"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Teravih namazı kıldırırken öldü!

Suna DURMAZ
02 Temmuz 2014, Çarşamba
Ramazan’ın ikinci günüydü. Hatim ile sekiz rekât kıldırılan ve iki rekâtta bir selâm verilen teravih namazı için, komşularla beraber Kuveyt Üniversitesi Camii’ndeydik. Birinci gün, namazın ilk dört rekâtını caminin Moritanyalı imamı kıldırmış; ikinci dört rekâtı da, gönüllü imamlık yapan İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Mısırlı Prof. Abdulfettah Şirbîni kıldırmıştı. İkinci gün de aynı düzen olacak diye beklerken, birden Abdulfettah Hoca’nın “Allahuekber” sesiyle irkildik!
40 yaşından sonra hafız olan Abdulfettah Hoca, Bakara Sûresinde 2. cüze başlamıştı ve âyetleri tane tane okumaya devam ediyordu. Lâkin, kuvvetli bir hafız olduğu halde 153. ve 154. âyetlere gelince takıldı. Kıraatini  toparlamak istedi, ama beceremedi. Hocanın dilinin sürçtüğünü fark eden cemaat, âyetleri hatırlattı ve hoca okumaya devam etti...
“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir. Allah yolunda öldürülenlere ‘ölüler’ demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.”    “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele.”
Erkekler tarafıyla aramızda duvar olduğundan cemaati göremiyorduk. İkinci rekâtın rükûsu için “Allahuekber” sesini işittik, ama “Semiallahu limen hamide”yi işitememiştik! Ses kesilince, caminin mikrofon sisteminde bozukluk oldu zannettik ve hanımlar cemaati olarak namaza devam edip, ikinci rekâtı tamamlayarak selâm verdik. Bu arada, erkekler tarafından gelen “Ambulans çağırın!” seslerini işittik. Ve hemen durumu öğrenmek için o tarafa bir çocuk gönderdik. Meğer, Abdulfettah Hoca 155. âyetin şu son cümlesini, “Sabredenleri müjdele” okuduktan sonra olduğu yerde yığılmış!                                                                                                  Tabiî haberi alır almaz hepimiz şok olduk! Ama sonra “Subhânallah! Ne güzel bir ölüm. Allah cümleye böyle ölüm nasip etsin. Allahu a’lam, ama bu hal bir hüsn-ü hâtime idi” dedik..                                                              Evet muhterem okuyucularım: İnsan nasıl yaşarsa öyle haşredilecek. Kalbimiz Allah ile bağlıysa ve ayaklarımız camiye koşuyorsa bunun sonu mutlaka hayır olacaktır. Ölüm bizi hangi halde yakalayacak bilemiyoruz. Zulmederken, gıybet yaparken, harama bakarken ve haram yerken de olabilir; Allah için namaz kılarken, zekât dağıtırken, yetim sevindirirken, Kur’ân okurken, iki insan arasını ıslâh ederken ve iftar açarken de olabilir.  Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem ateşinden kurtuluştur. Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyuruyor: “Cebrail (as) bana göründü ve ‘Ramazan’a erişip de günahları affedilmeyen kimse rahmetten uzak olsun’ dedi. Ben de ‘âmin’ dedim.”
Rasûlullah’ın (asm) bu sözünü iyi idrak edelim. Çünkü; şu mubârek günler bir daha geri gelmeyecek. Can evimizin siyasete ve magazine açılan pencerelerini kapatalım! Övülmekten ve herdaim haklı çıkmaktan çok hoşlanan nefsimizin tuzağına düşerek, siyasî tartışmalar batağına saplanıp, dilimizi ve kalbimizi kirletmeyelim. Aşağıdaki hadise kulak verelim lütfen! Nefsimize ve şeytana aldanıp, gökten bize açılan rahmet kapısını kendi ellerimizle kapatmayalım!
“Her kim Ramazan ayının faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek, Ramazan’ı ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları bağışlanır.”

Ramazan havayolları
Komşularla beraber, cep telefonlarımızın WhatsApp programını kullanarak “el-İmân” adlı bir grup oluşturduk. İslâm âlemini, mahallemizi, husûsan Kur’ân dersi arkadaşlarımızı ilgilendiren sevindirici veya acı haberleri ânında ulaştırıyoruz. Bundan başka; birbirimize nasihatler veriyor, hanımların olmazsa olmazı olan yemek tariflerini paylaşıyoruz. Geçenlerde şöyle bir mesaj iletildi. Mesajı çok anlamlı bulduğum için sizlerle de paylaşmak istedim.                                                                                   
-(Hostes sesleniyor) Sayın yolcularımız, Mubârek Ramazan Havayolları’na hoş geldiniz.                             
-Uçuş kodumuz: Hicri 1434.
-Yönümüz: Allah’ın rızası ve mağfireti.
-Mesafemiz: 29 veya 30 kameri gün.
-Bir gündeki toplam uçuş saatimiz: 15-16 saat arası.
-Bu yolculukta, sigara içmek dahil, her türlü haramı işlemek yasaktır!
-Yolcularımızdan, iman ve takva kemerini bağlamalarını rica ediyoruz! İman ve takva kemeri bağlanırsa, bu mübârek yolculukta önümüze çıkabilecek olan haram ve şüphe engellerinden kurtulabiliriz.
-Kaptanımız Kur’ân-ı Kerîm ve bütün melekler, sizlere sabır ve takva ile dolu hayırlı ve başarılı yolculuklar diler,  Allah’ın rızasına kavuşmanız için duâ ederler.
Okunma Sayısı: 2222
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı