"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mekke’nin tevazu ile fethi

Süleyman KÖSMENE
01 Ocak 2019, Salı
Tarihte kılıç ile değil, tevazu ile fethedilen başka bir şehir yoktur. Mekke’nin fethi bu yönüyle bile eşsiz bir fetihtir ve Kur’ân’ın zaferidir.

Daha bir sene önce Mekke’ye umre için bile giremeyen Müslümanların, Hudeybiye’de vardıkları anlaşma ile geri çekilmenin zafere dönüştüğü bir tac olmuştur Mekke’nin fethi. Mekke’de Müslümanlığı kabul ettiği için babası tarafından zincire vurulan ve Hudeybiye günü zincirlerini sürüye süreye gelip Resulullah’a (asm) sığınan ve fakat anlaşma şartları gereği müşriklere teslim edilmek zorunda kalınan Ebu Cendel’in ve ashabın gözyaşlarının zaferiydi Mekke’nin fethi.

Hudeybiye anlaşması gereği on yıl süreyle savaş olmayacaktı. Fakat müşriklerin himayesindeki Beni Bekir kabilesi, Müslümanların himayesinde bulunan Huzaa kabilesine saldırıyor ve Huzaalılardan 23 kişiyi katliamdan geçiriyor. Bu haber Medine’ye ulaştığında Peygamber Efendimiz (asm) Mekke’ye ültümatom veriyor: Kureyş’in ya 23 kişinin kan bedelini ödemesini, ya Beni Bekir kabilesini himaye etmekten vazgeçmesini, ya da barış şartlarının Kureyş tarafınca bozulmuş sayılacağını ve bunun savaş sebebi kabul edileceğini ilan ediyor. İpler burada kopuyor.

Kureyş kan bedeli ödemeye yanaşmıyor, Beni Bekir kabilesini himaye etmekten de vazgeçmiyor, savaşa hazır olduklarını bildiriyor.

EBU SÜFYAN MEDİNE’DE  

Bununla beraber Kureyşlileri bir korku sarıyor. Barış anlaşmasının yenilenmesini istiyorlar. Bu amaçla Kureyş lideri Ebu Süfyan’ı Medine’ye gönderiyorlar. Ebu Süfyan anlaşmanın yenilenmesi için Hazret-i Ebu Bekir’in, Hazret-i Ömer’in, Hazret-i Osman’ın ve Hazret-i Ali’nin kapısını ayrı ayrı çaldı. En sonunda Resulullah’ın (asm) huzuruna vardı ve kavga yapan iki kabileyi himayesine almayı ve uzlaştırmayı vaat ederek barış anlaşmasını yenilemeyi teklif etti. Resulullah (asm) bunu kabul etmeyince Ebu Süfyan eli boş olarak geri döndü.

EBU SÜFYAN MÜSLÜMAN OLUYOR  

Artık mutlu sonun başlangıcına gelinmişti. Resulullah (asm) ashabına gizlice savaş hazırlığı yapmalarını emretti.

Nihayet Hicretin sekizinci yılı Ramazan ayının 10. Günü, Miladi takvime göre 1 Ocak 630 tarihinde on bin kişilik muazzam bir ordu ile Medine’den yola çıktılar.

Mekke’ye yaklaşınca Peygamber Efendimiz (asm) ordusuyla beraber Merruzzahrân’da konakladı. Burada Efendimiz (asm) orduyu savaş düzenine soktu. Vakit gece vaktiydi. Peygamber Efendimiz (asm) Merruzzahran’a gelişini muhteşem bir ateş donanmasıyla bildirmek istedi. Ve her bir mücahide ateş yakmalarını emir buyurdu. Bir anda on bin ateş yakıldı.

Mekke yamaçlarında gece vakti yanan on bin ateş Mekke’ye aydınlık ve korku saçtı. Mekke’liler bunun savaş ilanı olduğunu o anda fark ettiler. Ve apar topar Ebu Süfyan’ı bir haber almak ve gereken görüşmeleri yapmak üzere Müslümanlara gönderdiler.

Ebu Süfyan burada gördüğü ihtişam ve saygı karşısında Müslüman oldu. Peygamber Efendimiz (asm) Ebu Süfyan’a bu gün ölüm olmayacağını, Mekke’ye dönüp bunu Kureyş’e bildirmesini istedi ve “Kim, Ebû Süfyan’ın evine girer sığınırsa, emindir! Kim, kendi evine girip kapısını üzerine kaparsa emindir! Kim, Mescid-i Harama girerse emindir.” Buyurdu.

BUGÜN KİN DEĞİL AF GÜNÜDÜR  

Ebu Süfyan Mekke’lilerin şaşkın bakışları arasında Mekke’ye döndü ve şöyle ilan etti:

“Ey Kureyşliler! İşte Muhammed! Karşı koyamayacağınız kadar büyük bir orduyla yanı başınıza gelmiş bulunuyor! Müslüman olunuz ve selâmete eriniz.”

Sonra da Mekke’lilerin evlerine girmeleri halinde emin olduklarını duyurdu.

Müslümanlar dört koldan Mekke’ye girdiler.

Peygamber Efendimiz’in (asm) ve ashab-ı kiramın mübarek simalarında tebessüm, gönüllerinde tevazu, ruhlarında huzur ve ferah, gözlerinde şükür gözyaşları vardı. Peygamber Efendimiz (asm) Kasva adındaki devesinin üzerinde bulunuyordu. Cenab-ı Hakka sonsuz hamdü senada bulundu. Tevazu ve mahviyetten mübarek başını önüne eğmişti. Öyle ki, mübarek sakalları devesinin semerine değiyordu. Öyle ki savaş halinde bile önünde eğilinecek tek zatın kâinatın Yaratıcısı Cenab-ı Allah olduğunu insanlığa ders veriyordu.

Ve tarih 20 Ramazan’ı, yani 11 Ocak’ı gösterdiği günlerde Mekke kan dökmeden teslim alındı. Peygamber Efendimiz (asm) Kâbe’ye giderek bütün putları kırdı ve umumi af ilan etti.

Etiketler: Mekke, fetih
Okunma Sayısı: 8812
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı