَّاشِئِ عَنْ دَل۪يلٍ yani: "Bir delilden neş'et etmeyen bir ihtimalin hiç ehemmiyeti yoktur" olan kaide-i meşhure; hem usûlü'd-din, hem usûlü'l-fıkhın kaide-i mukarreresindendir." Bir söz manası; bir delilden, yakın ve görünür bir emare ve işaretle anlaşılır değilse tedai çağrışım zan ile anlaşılmaz. Bunlar duygu zan esinti olabilir ve hükmü yoktur üzerinde durulmaz...

  • Burhan Kula

    30.8.2024 00:26:11

    Ali hocam konudan bağımsız olarak, toplumda çok fazla diyalog kurmakta zorlandığımız bildiğini saygısızca ukalaca ifade eden, sırf üste çıkmak için kibrini gururunu okşamak için konuşan arızalı kişiler var, bu kişilerle risale-i nur prensipleri çerçevesinde nasıl iletişim kurmalıyız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı