İnsanlık tarihinin en kanlı sayfası olarak bilinen Haçlı Seferleri 11. yüzyılda başlamıştır. 1095-1272 tarihleri arasında, Hıristiyan akidesine göre kutsal sayılan (Holy Land), topraklara doğru (Güney Anadolu, Suriye, Ürdün ve Filistin’i kapsayan bölge) dokuz Haçlı Seferi yapılmıştır. 4. ve 5. Haçlı Seferi arasında ise akıllara durgunluk veren çok garip bir hareket başlatılmıştır. İlginç olduğu kadar, Ortaçağ Avrupa’sının cahillik boyutlarına da delâlet eden bu hareket, tarihe ‘’The Children’s Crusades’’, “Çocuk Haçlı Seferi” olarak geçmiştir.
Fransız Stephen 12 yaşında bir çoban idi. Fransa Kralı Philip August’a gelerek, kendisinin bizzat Hz. İsa tarafından Kudüs’ü Müslümanların elinden kurtarmak için görevlendirildiğini açıkladı. Stephen’e göre, günahkâr büyükler Kudüs’ü kurtaramamışlar ve kurtaramayacaklardı da. Bu kutsal işi ancak melekler kadar saf ve günahsız olan çocuklar yapabilecekti!
Önce çocuğun bu söylediklerine aldırmayan Kral Philip, daha sonra kararını değiştirdi. Uzun zamandır İspanya ve Doğu Müslümanları üzerine haçlı seferi düzenlemek istiyordu, ama halkları harekete geçiremiyordu. Stephen, Birinci Haçlı Seferinde Avrupa’yı gezip kitleleri harekete geçiren Keşiş Peter gibi olabilirdi. Bu yüzden; aptalca da olsa, Kutsal Topraklara doğru bir Çocuk Haçlı Seferi düzenlenmesine izin verdi. Kralın onayını alan Stephen, Paris ve civarlarından 30 bin kadar çocuğu yanına alarak Fransa’nın Marsilya kıyılarına kadar geldi. Allah tarafından Kızıldeniz’in yarılıp Hz. Musa’ya (as) yol açıldığı gibi, kendilerine de yol açılacağına inanan çocuklar, bir müddet sonra korsan gemiciler tarafindan gemilere bindirilip meçhul bir yöne doğru götürüldüler!
Fransız çocuk hareketini haber alan Alman çocukları da ‘Nicolas’ adındaki bir çocuk liderliğinde kafileler halinde aynı maksatla Alpleri aşarak İtalya’nın Pisa liman şehrtine ulaştılar. Burada bir kısmı açlık ve soğukluktan öldü; kalanlar da yine korsan gemicilerin eline düştüler. Ne yazık ki, Alman çocuklarının da âkibeti Fransız çocukları gibi olmuştu. Ve Ortaçağ Avrupası’nın câhil anne ve babaları, Papalığın kasıtlı olarak yapmış olduğu yanlış dinî eğitimle ne olduğunu bilmedikleri bir ütopya uğruna çocuklarını kaybetmişlerdi....(1)
Son olarak; İslâm topraklarına doğru düzenlenen Haçlı Seferlerinin, “terör” gibi çeşitli iddialar ve kisveler altında devam edeceğine inanıyorum. 11 Eylül 2011 tarihinde, New York Dünya Ticaret Merkezi ikiz kulelerine düzenlenen terörist atak sonrasında, Amerika Devlet Başkanı George Bush’un söylediği şu sözler, Haçlı Seferlerinin devam edeceğine dair inancımın delillerinden biridir: “This crusade, this war on terrorism is going to take a while. And the American people must be patient. I’m going to be patient / Bu Haçlı Seferi, terörizme karşı olan bu savaş zaman alacak. Amerika halkı sabırlı olması lâzım. Ben de sabırlı olacağım.”2 Tarihçi Barbara Tuchman da, İngilizlerin muhafazakâr devlet adamı Lord Curzon’un şu sözlerini naklederken, İncil ve Kılıç’a dayalı haçlı ruhunun devam edeceğinin işaretlerini vermektedir: “Filistin: Yeryüzünün en mukaddes yeri, Haçlıların, Kitab-ı Mukaddes’in vatanı, mezarlıktaki kabrimize uzandığımızda yüzümüzü döndüğümüz yer, Doğu ile Batıyı birleştiren nokta, Süveyş Kanalını korumak için ihtiyaç duyulan mıntıka, emperyalist stratejinin odak noktası, Hindistan’a ve Musul petrollerine giden yol”3 Bible and Sword- (Önsöz)”
Kaynaklar:
1- Kâsım Abdulkasım” Mâhiyetu’l Hurûb es-Salibiyye” sh:149-150 Meclüsü’l Vatani lissekâfeti ve’l Funûn ve’l Edeb / Kuveyt http://www.historyguide.org/ancient/children.html
2-http://georgewbush-whitehouse.archives.gov/news/releases/2001/09/20010916-2.html
3- Barbara Tuchman “Bible and Sword- (Önsöz)”