Tarihçe-i Hayat - page 834

âdeta bir kamç› tesiri husule getirmifltir. Bediüzzaman
aleyhinde propaganda yapan ve yapt›ranlardan ise fer-
sahlarca uzaklaflt›rm›flt›r. Bediüzzaman’a olan teveccüh-
ü âmme k›r›lmaya çal›fl›ld›kça, millet ve gençlik, hususan
yüksek tahsil gençli¤inin hürmet ve ba¤l›l›¤› artm›flt›r.
Bediüzzaman aleyhtarl›¤› yap›ld›kça, bu ba¤lar perçinlefl-
mifltir. Menfî propagandalardan maksat, milletin Bediüz-
zaman’a olan teveccühünü k›rarak, flahs›n› çürütüp, Ri-
sale-i Nur’un neflriyat›n› durdurmakt›r. Hâlbuki, Risale-i
Nur, müellifin flahs›yla ba¤l› de¤ildir. Risale-i Nur
Kur’ân’›n mal›d›r. Risale-i Nur baflka eserlere benzemez.
Risale-i Nur, bafll› bafl›na hüccet ve bürhan hazinesidir,
yani bizatihî bürhan ve hüccettir. Risale-i Nur’u okuyan,
müellifin flahs›na bakmaz; do¤rudan do¤ruya eserin için-
deki hakikatlere, bürhan ve delillere hasr-› nazar eder. Bu
ve daha birçok hakikatlere binaendir ki, Bediüzzaman’›n
aleyhinde yap›lan çok dehfletli resmî propagandalar dahi
akim kalm›flt›r. Ve akim kalmaya da mahkûmdur.
Evet, bu millet-i ‹slâmiye, vatan ve millete bu derece
hadsiz istifade temin eden, Kur’ân ve iman hizmetini gö-
rülmemifl bir feragat-i nefisle ve fedakârl›klarla yapan bu
büyük müellif ve mütefekkirin, bu derece mahkemelerde
sürüklendi¤ine milyarlar teessüfler ya¤d›r›yor. Vatan ve
milletin maslahat› nam›na haber veriyoruz ki, bu ifl bir an
evvel neticelendirilmeli ve mahkemelere son verilmelidir.
Zira, Bediüzzaman’›n yapt›¤› Kur’ânî hizmet, ‹slâm dün-
yas› geniflli¤inde ve cihanflümûl bir çaptad›r. Bediüzza-
man Said Nursî hakk›nda takdim etti¤imiz gayet yüksek
âdeta:
sanki.
akim:
neticesiz, sonu yok, baflar›-
s›z.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
aleyhtar:
karfl› olan, ayn› fikirde
olmayan.
binaen:
-den dolay›, bu sebep-
ten.
bizatihi:
kendili¤inden, kendisi,
kendinden.
bürhan:
delil, ispat, hüccet.
cihanflümul:
dünya çap›nda,
dünya ölçüsünde.
dehfletli:
ürkütücü, korkunç.
delil:
bir davay› ispata yarayan
fley, bürhan.
evvel:
önce.
fedakâr:
kendini veya flahsî men-
faatlerini hiçe sayan, feda eden.
feragat-i nefis:
kendi hakk›ndan
vazgeçme.
fersah:
uzunluk ölçü birimi, çok-
luk manas›nda kullan›l›r.
gayet:
son derece.
hadsiz:
s›n›rs›z, sonsuz.
hakikat:
gerçek, esas.
hasr-› nazar:
bak›fl› bir tarafa ve-
ya noktaya dikme.
hüccet:
delil.
834 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
A
FYON
H
AYATI
hürmet:
sayg›.
husul:
olma, meydana gelme.
hususan:
bilhassa, özellikle.
iman:
inanç, itikat.
istifade:
faydalanma, yarar-
lanma.
Kur’ânî:
Kur’ân’a
ait,
Kur’ân’dan gelen.
mahkûm:
mecbur.
maksat:
gaye.
maslahat:
fayda, maksat.
Menfi:
olumsuz, müspet ol-
mayan.
millet-i ‹slâmiye:
‹slâm mille-
ti.
müellif:
eser telif eden, ya-
zan.
mütefekkir:
insanl›¤›n ve
Müslümanlar›n problemlerini
ve çarelerini çok düflünen
âlim kifli.
nam:
ad.
neflriyat:
yay›nlar.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
resmî:
devlet ad›na olan.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
tahsil:
ilim ö¤renme, bilgi
edinme, ö¤renim.
takdim:
arz etme, sunma.
teessüf:
üzülme, ac› duyma.
temin:
sa¤lama.
teveccüh:
yönelme, sevgi, il-
gi.
teveccüh-i amme:
genel te-
veccüh, umumun, herkesin,
halk›n yönelifli.
1...,824,825,826,827,828,829,830,831,832,833 835,836,837,838,839,840,841,842,843,844,...1390
Powered by FlippingBook