Hiç şüphesiz hepimiz “iman ve teklif ihtiyar (hür irade) dairesinde bir imtihan, tecrübe, bir müsabaka” için bu dünyaya gönderildik! Eğitim ve psiko-sosyal ilimler de ispat etti ki, maddî-manevî gelişme ve tekâmül “sırr-ı teklif, imtihan ve mücâhede” ile olur.
Dünyevî basit işler için bile onlarca imtihandan geçerken, yaratılış imtihanından gafil olamayız! “Biz kullarımızı her zaman imtihan ederiz”1 meâlindeki âyete göre herkes, olumlu-olumsuz, müspet-menfî herşeyle imtihan-dadır!.. Keza, “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece ‘İman ettik’ demeleriyle bırakılı-vereceklerini mi sandılar? Andolsun ki, biz onlardan öncekileri de imtihandan geçirmişizdir. Elbette Allah, doğruları ortaya çıkaracak, yalancıları da mutlaka ortaya koyacaktır.”2 meâlendeki ayetle ferman edip haber veriyor! Bunda şek ve şüphe olur mu?
Dünyevî istikbalimizi ilgilendiren imtihanları şiddetledir; uhrevî mtihanımız ise onlardan binler, on binlerce kat daha şiddetlidir. Zira, “Bu müthiş zamanda ve dehşetli düşmanlar mukabilinde ve şiddetli tazyikat [baskılar] karşısında ve savletli [saldırgan] bid’alar [sonradan uydurulup dine sokulmuş hurafeler], dalâletler [fikrî ve ahlâkî sapıtmışlıklar] içeri-sinde”3 imtihan oluyoruz!
Anne-babamız, çocuklarımız, eşlerimiz, kardeşlerimiz, akrabalarımız, komşularımız, Müslümanlar ve bütün insanlık ile imtihan-dayız. Âlim, zâlim, siyasetçi, idareci makam, mevki, mal, mülk sahipleri de yetkili-yetkisizler de fakirler-zenginler de, “Ey insanlar! Sizin bir kısmınızı diğer bir kısmınıza imtihan vesilesi kıldık; bakalım sabredecek misiniz?”4 meâlindeki âyete göre de biribirimiz, dâvâmız, dâvâ arkadaşlarımız ve onlara saldıranlarla da imtihan ediliriz.
İmtihanı tüm boyutlarıyla ortaya koyan Bediüzzaman; Rabbimiz bizi, “Herkes gibi imtihana davet ediyor ki, sinn-i rüşde bülûğunuzu [kendisini ve varlıklarını idare edebilecek bir tecrübe, olgunluk yaşına] ve vasîye adem-i ihtiyacınızı [kendinizi ve varlıklarınızı yönetecek birisine ihtiyacınız olmadığını] görmek istiyor. İmtihana hazırlanınız.”5 diye ikaz edererek ekler:
“Ticaret ve memuriyet için, mühim vazifelerle bu dâr-ı imtihan olan dünyaya”6 gönder-ildiğik: ya mükâfat ya mücazat göreceğiz hiç şeksiz, şüphesiz!
Kısacık dünyevî imtihanları; tuttuğumuz futbol takımının kazanıp-kazanmadığını merak ederken sonsuz mutluluk veya şekavet imti-hanını merak etmeyecek miyiz?
Dipnotlar:
1-Mu’minûn Suresi, 30.; 2-Ankebût Suresi, 2-3.; 3-Lem’alar, Enst./intr., s. 164.; 4-Furkan Suresi, 20.; 5-Divan-ı Harb-i Örfi, s. 59.; 6-Mektûbât, s. 222.