"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan vesilesi kıldık”

Ali FERŞADOĞLU
04 Aralık 2024, Çarşamba
Hiç şüphesiz hepimiz “iman ve teklif ihtiyar (hür irade) dairesinde bir imtihan, tecrübe, bir müsabaka” için bu dünyaya gönderildik! Eğitim ve psiko-sosyal ilimler de ispat etti ki, maddî-manevî gelişme ve tekâmül “sırr-ı teklif, imtihan ve mücâhede” ile olur.

Dünyevî basit işler için bile onlarca imtihandan geçerken, yaratılış imtihanından gafil olamayız! “Biz kullarımızı her zaman imtihan ederiz”1 meâlindeki âyete göre herkes, olumlu-olumsuz, müspet-menfî herşeyle imtihan-dadır!.. Keza, “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ‘İman ettik’ demeleriyle bırakılı-vereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.”2 meâlendeki ayetle ferman edip haber veriyor! Bunda şek ve şüphe olur mu?

Dünyevî istikbalimizi ilgilendiren imtihanları şiddetledir; uhrevî mtihanımız ise onlardan binler, on binlerce kat daha şiddetlidir. Zira, “Bu müthiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve şiddetli tazyikat [baskılar] karşısında ve savletli [saldırgan] bid’alar [sonradan uydurulup dine sokulmuş hurafeler], dalâletler [fikrî ve ahlâkî sapıtmışlıklar] içeri-sinde”3 imtihan oluyoruz!

Anne-babamız, çocuklarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz, akrabalarımız, komşularımız, Müslümanlar ve bütün insanlık ile imtihan-dayız. Âlim, zâlim, siyasetçi, idareci makam, mevki, mal, mülk sahipleri de yetkili-yetkisizler de fakirler-zenginler de, “Ey insanlar! Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan vesilesi kıldık; bakalım sabredecek misiniz?”4 meâlindeki âyete göre de biribirimiz, dâvâmız, dâvâ arkadaşlarımız ve onlara saldıranlarla da imtihan ediliriz.

İmtihanı tüm boyutlarıyla ortaya koyan Bediüzzaman; Rabbimiz bizi, “Herkes gibi imtihana davet ediyor ki, sinn-i rüşde bülûğunuzu [kendisini ve varlıklarını idare edebilecek bir tecrübe, olgunluk yaşına] ve vasîye adem-i ihtiyacınızı [kendinizi ve varlıklarınızı yönetecek birisine ihtiyacınız olmadığını] görmek istiyor. İmtihana hazırlanınız.”5 diye ikaz edererek ekler:

“Ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya”6 gönder-ildiğik: ya mükâfat ya mücazat göreceğiz hiç şeksiz, şüphesiz!

Kısacık dünyevî imtihanları; tuttuğumuz futbol takımının kazanıp-kazanmadığını merak ederken sonsuz mutluluk veya şekavet imti-hanını merak etmeyecek miyiz?

Dipnotlar:

1-Mu’minûn Suresi, 30.; 2-Ankebût Suresi, 2-3.; 3-Lem’alar, Enst./intr., s. 164.; 4-Furkan Suresi, 20.; 5-Divan-ı Harb-i Örfi, s. 59.; 6-Mektûbât, s. 222.

Okunma Sayısı: 1627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • M. Said Bayraklılar

    6.12.2024 15:39:43

    Tevafuk benzer bir cümleyi pazartesi akşam dersinde söylemiştim. Acaba ben mi önce söyledim, yoksa siz mi önce yazdınız? Hafız Aliyle üstad(said) arasındaki öküze et tevafukuna benziyor. Bir diğer tevafuk ise birimizin ismi Ali diğerimizin ki Said. İsimlerimiz de tevafuk etmiş. Tevafuk kabül-ü rabbaniye delildir. Allah kabul etsin.

  • Ali Ferşadoğlu

    5.12.2024 16:22:57

    Aziz kardeşim Said, “4.12.2024 20:01:38 tarihli yorumunuzda da, “Benim yorumum yazı hakkında değil. Yazarın kendisine…” diye bir yorum daha yapmışsınız. Siz de bilirsiniz ki, köşelerdeki yorumlara yazı için müsaade ediliyor! Yazarın özel, farklı düşünce ve hareketleri için değil!..

  • Ali Ferşadoğlu

    5.12.2024 16:22:49

    Yine bilirsiniz ki, meşveretlerde bile farklı ve alternatif fikirlere müsaade ediliyor-edilmezse o meşveret olmaz zaten! İstibdat ve rey-i vahid olur! Bir yazara köşelerinde yapacağınız ikazlar yazı ile ilgili olmalıdır. Yazarın özel düşünce, fikir ve paylaşımlarında görüşlerinizi özel olarak yapmalı değil misiniz?

  • Ali Ferşadoğlu

    5.12.2024 16:14:14

    “Size ilân ederim ki, Hüsrev’in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarım” “Risale-i Nur’un hatırı ve bu bayramın hürmeti ve eski hukukumuzun hakkı için çok rica ederim ki, dehşetli yeni bir yaramızın tedavisine çalışınız. Çünkü, gizli düşmanlarımız iki plânı takip edip, biri beni ihanetlerle çürütmek, ikincisi mâbeynimize bir soğukluk vermektir. Başta Hüsrev aleyhinde bir tenkit ve itiraz ve gücenmekle bizi birbirimizden ayırmaktır. Ben size ilân ederim ki, Hüsrev’in bin kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarım.

  • Ali Ferşadoğlu

    5.12.2024 16:14:04

    Çünkü şimdi onun aleyhinde bulunmak, doğrudan doğruya Risale-i Nur aleyhinde ve benim aleyhimde ve bizi perişan edenlerin lehinde bir azîm hıyanettir ki, benim sobamın parçalanması gibi acîp, sebepsiz bir hadise başıma geldi. Ve bana yapılan bu son işkence dahi bu mânâsız ve çok zararlı tesanütsüzlüğünüzden geldiğine kanaatim var. Dehşetli bir parmak buraya, hususan altıncıya karışıyor. Beni bu bayramımda ağlatmayınız, çabuk kalben tam barışınız.” (Şualar, s. 443.)

  • Yahya

    4.12.2024 23:02:55

    Teşekkürler.

  • Nurefşan

    4.12.2024 18:35:05

    Allah razı olsun istifadeli yazınız için. Bugün ders arasında kardeşimiz yazınızı okudu. Elhamdülillah güzel açılımlara vesile olunca tekrar okumak istedim, yorumu görünce çok şaşırdım. İnsan içinde bulunduğu hal nasılsa ister istemez herşeyi onunla ilişkilendirir hale geliyor maalesef. Ne diyelim ‘güzel gören güzel düşünür güzel düşünen hayatından lezzet alır’.

  • Said Bey

    4.12.2024 13:23:29

    Yazarlarımız bu hassas süreçte daha dikkatli olmalı, fitneye alet olmamalıdır. Risale-i Nurun hukukuna ihanet edenleri savunarak sizler de bu ihanete ortak olmayın!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı