Zâlim; birisinin hakkını zorla alan, haksızlık yapan, merhametsiz ve gaddar davranana denir. Zulüm adaletin zıddıdır. Zulmetmekten çekinmeyip açıktan, alenen ve tekrar be tekrar zulmedenler aynı zamanda “fasık-ı mütecahir”dir.
Tefecilik ve faize dayalı kazanç da, “Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız”1 ayetine göre zulüm kapsamındadır. “Allah inkâr edenleri ve zulmedenleri ne bağışlayacak ne de bir kurtuluş yolu gösterecektir.”2
Zâlimler şan, şöhret, makam sevgisi... ile zulmeder. “Hattâ o arzu için hayatını fedâ eder derecesinde şöhretperestlik hissi onu sevk eder.”3
Peki, zalimleri seyredenler, zulümlerine ses çıkarmayanlar, “iltizamen, iltihaken ve fiilen” destekleyen, alkışlayan, hoş görenlerin hâli ne olacak?
Peygamberimiz (asm), zalimlerin anlatılması, duyurulması ve insanların sakındırılmasını için bizi ikaz eder:
“Açıktan günah işleyenleri anlatmaktan niçin çekiniyorsun; insanlar onları ne zaman tanıyacak? Onun vasıflarını anlatın ki, insanlar onlardan sakınsınlar.”4
Kitaptaki cümlelerden bazıları şöyle: “Fenalıktan sıkılmayan, aksine işlediği kötülükle iftihar eden.. yaptığı zulümden lezzet alan ve sıkılmadan açıktan işleyen… Eğer bunlara karşı tedbir alınmazsa cemiyete bu pis hasletlerin bulaşması kaçınılmaz olur… Bulaşmaması için bir nevi manevî karantina uygulanmalı. Peygamberimiz (asm) bunlara karşı tedbirin teşhir edilmesi, çekinilmemesi gerektiğini tavsiye ediyor.”
Ve keza, bir hadiste, “İyilerin iyiliklerine devam” etmekle birlikte zalimlere “seyirci ve ilgisiz kalan!” gemideki iyi yolculardan bahsedilir: “Alt kattakiler su için geminin altını deler! Üst kattakiler olsalar hem kendilerini hem de onları kurtarmış olurlar. Eğer onlara engel olmayıp kendi haline bıraksalar hem kendilerini hem de onları helâk etmiş olurlar.”5
“İşte böyle yapmaları sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğerinin üzerine musallat ederiz.”6 meâlindeki âyeti de “Kim zalime yardım ederse Allah o zalimi ona musallat eder.”7 şeklinde tefsir eder.
Demek zulme maruz kalmamızın sebeplerinden birisi sessizlik, tepkisizlik, “nemelazımcılık!”
Ya “emr-i bilma’ruf, nehy-i an’il-münker”i yaparız, ya-hafazanallah- batarız! Akıl, baliğ olanların susma hakkı yoktur; susmama vazifeleri vardır!
Zalimleri hâlâ korumanız altına alıp zulümlerini anlatmaktan çekiniyor musunuz?
Dipnotlar:
1-Bakara Suresi, 79.; 2-Nisâ Suresi, 168.; 3-Mektubat, s. 401.; 4-Cami-ü s-Sağir, c. 1. Hadis No: 62.; 5-Kütübü Sitte, Prof. İbrahim Canan. c 2, s. 385.; 6-En’am Sûresi 129.; 7-Acluni, Keşf-ül Hafa 2/227.