"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ey nefsim, farkındalığının farkında mısın?

Şüheda KALE
09 Temmuz 2017, Pazar
Hani yüreğin çarpar ya bazen derinden derine, hakikatleri haykırmak için.

Öyle heyecanlanırsın ki, birini bulsam da anlatsam şu güzellikleri, göstersem ona da benim gördüklerimi. Ya da öyle bir istek gelir ki içine; alırsın eline Risaleni, asla bırakmak istemezsin, okusam sabaha kadar hiç bırakmasam, ezber etsem…

Sonra dersin kendi kendine; ‘’Ne var yani her daim böyle olsam, hep istekli olsam, coşsam, Nurlar’la taşsam’’ diye. Olmuyor işte, olmuyor. O nefis, o şeytan rahat bırakmıyor. Ama aslında o şevksiz hissettiğin zamanlarda asıl imtihan başlıyor; dâvâna ne kadar sadıkmışsın, işte o zaman belli oluyor. 

Ben de şimdi okudum can kardeşimin, dâvâ arkadaşımın whatsapp durumunda paylaştığı o nadide sözleri. Başka zaman başka yerde okusam belki bu kadar etkilemezdi ve o an ihtiyacım ne kadar ziyadeymiş diyorum kendime.  Ne mi yazmış, Zübeyir Güzdüzalp Ağabeyimin hakikatli, şevke medar sözlerini yazmış. Ben de buraya yazıyorum şimdi, belki bi başka muhtaç bir kalbe merhem olur diye… 

 ‘’Sana daha önce ‘Ağlama ne olur, gül artık. Gülmek senin hakkındır’ demiştim. Şimdi ise ‘Gülmek sana yasak’ diyorum. Sanma ki bu bir çelişki, sanma ki bunlar birbirine mani.  Aksine bunlar birbiriyle iç içe…  Gülmek, üzerine yüklenen ebedî dâvânın ardından gafleti anlatıyorsa, o sana yasak! Eğer ebedî dâvânın bayrağını bir adım ileriye götürme nimetine nail olmanın şükür ve sürurunu temsil ediyorsa elbet gülmek hakkındır. Ağlamak, bedbinliğe ve şevksizliğe alem olmuşsa, ağlama! Yazıktır gözyaşlarına, eğer iman bayrağını ötelere götürmenin ıztırabı, gayrın dertlerini düşünmek faziletinin ifadesi ise ağla, hem de sel gibi gözyaşı dök! O yaşlar bir gün rahmet bulutu olup, seni gölgeler, hatta yağmur olup ab-ı hayat sunar.

Sen öyle bir duygu girdabındasın ki, kurtulamazsın. Sen, gülmek-ağlamak, sevmek-sevilmek, konuşmak-susmak gibi zıtların belki de vefasızlıkların, kadirşinassızlıkların sahillerine uğrayan helezonik bir güzergâhın yalnız yolcususun. Senin yolunda, yalnız dikenler ve çakıllar değil, pusu kurmuş çakallar da var. Senin yolunda, maddî ve manevî menfaatlerden öte, bir ulu gaye için, çırpınmak var. Neylersin, sen buna gönüllü talip olmuşsun! Sen kâinatı kucaklayan bir ulu ideale baş koyacak fıtratta doğmuşsun. Küçük hülyalarla nasıl avunursun? Sen her şeyin sahibine gönül vermişsin, bir şeyde nasıl boğulursun?

… Nice zamanlar, doğru bildiğin yolda yalnız yürümeye mecbur kalırsın. Sakın sakın, sana el uzatmayan zavallılar grubunun sahte saadetlerine imrenme! Onlara kızma, adavet etme. Sadece acı! Çünkü sen farklısın dostum! Allah sana başkalarının dertleriyle dertlenme fazileti vermiş. Senin beynin enbiyalar, evliyalar, salihler, sıddıklar ve mücahidlerin mefkûresiyle doldurulmuş. O nuranî zincire bir küçük halka olmak, o ulvî kervanın peşinden koşmak, o mukaddes ayaklarına toz olmak istediğimiz dâvâ ehlinin, bir küçük ferdi olmak arzusu vermiş; ne diye küçük düşünüp, hislerini dünya için heba edeceksin?’’ …

Der ve devam eder öylece içine ilmek ilmek işlemeye hizmet muhabbetini… Aslında kendi hayatını kelimelere dökmüştür Zübeyir Ağabey. Sen de o an hep gözünün önünde olsa da şu sözler, unutmasam hiç dersin. Fakat asıl mesele gönlünün, aklının bir yerlerine çakmaktır ki, vazife başında gözükmeli sana sinema perdesi gibi, o an yaşayabilmeli.

    Anlatalım birbirimize, okuyalım, yayalım böyle muhteşem hakikatleri, o an hangi üslûp uygun düşüyorsa. Biz ne kadar istekle nefsimize okursak, karşımızdaki de öyle istifade eder. Rabbim o an öyle yollar açar ki gönüllere, biz ne kadar çalışsak elde edemeyiz belki de. İşte öyle bir meslek bizimki de. Sahi, bu güzelliklerin de farkında mıyız? 

Rabbim her daim farkında olup, şevkimizi taze tutmayı nasip etsin bizlere...

Okunma Sayısı: 3418
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı