Çağımızın hastalıklarından biri de bohemlik ve egoistliktir. Nerdeyse her kişiye bulaşmış olan bu hastalık nasıl izale edilir. Bohemlikten kurtulma yolları nedir?
Önce Bohemlik nedir? Bunun üzerinde duralım. Kelime anlamı olarak özgür ve özgün yaşamak, sanatsal ve bireysel takılmak gibi anlamlar akla gelmektedir.
Aslen kendinden başkasıyla paylaşmayan, bencil hayatı olarak tanımlanırken, günümüzde cazip bir hayat tarzı olarak sunulmaktadır.
Bohem hayat tarzında geleneğe ve toplumun normlarına karşı gelmek vardır. Dolayısıyla toplumların norm ve geleneklerinin altında bulunan dini ve ahlaki kurallara karşı gelmekle sınır tanımayan bir hayat tarzı ortaya çıkar.
Her ne kadar yozlaşmış olsa da toplumun ahlaki ve insanî değerleri dinden beslenir. Her birinin alt yapısında inancın referansları yatar.
Şimdi toplumun normlarının arkasında bulunan inancı ve ahlakı da hiçe sayarak bağımsız ve özgür yaşam adı altında, alabildiğine sefil, baştan sona nefsani ve hayvani bir yaşam sunan bu akım bütün gençliği esir etmiş durumda. Bohemce hayat herkese şirin ve cazip gösterilerek popüler kültürün bir aracı haline getirildi.
Modernizm bu hayat tarzını çok çekici göstererek reklam yapmaktadır. Günümüz insanının bu akımdan kurtulması için fevkalade irade, şuur ve tefekküre ihtiyacı vardır, yoksa bu akım her insanı kendi kölesi eder. Nefsin ve şeytanın şiddetli bir şekilde tazyikiyle, medyanın büyük etkisiyle ve rüzgârıyla bohemlik akımı her insana bir virüs gibi bulaşmıştır. Bundan kurtulmanın yolu; kişinin iradesini kullanması, kendine bir gaye edinmesi ve o gaye etrafında daima bir çaba göstermesiyle ve yol haritası çizmesi ile olur. Ancak bu yol haritasını belirleyen şey inanç ve ahlak olabilir. Dosdoğru inancın ve ahlaki değerlerin ve bunlardan meydana gelen maneviyatın insana kattığı bilinç ve şuur ile ancak insan bohemlikten kurtulabilir.
Ayrıca günümüzde Nihilizm dediğimiz bir akımın da bu bohemliği desteklediği ve daha birçok ahlaksızlığı getirdiği bilinmektedir. Zamanımızın fitneleri içerisinde yer alan bohemlik ve enaniyet damarı o kadar kalınlaşmıştır ki herkesi bir şekilde etkisi altına almıştır. Şu ayette geçen ifade bu yolda giderleri tanımlıyor: “Onlar hayvan gibidirler, hatta daha aşağıdırlar gidişat veya yol olarak daha şaşkındırlar.” (Furkan 44) Bundan önceki kavimlerin yok oluşunda da bu iki hastalığı görmekteyiz. Çünkü toplumu çürüten insanlığı yok eden başta inançsızlık ve bohemliktir.
Her bir peygamber bu iki hastalığı ortadan kaldırmak, insanlığı inançla ve ahlakla diriltmek için gelmiştir. İslamiyet de bütün insanların hastalıklarına tek çaredir, o halde Kur’an’ın reçetesiyle sunulacak olan insani değerler ve ahlaki kaideler bu hastalıklara tedavi edebilir. Sorun şu ki bütün insanlık hasta olunca, çoğunluk bu hastalığın farkında değiller, ancak iman iksirini, Kur’an ilacını almış ve bu hastalıktan kurtulmuş olan hakiki müminler bu hastalara ilaç verebilir, bu devaları göstererek tedavi edebilirler. Dinimizde kardeşlik duygularıyla, karşılık beklemeden zekât, sadaka, hediye vermek, paylaşmak, yardımlaşmak, ikram etmek gibi ulvi değerler ve düsturlar insanlar arasındaki uçurumu kaldırır, muhabbeti artırır. Şimdi sıra hem iyi olmakta hem iyileştirmekte.
Elimizde Kur’an gibi bur memba varken, bizde çağımızın tüm hastalıklarına devayı bulur. Bütün hastalarımızın şifa bulması için çalışırız. Vesselam...