Milyarlar defa yazklar olsun ki, vatana, millete ve
gençli¤imize ve âlem-i slâma en mukaddes iman hizme-
tini yapan, beflerin bütün manevî ihtiyacn karfllayacak
derecede harikulâde ve muazzam eserler veren bu dâhi
ve misilsiz zat, mahkemelerden mahkemelere sürüklen-
mede, hapishanelerde çürütülmeye çalfllmaktadr.
Bediüzzaman, yirmi senede oldu¤u gibi, flu üç dört se-
nede de o kadar emsalsiz bir iflkenceye mâruz kalmfltr
ki, tarihte hiçbir ilim adamna bu kadar caniyâne bir su-
ikast yaplmamfltr. Denizli hapsinde bir ayda çekti¤i s-
knty, Afyonda bir günde çekmifltir. Kendisine, bütün
bütün kanunsuz muameleler yaplmfltr. Hapishanede
tam yirmi ay, kfln, çok so¤uk olan gayr-i muntazam bir
ko¤ufl içinde yalnz braklarak, tecrid-i mutlak içinde im-
ha olmasna intizar edilmifltir. Kfln en fliddetli günlerin-
de, hapishane pencerelerinin iki milim buz tuttu¤u za-
manlarda zehir verilmifl; ihtiyar, çok hasta hâliyle, aylar-
ca ztrap çektirilmifltir. Mübarek yata¤nda, bir taraftan
bir tarafa dönemeyecek bir hâle geldi¤i zamanlarda bile,
hizmetine, bir talebesi olsun müsaade edilmemifltir. O
korkunç flerait altnda, kendi kendine ölüp gitmesi bek-
lenmifltir. Hastal¤ o kadar fliddetlenmifltir ki, günlerce
bir fley yiyememifl ve gdasz kalmfl ve çok zayf bir vazi-
yete gelmifltir. Böyle oldu¤u ve çok sk bir tarassut ve
tazyikat altnda bulunduruldu¤u hâlde, Risale-i Nurun te-
lifinden geri kalmamfl, her hapiste oldu¤u gibi, burada
da gizli olarak eser telif etmifltir. Mahpuslar, gizli gizli Ri-
sale-i Nuru elleriyle yazp ço¤altmfllar ve hapishaneden
TARHÇE- HAYATI
| 831
A
FYON
H
AYATI
flerait:
flartlar.
suikast:
kötü kast, kötü niyet;
kötü kastla ifl yapma, tuzak kur-
ma.
talebe:
ö¤renci.
tarassut:
gözetme, göz altnda
tutma.
tazyikat:
tazyikler, basklar, zor-
lamalar.
tecrid-i mutlak:
hiç kimse ile gö-
rüflememek, hücre hapsi.
telif:
eser yazma.
vaziyet:
durum.
zat:
kifli, flahs.
âlem-i slâm:
islâm âlemi, is-
lâm dünyas.
befler:
insan, insanlk.
caniyâne:
cani gibi, canice,
canicesine.
dâhî:
son derece zeki, anla-
yfll, deha sahibi.
emsalsiz:
benzersiz.
gayr- muntazam:
intizam
dfl, tertipli olmayan, tertip-
siz, düzensiz.
harikulâde:
ola¤anüstü.
ilim:
bilme, bilgi.
iman:
inanç, itikat.
imha:
mahvolma, yok olma.
intizar:
bekleme, gözleme.
ztrap:
kuvvetli ac, aflr
elem, azap.
ko¤ufl:
hastahane, kflla, ha-
pishane gibi umumî binalarda
çok sayda kiflinin oturmasna
veya yatmasna mahsus bü-
yük oda.
Mahpus:
hapsedilmifl olan,
tutuklu.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
maruz:
bir fleyin etkisi ve te-
siri altnda bulunma.
misil:
benzer, efl.
muamele:
davranma, davra-
nfl.
muazzam:
çok büyük, ulu,
yüce.
Mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
mukaddes:
takdis edilmifl,
kutsal, aziz, temiz.
müsaade:
izin.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursînin
eserlerinin ad.