Elif Hanım: “Başımıza gelen belâdan ve musibetten dolayı ağlayınca rahmeti reddetmiş mi oluruz?”
Onlar Bize Neler Söyler!
Başımıza gelen belânın hakikati gören bir gözü ve konuşan bir dili olsa da anlatsa… Bize neler söyler neler?
Allah’ın ne denli merhamet ve şefkat sahibi olduğunu, bu musibetin Allah’ın rahmetinin ve lütfunun gereği bize tahsis edildiğini, bizim ne tür günahlarımızı silip yok ettiğini, bizi ne denli affa ve mağfirete mazhar kıldığını, bize ne denli velâyet ve kemalat kazandırmaya namzet olduğunu…
Bütün bunları bizim tek sabrımızla kazanabileceğimizi bize bir anlatsa…
Aslında dili var musibetin… O acılarının katmanları içinde, ağrılarının pareleri arasında, üzüntülerinin perdeleri ötesinde, hoşlanmadığımız sıkıntılarının tenteneleri arkasında ne güzel müjdeler gizli bir bilsek…
Bir bilsek hiç ağlar mıyız? Hiç gözyaşı döker miyiz? Hiç üzülür müyüz?
Demek gözyaşı dökmemiz gerekiyor. Ta ki her bir damlası günahlarımıza kefaret olsun, Cehenneme karşı bize kalkan olsun! O halde ağlamak güzeldir. Yeter ki isyan olmasın, Allah’a karşı itiraz olmasın, Allah’tan ümit kesilmesin!
Kur’ân gözyaşını övüyor: “Ağlayarak yüzleri üstü secdeye kapanırlar.”1 buyuruyor.
Peygamber Efendimiz (asm) gözyaşını övüyor. Buyuruyor ki: “Gözlerinden Allah korkusundan sinek başı kadar yaş çıkan ve o yaşlar yüzüne süzülen bir kulun, yüzü ebediyen ateşten korunur.”2 “Bir göz yaşarırsa, Allah o gözü taşıyan bedeni ateşe haram kılar.”3
“Sağılan süt, tekrar memeye girmediği gibi, Allah korkusundan ağlayan kişi de ateşe girmez.”4 “Ermiş ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşer; imanlı bir hastanın titremesi de öyle günahları silker.”5 “Kıyamette her şey ölçülür, tartılır. Bunlardan Allah korkusu ile akan gözyaşı, ateş deryasını söndürecek güçtedir.”6
Bırakın Gözleriniz Ağlasın!
Tıp dünyasına baktığımızda gözyaşının ilginç maddî faydaları olduğunu öğreniyoruz:
Gözyaşı antibiyotik etkili Lysozyme adında bir enzim barındırmakla, gözleri besler, dezenfekte eder ve gözleri enfeksiyonlardan korur. Lysozme enzimi birçok bakteri türünü parçaladığı için gözde mikrop oluşumunu engeller. Ayrıca morfin etkisini yapar ve insanın ağrısını giderir, stresini alır. Gözyaşı akmaması ise, görme kaybına sebep olan kuru göz hastalığının belirtisi demektir.
Bu sebeple ağlayıp gözyaşı dökmek iyidir. Ağlayana “ağlama!” demek doğru değildir. Gözyaşı gözler için şifadır.
Demek gözlerin beslenmeye ve antibiyotik salgılara, bedenin Allah korkusu ile titremeye, ruhun rahmete ve günahlardan arınmaya, insanın Cehennemden korunmaya ihtiyacı var ki göz ağlıyor. Korkmayın; ağlamak abdesti de, namazı da bozmuyor. O halde bırakın gözlerinizi, ağlasın! Ama siz isyan etmeyin!
Bir Musibette Üç Mesaj
Musibetler bize üç boyutlu bir rahmeti müjdeliyor:
1. Musibetler Allah’ın takdiridir: Allah’a teslim oluruz, rıza gösteririz. İsyan etmeyiz. Bu cihetten sayısız sevap alırız.
2. Musibetler Allah’ın hediyesidir. Bediüzzaman’ın ifadesiyle, “Hastalık bazılara bir ihsan-ı İlâhîdir, bir hediye-i Rahmanîdir.”7 Gücümüz yettiğince şükrederiz ve sabrederiz. Bu cihetten de sayısız sevap alırız.
3. Musibetler günahımızın kefaretidir: Hatamızı anlamaya çalışırız, tövbe ederiz. Bu boyuttan da sayısız sevap alırız.
Dolayısıyla musibetler aslında bizim için –eğer sabredebilirsek- birer sevap makinesi hükmündedir. Bununla beraber musibete uğramak da, uğramamak da, ağlamak da, ağlamamak da bizim elimizde değildir.
Öyleyse bizim yine de duâmız, “Allah musibet vermesin! Allah ağlatmasın!” şeklinde olsun!
Dipnotlar:
1- İsra Sûresi: 109.
2- Ramuz el-Ehadis: 386/1
3- Ramuz el-Ehadis: 371/8
4- Tirmizî
5- Lem’alar, s. 331.
6- Beyhakî
7- Lem’alar, s. 329.