İnsanlık, adalet hak, hürriyetlere dair onlarca gün ilan ederek hassasiyetini gösteriyor.
Adalet, yalnızca günler ve mahkemelerde tecelli etmez. Müslüman hakperest ve adil olmalı. Her söz, fiil, harekat ve herkese karşı “adalet-i hakiki”yi takip eder:
“Kim bir cana kıymamış veya yeryüzünde fesat çıkarmamış birisini öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibidir.”(mealindeki)1 âyetin mânâ-ı işarîsiyle, bir mâsumun hakkı, bütün halk için dahi iptal edilmez. Bir fert dahi, umumun selâmeti için feda edilmez. Cenâb-ı Hakkın nazar-ı merhametinde hak haktır, küçüğüne büyüğüne bakılmaz. Küçük, büyük için iptal edilmez. Bir cemaatin selâmeti için, bir ferdin rızası bulunmadan, hayatı ve hakkı feda edilmez. Hamiyet namına, rızasıyla olsa, o başka meseledir. Adalet-i izafiye ise, küllün selâmeti için cüz’ü feda eder. Cemaat için, ferdin hakkını nazara almaz. Ehvenüşşer diye bir nevi adalet-i izafiyeyi yapmaya çalışır. Fakat adalet-i mahzâ kabil-i tatbik ise, adalet-i izafiyeye gidilmez. Gidilse zulümdür.”2
Zalim iktidar bazı mazlumları bühtan ile “terörist”likle suçladı! Ve dinî sohbete katılmış, katılmamış kim varsa 7 sülâlesini suçlu ilân etti! “Çoluk-çocuklarıyla ağaç kökü yesinler!” diyecek kadar gaddarlaşıp açlığa mahkum etti! Ve kimileri, “O zalim şahısların harekatına fiilen, iltihaken ve iltizamen taraftar olmasıyla mânen iştirak ederek, musîbetin devamına sebebiyet”3 verdi. Halbuki, “Es-sebebü ke’l-fâil/Sebep olan işleyen gibidir.” Sırrınca da, “Zulme rıza zulümdür; taraftar olsa, zalim olur.”4 “Kalben taraftar olur. Onun zulümlerini hoş görür, zulmüne şerik olur.”5
“Nasıl ki, sen bir gemide veya bir hanede bulunsan, seninle beraber dokuz mâsum ile bir câni var. O gemiyi gark ve o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zalimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hattâ birtek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılmaz.”6 Kimi, bırakınız semavata işittirecek derece bağırmayı, susuyor, yetmiyor, bağıranları da susturmaya çalışıyor! Zulmedenler, zulme susarak rıza gösterenler, “fiilen, iltizamen ve iltihaken” iştirak edenler hazırlanınız! Aynısını bu dünyada da mutlaka göreceksiniz! Çünkü, kader adalet eder!
Dipnotlar:
1-Mâide Sûresi, 5:32.;
2-Mektûbât, Enst./intr., s. 57.;
3-Sözler, s. 158.;
4-Kastamonu Lâhikası, s. 160.;
5-Şuâlar, s. 184.;
6-Mektubat, s. 254.