“Endonezya’da ilk kez düzenlenen Müslüman Dünyası Güzellik Yarışması’nı Nijerya’dan Aisha Ajibola kazandı. Yarışmaya altı ülkeden 18 güzel katıldı.” (19 Eylül 2013, Hürriyet)
Gazetedeki bu haber, tam da dünyanın dört bir yanında hukukî haklarını talep ederek tesettür mücadelesi veren mü’min kadınların medyada sıkça yer aldığı bir zamanda dikkatimi çekti: İlk kez düzenlenmişti, katılanların hepsi Müslümandı ve tesettürlüydü, Nijeryalı hanım birinci olmuştu…
Müslümanlar, özellikle de kadınlar dünya ve ahiret hayatlarını tehdit eden bütün işleri halletmişler, sıra güzellik yarışmalarına gelmişti ha! Ahir zamanın fitneli ortamında yaşamak gerçekten Allah’a sığınılacak bir haldi!
Kısacık haberi bu duygularla okudum, internette kısa bir araştırma yaptım. Yarışma görsellerini buldum…
ÇAĞDAŞ KÖLE PAZARLARI
Nijerya ismi tanıdık geldi. Daha önce de konu ile ilgili birkaç çalışmam olduğundan kısa bir arşiv taraması yaptım.
Bizim Aile dergisinin Ocak 2003 sayısında “Çağdaş Köle Pazarları: Güzellik Yarışmaları” başlığını taşıyan makalede o yılın olaylı güzellik yarışmasını ve birinci seçilen Türkiye güzeli Azra Akın’ı anlatmıştık.
2003 Dünya Güzellik Yarışması tam da Ramazan ayında Nijerya’da yapılacaktı. Fakat moda yazarı bir kadın Peygamberimize (asm) hakaretvari bir makale yazınca tam bir facia yaşandı. Çıkan olaylarda camiler, kiliseler tahrip edildi, ölenler, yaralananlar oldu. O yüzden yarışma acilen İngiltere’ye alındı. Zaten 1951’den 1989’a kadar orada yapılıyordu…
NEDEN NİJERYA?
Nijerya şeriat ile idare edilen bir ülke ve zina yapanlar recm ile cezalandırılıyor. Dünya Güzellik Yarışmasının orada düzenlenmesi güya Nijeryalı kadınlara manevî bir destek olacaktı.
Yarışmanın olaylı geçeceğini tahmin eden Almanya, Danimarka, İspanya Nijerya’ya gitmediler. Kimi ülkeler de gittikleri halde boykot ederek yarışmaya katılmadılar. Ama bizim akıllı güzelimiz (!) en etkili boykotun yarışmaya katılmak olduğunu söyledi.
Peygamberimize (asm) hakaret makalesi yayınlanıp da olaylar başladığında Nijerya Hükümeti yarışma komitesine ülkeyi hemen terk etmelerini söyledi. Komite yarışmanın İngiltere’de yapılmasına karar verdi.
İngiliz basını bu kararı “Sirk geri döndü!” tarzı manşetlerle duyurdu. Kimi kadın yazarlar yarışmayı “herkesin kaçtığı bir nükleer atık yükü”ne benzetti. Ünlü feminist yazar Germanie Geer yarışmanın İngiltere’ye alınmasını bunca kanlı olaydan sonra “dehşet verici” olarak nitelendirdi.
Yarışmaya katılmayan Güney Kore Güzeli “Kan akarken tacı düşünemezdim. Podyumda gülücükler dağıtamazdım” derken akıllı güzelimiz (!) “Olayların bizimle ilgisi yok. Yarışmadan çekilmek hiçbir şeyi değiştirmez” diyerek birinciliği büyük bir gururla alıverdi.
Anlayacağımız yarışma birinciliğimiz, yarışmanın Nijerya’da yapılmak istenmesi kadar politikti. Aynen 1932’de dünya güzeli seçilen Keriman Halis gibi!
Aynen 2013’de Müslüman Dünyası Güzellik Yarışmasının ilk kez düzenlenmesi gibi! Aynen bu yarışmada Nijerya’nın birinciliği gibi!
İNCE HESAPLAR
“Tilkinin kırk türküsü var. Hepsi de tavuk üzerine” atasözünde olduğu gibi açgözlü Batının tek hesabı hazcılık: Kadın, para, daha fazla zevk….
Avrupa ülkeleri artık güzellik yarışmalarının organizasyonunu ülkelerinde artık istemiyor. Çünkü getirisi yok! Oysa ki üçüncü dünya ülkelerinde seyirci sayısı milyarlarca. Televizyon reyting rekorları kırıyor. Dolayısıyla tüketim, reklâm pastası bol!
HÜLÂSA
Evet güzellik yarışmaları Batının sömürgecilik anlayışının farklı bir sürümü!
Hem de sigara, nükleer çöpler gibi kendi sınırları içinde istemediği “pislikler”den biri…
Hangi ülkede, nasıl yapılacağını organize ediyor, ama kendi evinde istemiyor!
Önündeki tek engel İslâmî değerler... İslâmın kadınlara getirdiği en büyük özgürlük olan tesettür emrini de böyle yarışmalarla tesirsiz hale getirmeye çalışıyor.
Bediüzzaman Hazretlerinin çok güzel vasıflandırdığı “Avrupa’nın dessas zalimleri ve Asya’nın münafıkları”nın piyasaya sürdükleri son oyunlarından biri de Endonezya’da ilki düzenlenen güzellik yarışması olsa gerek!
Allah bizleri derin uykulardan uyandırsın!