"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Levlake levlak hadisi üzerine

Süleyman KÖSMENE
18 Kasım 2014, Salı
Trabzon’dan Muhammet Şahintürk: “Levlak hadisi uydurma diyenler var. Bu hadisin durumu nedir?”

HADİSİN KAYNAĞI VARDIR

Levlake levlake lemâ halaktü’l-eflâk” hadisi bir hadis-i kutsidir. Mânâsı şöyledir: “Sen olmasaydın, Sen olmasaydın, ben âlemleri yaratmazdım”  Hadis-i kudsi, mânâsı Cenab-ı Allah’a ait olup, Peygamber Efendimiz (asm) tarafından metin ve ifadeye dökülen ilâhî sözlerdendir. Hadis-i kudsîler genelde, “Allah dedi ki”, “Allah buyurdu ki” tarzında ifadelerle başlar. Çünkü mânâ doğrudan Cenab-ı Allah’a aittir. “Sen olmasaydın ben âlemleri yaratmazdım” hadis-i kudsîsi Risâle-i Nur’da birçok yönleriyle izah ve tefsir edilmiştir.1 Bedîüzzaman Hazretleri bu hadis-i kudsîden hareketle, (çekirdek-ağaç-meyve-meyve içinde yine çekirdek) misalinde olduğu gibi, Peygamber Efendimiz’in (asm) maddî ve mânevî varlığının bu kâinât ağacının hem çekirdeği, hem meyvesi hükmünde olduğunu kaydetmiş2 ve kâinatın varlık sebebi olarak Hazret-i Muhammed’i (asm) göstermiştir.3

Bedîüzzaman Saîd Nursî gibi bir hadis hafızı tarafından sıhhati sabit görülmüş ve âdetullaha uygun bir yaklaşımla açıklanmış, izah ve tefsir edilmiş bir hadis için, daha başka kaynak aramak abesle iştigal olur. Bu hadis, hadis kaynaklarında elbette yer alıyor. Hadis, Keşfü’l-Hafâ’da kayıtlıdır.4 

BİZ İMAN HİZMETİ İLE MEŞGULÜZ

Eskiden mutezile akılcılıkta ifrat gitmişti, ama sahih hadisleri kabul ediyordu.  Şimdi selefiye (Vahhabiler) aklı iptal edip nakilcilikte, yani hadislerin zahirine bağlılıkta ifrat gidiyor.  Keza yine günümüzde, hadislerin belki yüzde doksanına sıhhat olarak güvenmeyen ve kabul etmeyen kimi insanların da boy gösterdiklerini görüyoruz. Belki yer yer etkiledikleri insanlar da oluyor. Aslına bakarsanız bu hadis münkirlerine nazaran, mutezile ve Vahhabiler daha tutarlıdır.  Ne yapalım; imtihan dünyası bu!  Bizim de Nur Talebeleri olarak hadisler, rivayetler ve bunların yorumları konusunda tek güvendiğimiz ve bel bağladığımız kaynak Risale-i Nur’dur.  Herkes kendi hesabıyla Allah’ın huzuruna çıkacaktır.  Biz nakillerle ve rivayetlerle meşgul değil; iman hizmetiyle meşgulüz. Bu meşguliyetle de Allah’ın huzuruna varmak istiyoruz. İhlâsımızı ve istikametimizi muhafaza edebilirsek, bu bize yeter.

HADİSTE MECAZİ İFADELER

Ömer Bey: “Göz zinası nedir? Cezası zina kadar ağır mıdır? Neler göz zinası sayılır?” 

Zina fiili tektir. Bilinen kötü fiildir, kebâirdendir, yani büyük günahlardandır. O fiilin dışında kebâirden olan zinanın başka çeşidi yoktur. Göz zinâsı, kulak zinâsı, dil zinâsı, el zinâsı... vs. tarzında hadislerde geçen ifâdeler mecâzî ifâdelerdir. “Zinâya yol açan haram davranışlar”veya, “Büyük harama (kebâire) götüren öncü günahlar” demektir. Meselâ göz zinası, gözle harama bakış manasında kullanılmıştır. Gözü haramda kullanmak elbette haramdır. Bunun cezası ve kefareti, tövbe ve istiğfardır. Allah’a sığınmak ve gözü haramdan korumaktır. Gözün, nefsanî bir hazzın dürtüsüyle kendisine ait olmayana, kendisine helâl olmayana her bakışı haram, yani göz zinası kapsamına girer. Cenab-ı Hak, gözlerin harama bakışı konusunda bizleri şöyle uyarır:  
-“Allah gözlerin gizlice harama bakışını da bilir, gönüllerin sakladığını da.”5
-“Mü’minlere söyle! Gözlerini haramdan sakınsınlar.”6 
-“Mü’min kadınlara söyle! Gözlerini haramdan sakınsınlar.”7
Peygamber Efendimiz de (asm) harama bakış konusunda şöyle buyurmuştur: -“Yâ Ali! Arka arkaya bakma! İlk bakış senin için bağışlanmış ise de, fakat ikincisi senin değildir. Bakışı sürdürmeye hakkın yoktur.”
-Câbir bin Abdillah (ra): “Resûlullah’a (asm) ansızın bakışı sordum. Bana derhal gözümü çevirmemi emretti.”9

DİPNOTLAR:
1.  Sözler, s. 72; Sözler, s. 215; Mesnevî-i Nûriye, s. 38
2. Mesnevî-i Nûriye, s. 99
3. Sözler, s. 113; Lem’alar, s. 329
4. Keşfü’l-Hafâ, 2/164, H. No: 2123
5. Mü’min Sûresi: 19
6. Nûr Sûresi: 30
7. Nûr Sûresi: 31
8. Tirmizî, Edep, 62; Müslim, Edep, 45; Ebû Dâvud, Nikâh, 43
9. Tirmizî, Âdâb, 62; Ebû Dâvud, Nikah, 43

Okunma Sayısı: 37847
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nazıom AYDIN

    18.11.2014 12:13:29

    Süleyman Bey kaynağını veriyuor ve hadis diyor.Arkadaş hadisi inkar etmekle eline bir şey geçmez.Süleyman KÖSMENE doğru yazıyor.yeni asya doğru söyler,doğru der,Ümit Bey sen kendimni bir kontrol et.

  • Umit

    18.11.2014 10:49:35

    Kesful-hafa bir hadis kaynagi degildir. bu hadisi hangi kaynaktan almis? sihhati nedir? Said-i Nursi merhum muhaddis degildi. hayati surgun ve zindanda gectigi icin hadis kaynaklarina erisimi yoktu. yanlis hatirlamis olabilir. daha sonra birisi ona bu sozun hadis olmadigini gosterseydi hatasindan donmekten tereddut etmezdi. Ya hadisin asil kaynak ve sihhatini getirin veya soylemedigi bir sozu efendimize soyletmenin vebalinden sakinin. Allah tan korkun.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı