Salih Sütçüoğlu: ”Veren el alan elden üstündür” hadisini açıklar mısınız? Veren el neden üstündür? Bu konuda örnekler var mıdır?”
Kur’ân Müjdelerle Doludur
Veren el ile ilgili olarak çok büyük müjdeler vardır. Müjdecilerin başını ise Kur’ân çekiyor. İşte birkaç ayet:
*“Kim bir iyilik yaparsa, ona iyiliğinin on katı karşılık vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez.”1
*“Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tohum gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.”2
*“Şüphesiz Allah (hiç kimseye) zerre kadar zulüm etmez. (Yapılan) çok küçük bir iyilik de olsa onun sevabını kat kat arttırır ve kendi katından büyük bir mükâfat verir.”3
*“İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama Allah’ın rızasını arayarak her ne zekât verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat arttıranlardır.”4
Veren Ele En Az On Katı İade
Dünyanın üç beş günlük yitik cam parçalarına değil, bu yüksek değerli elmas müjdelere talip bahtiyarların yaşadıkları örneklemeler anlatmaya kalkılsa ciltlerle kitaba sığmaz.
Bir gün bir adam ihtiyacı için Hazret-i Ali Efendimizin (asm) kapısını çaldı.
Hazret-i Ali (ra) güzel oğlu Hasan’a:
“Annene git, kendisine verdiğim altı dirhemden birini versin. Getir, şu adama ver.” Dedi.
Çocuk gider gitmez geri döndü ve dedi ki:
“Annem, ‘o altı dirhemi un almak için sakladım’ diyor.”
Hazret-i Ali (ra):
“Tahkiki iman sahibi kişi elindeki paraya değil, Allah’a güvenir oğlum. Git annene söyle, altı dirhemin tamamını versin.” Dedi.
Hazret-i Fatıma annemiz (ra) altı dirhemi gönderince de hepsini fakir adama verdi.
Hazret-i Ali (ra) henüz içeri girmemişti ki, devesinin yularından tutup yanından geçen bir adamın, “Satıyorum, var mı isteyen!” diye seslendiğini duydu. Hazret-i Ali (ra):
“Kaça satıyorsun?” dedi. Adam:
“Yüz kırk dirheme” dedi. Hazret-i Ali (ra):
“Parasını sonra almak üzere kapıya bağla!” dedi.
Adam devesini kapıya bağlayıp gitti. Az sonra bir adam yoldan geçerken deveye talip oldu. “Bu deve kimindir?” diye sordu. Hazret-i Ali (ra):
“Benimdir.” Dedi. Adam:
“Satmıyor musun?” dedi. Hazret-i Ali (ra):
“Satıyorum.” Dedi. Adam:
“Kaça satıyorsun?” dedi. Hazret-i Ali (ra):
“İki yüz dirheme.” Dedi.
Adam “Kabul!” diyerek, iki yüz dirhemi çıkarıp Hazret-i Ali’nin (ra) eline saydı ve deveyi alıp götürdü.
Hazret-i Ali (ra) bu paradan alacaklısının yüz kırk dirhemini ödedikten sonra, elinde altmış dirhem kaldı. Altmış dirhemi muhtereme eşi Hazret-i Fatma’ya götürüp takdim etti. Hazret-i Fatma (ra):
“Bu nedir?” diye sorunca Hazret-i Ali (ra):
“Bu, Cenab-ı Allah’ın, “Kim bir iyilik yaparsa, ona iyiliğinin on katı karşılık vardır.” (En’am Suresi: 160) Müjdesinin gerçek olmuş halidir.” Dedi.5
Hizmetimiz Göz Bebeğimizdir
Elimizdeki, avucumuzdaki az ya da çok metaın bire en az on katı ile arş-ı alada kayıt altına alınmasını istiyorsak, himmetimizi, gayretimizi, desteğimizi, katkımızı, zekâtımızı duamızla birlikte hiçbir şekilde hizmetimizden eksik etmeyelim. Hizmetimiz göz bebeğimizdir. Yarın Allah’ın huzuruna onunla çıkacağımız gönül aydınlığımızdır. Allah’ın azı çok saydığını ve bizim bin bir zorluk içinde tasadduk ettiğimiz nice azımıza nice binler bereketler yağdırdığını aklımızdan çıkarmayalım.
Böyle kutsi gayretler içinde birbirimize dua edelim.
Dipnotlar: 1- En’am Suresi: 160. 2- Bakara Suresi: 261. 3- Nisa Suresi: 40. 4 -Rum Suresi: 39. 5 -El-Kenz, 3/311