"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Haliliye mesleği ve hılletin yüksek kulesi...

Tuba Nurlan
21 Haziran 2022, Salı
21. Lem’a olan İhlâs Risalesinin dördüncü düsturundaki paragrafa bir bakalım:

“Mesleğimiz halîliye olduğu için, meşrebimiz hıllettir. Hıllet ise, en yakın dost ve en fedakâr arkadaş ve en güzel takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olmak iktiza eder. Bu hılletin üssü’l-esası, samimî ihlâstır. Samimî ihlâsı kıran adam, bu hılletin gayet yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var; ortada tutunacak yer bulamaz” şeklinde yer alan ifadelerde “hılletin yüksek kulesi” kavramı dikkatinizi çekmiştir mutlaka.

Neden burada “yüksek kule” kavramını kullanıyor üstad? Bir üstteki cümlede Risale-i Nur dairesindeki kardeşlerin meslegini “Haliliye” mesleği olarak adlandırıyor. Bu pencereden bakıldığında Nur mesleğindeki kardeşlerin samimi dost manasına gelen ve “Halil” kökünden türeyen Haliliye mesleği, Hz. İbrahim’i hatırlatır. Çünkü Halil İbrahim ismi ona aittir ve  Allah(c.c) Hz. İbrahim’e dostum manasına gelen Halilim demiştir. Hz. İbrahim’e bu vasfı kazandıran sır, çok şefkatli ve cömert oluşuyla birlikte sevdiklerinden Allah için vazgeçebilmesi, tutunduklarını feda edebilmesi değil midir? Hz. İbrahim rızai ilahiye mazhar olmak için  oğlunu  kurban etmeyi bile  göze almış, hatta  ateşe atılacağı esnada dahi rıza hali içinde “Cebrail’e (a.s) dostumla arama girme” diyerek teslimiyetin dersini vermiştir.

Nur dairesinde de Haliliye mesleğine giden meşrep, yol gitme tarzı da bazı fedakârlıkları birlikte getirmesi gerekiyordur o halde.

Kardeşine şefkat etmekten, Kardeşinde fani olmaktan, Dava kardeşin için her fedakarlığı göze alacak bir duruş halinden, Kendi nefsinin sâkil, hastalıklı hallerinden vazgeçip, en yakın dost, en takdir edici yoldaş ve en civanmert kardeş olma ahlakını yerleştirmekle hılletin yüksek kulesine çıkılabileceği ve orda ancak bu sır ile kalınabileceği dersini ihlas risalesi ile birlikte Risale-i Nurun satır aralarında görmek mümkündür. “Kendi hissiyat-ı nefsaniyesini unutup, kardeşlerinin meziyat ve hissiyatıyla fikren yaşamaktır” hıllet meşrebinin yol haritası.

Peki hılletteki sır nedir? Samimi ihlastır, Tefanidir, birbirinde fani olmaktır, Yirmi kulakla işitmek, On akılla düşünmektir, Farklılıkları sindirmek, farklılıklara tahammül, farklılıklardan lezzet almaktır, Şahs-ı manevi olmaktır. Enesini havuzda eriterek kevser-i Kur’aniden süzülen tatlı büyük bir havuza sahip olmaktır.

İşte insanı “yüksek kule” diye tabir edilen âli bir makama çıkaran sır bu yoldan geçer. Kule kavramının kullanımı da çok ilginçtir, zira “Kule”ler gözetleme yerleri olarak, o civardaki en yüksek olan yapılardır.

Haliliye mesleğinin gereği olan Hıllet meşrebine sahip bir dava kardeşimiz ve bu kardeşlerden oluşan bir şahsı manevi kulesi. Hem takdir eder, hem yoldaş olur hizmette, hem önceden görür kardeşlere ve hizmete gelecek tehlikeleri, ihtiyatlı davranmaya, tedbir almaya yönlendirir, ferasetlidir, geniş bakar kuleden bakar gibi... Sermayesi ise samimi ihlastır, umumun kazancına ancak ihlasla ortak olunur, kazanç bire bin hisse olarak yansır amel defterine. Fakat Allah rızasını esas alınmayıp nefsin sâkil, hodfuruşane halleri veya cüzi menfaatler devreye girdiğinde hılletin yüksek kulesinden derin bir çukura düşmek tehlikesi, öyle bir tehlike ki; dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etmek gibi dehşetli bir hali netice verdirir.

Rıza-yı ilahiden başka maksatlara hizmet eden, menaf-i cüziye hatırı için kardeşini tenkit etmek gibi, önde görünmek arzusu gibi hastalıklı haller alarm gibi sinyal verir.

Fabrikanın çarkının dişlilerinin çalışmasını engelleyip, kuvve-i maneviyenin kırılmasına sebeb olduğundan, bunun da dinsizlik kuvvetine yardım etmek manasına gelecek kadar vahim olduğundan “Saadet-i ebediye zararına manasız, lüzumsuz, zararlı, kederli, hodfuruşane, sakîl, riyakârane bazı hissiyat-ı süfliye ve menafi’-i cüz’iyenin hatırı için ihlası kırmakla; hem bu hizmetteki umum kardeşlerimizin hukukuna tecavüz, hem hizmet-i Kur’aniyenin hizmetine taarruz, hem hakaik-i imaniyenin kudsiyetine hürmetsizlik etmiş oluruz” diye uyarır bizi.

Kulenin başından düşmek gibi bir tehlikenin var olduğunu insana şefkatle hatırlatır bu ifadelerle Üstad.

İhlas Risalesindeki düstürlara riayet edilmediğinde, hılletin yüksek kulesinden aşağı düşmek, hem de derin bir çukura, bilmana nefsin çukuruna düşmek tehlikesi oldugunu, haliliye mesleginden ayrıldıgında, kardeşinin yanında yer almadığında, onun kuvve-i maneviyesini kırdığında, karşısında yer almış gibi bilmeden dinsizlik kuvvetine yardım etmiş olduğunu, çünkü dinsizlik kuvveti de bizdeki kuvve-i maneviyeyi kırmak için çalışması cihetinden, onlara benzer davranışlar sergileyen hallere düşmek bir sükuttur der Üstad. Ortada tutunacak bir noktanın olmadığı yönünde yine uyarır bizi. Ya kulenin başındasındır ya da derin çukurda...

“Evet yol iki görünüyor. Cadde-i Kübra-yı Kur’aniye olan şu mesleğimizden şimdi ayrılanlar, bize düşman olan dinsizlik kuvvetine bilmeyerek yardım etmek ihtimali var. İNŞÂALLAH Risale-i Nur yoluyla Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ın daire-i kudsiyesine girenler; daima nura, ihlasa, imana kuvvet verecekler ve öyle çukurlara sukut etmeyeceklerdir.”

“Hazer et, dikkatle bas, batmaktan kork” uyarısı ne kadar da ehemmiyetlidir.

Daima nura, ihlası imana kuvvet verenlerin safında, yani hılletin yüksek kulesinden bakabilenlerin yanında, omuz omuza olabilmek duasıyla...

Okunma Sayısı: 2772
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet ÇALOĞLU

    21.6.2022 16:01:38

    Maşaallah kardesimize konuyu nekadar da güzel işlemiş,tebrik eder ,yazılarının devamını dilerim. Allah razı olsun. Selâmlar ve dualar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı