"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Rüya Hacda sükût etti -2

Şemseddin ÇAKIR
12 Temmuz 2024, Cuma
“İşte Hind, düşman zannederek halbuki pederini öldürmüş, başında oturmuş bağırıyor. İşte Tatar, Kafkas, öldürülmesine yardım ettiği şahıs, biçare valideleri olduğunu “Ba’de harabi’l-Basra” anlıyor. Ayak ucunda ağlıyorlar.

İşte Arap, yanlışlıkla kahraman kardeşini öldürüp, hayretinden ağlamayı da bilmiyor.” (Bana bu cümle Şerif Hüseyin’in İngiliz oyununa gelerek Osmanlı’ya karşı çıkmasını hatırlatıyor ve onun bedelini bugün bütün bir âlem-i İslam ödüyor.)

“İşte âlem-i İslam, bayraktar oğlunu gafletle bilmeyerek öldürmesine yardım etti, valide gibi saçlarını çekip âh u fîzâr ediyor.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s.360)

Bu analizden sonra Bediüzzaman bu ihmalin vahamet veya hasar tespitini şöyle ifade ediyor:

“Milyonlarla ehl-i İslam, hayr-ı mahz olan sefer-i hacca şiddet-i rahl etmek yerine, şerr-i mahz olan düşman bayrağı altında dünyada uzun seyahatler ettirildi.” (Eski Said Dönemi Eserleri, s.360)

Devamında da “İbret alınız!” dedikten sonra, korkak tavuğun yavrularına şefkatinden camuşa saldırma cesareti gösterdiğini, keçinin mecbur kalınca kurdun karnını deldiği harika şecaatini misal olarak gösterip, bir tavuk ve keçi kadar da mı olamayacaksınız demeye getiriyor.

“Fıtrî meyelân, mukavemetsûzdur. Bir avuç su, kalın bir demir gülle içinde atılsa, kışta soğuğa maruz bırakılsa, meyl-i inbisat demiri parçalar.” (a.g.e) demekle fıtratı asliye ve hakiki imanın engel tanımayacağını, soğuğun tazyikine maruz bırakılınca demir gülleyi parçalayan su ile ispat ve ikaz ediyor. Ve netice itibariyle siz de o tavuk kadar da mı şefkat, cesaret, hamiyet ve fıtri heyecan yok? Mecbur kalınca kurdun karnını delen keçi hamiyeti de mi yok diye sorgulayıp, aslında bu milletin demir gülledeki su gibi küfrün zulmünü parçalayacağını, Rus köylülerinin buna şahit olduklarını söyler.

“Bununla beraber imanın mahiyetindeki harikulade şehamet, izzet-i İslamiyenin tabiatındaki âlempesend şecaat, uhuvvet-i İslamiyenin intibahıyla her vakit mucizeleri gösterebilir.” (a.g.e) diyerek, şu beyitle hitamuhu misk yapıyor:

“Bir gün olur elbette doğar şems-i hakikat

Hiç böyle müebbet mi kalır zulmet-i âlem?” diyerek de müjdeler veriyor.

Evet, Bediüzzaman’ın sözlerine kulak vermek gerekir. Zira o, kendi muhayyilesindeki arzusu ile değil, çoğu şeyleri ilham ve gayri ihtiyari terennüm etmektedir. Kararan gecelerin sabahı yakındır ve bizim muhteşem tarihimizde bunun çok misalleri mevcuttur. Mesela:

Yavuz Selim zamanında Macarlar Müslümanlara zulmediyorlarmış. O, Macarlara şöyle bir ferman gönderir:

“Ehl-i imana zulmetmeyin. Yoksa Sen Piyer’in mihrabında atıma ot yedirmesini bilirim” Ve zulüm sona eriyor.

Aynı Yavuz; bir şahs-ı manevimiz olan İslam birliği için de; “İttihatken savleti a’dayı def’a çaremiz,/ İttihat etmezse millet, dağdar eyler beni” diyerek de, şahsı manevi gerçeğini ihmal etmeyip, tedbirini almış oluyor. Yani o öyle bir ittihadı gerçekleştiremeseydi, Macaristan’a o fermanı gönderebilir miydi? İşte dünya liderliği böyle olur.

İttihad-ı İslam meselesi, bütün hamiyetperverleri artık ciddi ciddi düşündürmeye başladı ve düşündürmeli! Yoksa bu ihmalin felaketinden değil ahirette, dünyada da kurtuluş yoktur. Her halükarda sıranın bize geldiğini tarihî ve halî gerçekler adeta bağırarak haykırıyor. Bunu duyup görmemek, sağır, kör ve ahmaklığın da ötesinde ihanetin dik alasıdır. Yoksa celladına aşık olmuş meczuba mı dönüldü?

Ben bu musibetleri yine Üstadın ifadesiyle neticesi itibari ile hayırlı olacağına inanarak “Zahiren musibet batınen rahmet” olarak da gördüğüm için, bir cihetten de teselli buluyorum ve “su bulanmadan durulmaz” derler ya, işte o inançla teselli buluyorum.

Yine Üstadımın dediği gibi: “Şu istikbal inkilabatı içinde en yüksek gür sada, İslam’ın sadası olacaktır” müjde ve hakikatine inanıyorum. Vesselam.

Okunma Sayısı: 1312
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı