"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Tevatür mesleği

Şemseddin ÇAKIR
19 Temmuz 2024, Cuma
Bu başlığın sebebi; Üstadımın İşarat’ül İ’caz’da “Onların mesleklerinde butlan olmadığına işarettir. Çünkü ferdi olmayan bir meslekte tevatür vardır; tevatür de butlan yoktur” (İ. İ’caz s. 42) demesidir.

Peki tevatür nedir, butlan nedir?

Tevatür: Yalanda birleşme ihtimali olmayan bir cemaat tarafından nakledilen haberler ve meşveretle alınan kararlardır. Bunlar kısa ve uzun vadeli olabilir. Yani bir meseledeki meşveretler ve onların daha sonraki asırlara hitap edenleri de, tevatürleri oluşturur. Tevatür mesleği; meşveret ve şura demektir ki, günümüzde ancak haklı şurayı esas tutanlar, butlandan kurtulabilirler. İyi insanların, toplumdaki yanlışlara kayıtsızlığı kötü kimseler tarafından yönetilmeye mahkûmiyeti demektir. Ki Alem-i İslam’ın bu günkü hali pür melalinin sebebi budur. Merhum İzzetbegoviç “Biz savaşı; öldüğümüz zaman değil, düşmanlara benzediğimiz zaman kaybederiz” demiştir. Yani meşveret ve şahsı manevi, şahsi zaaflardan dolayı körü körüne teslimiyeti önler. 

Butlan: İlmen ve hukuken gerçekleşmesi mümkün olmayan batıl ve yanlış olan fiil, fikir ve hallerdir. Ki, işte onun için Bediüzzaman butlanın ilacını; yumuşak karnı olmayan meşveret ve tevatür olarak görmüş ve bize de, tevatürü bir meslek olarak tatbik ve tavsiye etmiştir.

Efendimiz’in de (asm) hayatındaki en çok uyguladığı bir gerçek de, yine meşveret olmasına rağmen, Âlem-i İslam’ın en ihmal ettiği, birinci dünya savaşı felaketinin de sebebi ve ondan sonra da yapmayıp felaketleri daha da artıran en önemli felaketin nedenleri de yine Ayet’i Kerimenin de, emri olmasına rağmen meşveret etmemesidir. Cenabı Hak “Ve işlerde onlarla istişare et” (Ali İmran: 159, “Onların aralarında işleri istişare iledir.” (Şura 138 ) 

Hani bu naslara uyanlar nerede? Ve işte felaketlerin ve düzelmeyişinin de sebebi buradadır. 

Geçen yazımda bunun için “Rüyanın Hacda sükût ettiğini” hatırlatmış bu gerçeklere dikkat çekmeye çalışmıştım. Yani rüyanın Hacda sükût etmesi; hayatı maneviyesinin (içtimai) hayatının bitmesi, onun hayatı şahsiyetinden de, hayır gelmemesi demektir.

Batılılar buna “çoklu akıl” deyip, hayatın bütün safhalarında uygulayıp, onun için hayatı dünyeviye de bize fark atmışlardır. Yoksa çok akıllı olduklarından değildir. Onlar o kadar akıllı ve gerçekçi ise asırlarca Osmanlı dünyayı idare ederken nerde idiler? Çünkü o zamanlar Osmanlı bu dünyayı Şeyh’ül İslam’ın meşvereti ile yönetiyordu. Bu meselede bir mütefekkirin şöyle güzel bir sözü vardır: “Akıldan büyük zenginlik, cehaletten büyük fakirlik, meşveretten büyük güç ve kuvvet olmaz.”

İngilizlerin; bizim bu gibi tedbirlerimizden çekinir. Çünkü, ancak bu gibi çarelere baş vurarak onların kurduğu oyunları bozabiliriz.

Boşuna denilmemiş “Eğer iki balığın kavga ettiğini görürseniz oradan mutlaka bir İngiliz geçmiştir” diye. İşte o taktikle Şerif Hüseyin’i Araplar adına ayartmak için, (Ben teeddüben konuyu yazamıyorum) Türk subaylarına iftira atarak aleyhimize sevk ettikleri gibi. Onun için ne zaman bu millet meşveret, şura ve meşrutiyet gibi şahsı manevi anlamına gelen kavramlara yaklaştı ise İngiliz sömürgelerini kaybetme korkusu ile telaşlanmış başımıza onarılmaz gaileler açmıştır.

Mesela: Osmanlı 1876’da 1. Meşrutiyeti ilan etmiş hemen İngiliz, Rusları tahrik ederek 93 Harbi denen Rus Savaşını başımıza bela etmiştir. Ta o zaman âlemi İslam darmadağın olacakken, Alman imparatoru imdadımıza yetişip Ayastefanos anlaşmasını Berlin anlaşmasına çevirerek bizi o felaketten uzak tutmuştur. Daha sonra Türk Ahrarlar 1908’de İkinci Meşrutiyeti (bu günkü anlamda cumhuriyeti ve demokrasiyi) ilan etmişler yine İngilizler hemen onu da sabote etmek için 1. Dünya savaşını başımıza bela etmişler. Fakat bu asil millet her defasında demokrasi ve cumhuriyette ısrar ettikleri için Lozan anlaşmasıyla İstiklal Savaşındaki galibiyetimize rağmen sanki onlara diyet borcumuz varmış gibi, mağlup devlet statüsü uygulayıp, bize Laik Cumhuriyeti (dinsiz cumhuriyet) olarak takdim edip, inkılaplarla bütün İslami şeairimizi, yenilikler bahanesiyle yok sayıp, Cumhuriyet adına cunta (askeri idare) kurdurmuşlar. İşte onun içindir ki, bir türlü demokrasiyi bürokrasinin esaretinden kurtaramıyoruz.

Şimdi bu kadar girift problemlere hangi münferit akıl erer ve üstesinden gelebilir? Onun için şahsı manevi adına meşveret ve şura acilen icra edilmelidir. Yoksa diploması bu işleri çözemez.

Demek, İngiliz bugünkü İsrail devletinin kuruluşuna da, alet ettiği bizim komutanları kullanacak kadar dessas ve dünya siyasetine hakimdir. Bunun üstesinden öyle şahsi dehalarla gelinmez. Üstat meşvereti; sıratı müstakimde olmanın şartı ve “tevatür mesleği” görür. (İ. İ’caz. S. 42)

Bunun için bir şahsı manevi elzemdir. O da; meşveret ve şura ile cihazlanmış Nur Talebeleridir vesselam!

Okunma Sayısı: 2558
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Nahit Topaloğlu

    19.7.2024 11:44:01

    " Batılılar buna “çoklu akıl” deyip, hayatın bütün safhalarında uygulayıp, onun için hayatı dünyeviye de bize fark atmışlardır" "İngilizlerin; bizim bu gibi tedbirlerimizden çekinir. Çünkü, ancak bu gibi çarelere baş vurarak onların kurduğu oyunları bozabiliriz." Şemseddin kardeşim, İlk paragrafta bitişik yazılması gereken-de ayrı yazılmış. İkinci paragrafın ilk cümlesinde -in tamlayan eki fazladan kullanılarak cümleyi bozmuş. Uygun görürseniz internet sayfasında tashih ettirebilirsiniz. Hususî yazdıklarım size ulaşmıyor kanaatindeyim. Onun için buradan yazdım. Bâki selamlar kardeşim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı