"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İlimler ve din (2)

Ali FERŞADOĞLU
08 Şubat 2014, Cumartesi
Dinî ilimlerin bir bölümünün “ulum-u âliye” diye isimlendirildiğini görürüz. Anlamı; yüksek akademik ilimler, âlet ilimleri demektir. Bunun içine, gramer, sarf-nahiv, sentaks, tefsir, kelâm, fıkıh gibi ilimler girer. Bunlar da kendi aralarında onlarca kısımlara ayrılır. Meselâ, tefsir ve hadîs; Kur’ân ve Sünnet’i anlamaya, açmaya, yorumlamaya, incelemeye, tetkike yönelik ilim dallarıdır.

Fıkıh, dinin maksadını idrâk etmek, anlamaktır. Fıkıh, hikmet, “insanın lehinde ve aleyhindeki hükümleri, hukukunu, yâni haklarını, vazifelerini, menfaatlerini ve zararlarını” bilmesidir. (Prof. Dr. Vehbi Zuhayli, İslâm Fıkhı Ansiklopedisi, c. I, s. 17) “Amel ilmi” de denilen fıkıh, Kur’ân ve hadis diliyle, Kur’ân’ın hikmetini, şer’î hükümleri, yaradılışta gaye-i İlâhiyeyi bilmek demektir. Ki, buna öncelikle marifetullah, yâni “imân ilmi” de dâhildir.
Aslında Fıkıh ve Kelâm, Ehl-i Sünnet’in görüşlerini ihtiva eden bir disiplin olarak birlikte idi. Buna “ilm-i Tevhîd” veya “Fıkh-ı Ekber” adı veriliyordu. Allah’ın kelâmı, sıfatları, kader, kaza, ahiret vb. itikadî hususları açıklar. İmam-ı A’zâm’ın yazdığı Fıkh-ı Ekber bu çerçevededir. Fıkıh, insan, hayvan, eşya haklarını bütün teferruatıyla ortaya koyan çok yönlü, ince, hassas haklar manzumesidir de.
Daha sonraları Kelâm, Allah’ın zâtı, sıfatları, fiilleri ve diğer imân esaslarından bahseden; onları aklî, naklî ve ilmî delillerle ispat ve izâh eden ilim dalı olarak fıkıhtan ayrıldı. Fıkıh amelî/pratik hayata; kelâm inanç/itikad, imân esaslarına yönelik bir cereyan olarak devam etti.
İslâm dünyasında ortaya çıkan kelâmî cereyanların en güçlülerinden birisi, Eş’arîliktir. İmam-ı A’zâm’ın kelâmî düşünceleri ise Maturidîlikte tasnif oldu. Bunların ikisi de, birkaç teferruât meseselede değişik yollardan aynı kapıya varıyordu. Günümüzde Bediüzzaman ise, bu iki Ehl-i Sünnet cereyanını tevhîd etti, birleştirdi.
Tasavvuf ise, İslâmiyetin temel kurallarına dayanarak nefsi dünyevî sevgilerden çekip, Allah’a ulaşma yolundaki kalbe, ruha, duygulara, nefse, marifete, makama, ahlâka ve derûnî/iç hayata dair bilgiler ilmidir.
Sonuç olarak; dînî ilimlerin, yüzlerce dalıyla özelde Kur’ân ve Hadîs’in, genelde kâinatın ve hayatın bütün safhalarını kapladığı söylenebilir.

Okunma Sayısı: 947
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı