Tarihçe-i Hayat - page 831

Milyarlar defa yaz›klar olsun ki, vatana, millete ve
gençli¤imize ve âlem-i ‹slâma en mukaddes iman hizme-
tini yapan, beflerin bütün manevî ihtiyac›n› karfl›layacak
derecede harikulâde ve muazzam eserler veren bu dâhi
ve misilsiz zat, mahkemelerden mahkemelere sürüklen-
mede, hapishanelerde çürütülmeye çal›fl›lmaktad›r.
Bediüzzaman, yirmi senede oldu¤u gibi, flu üç dört se-
nede de o kadar emsalsiz bir iflkenceye mâruz kalm›flt›r
ki, tarihte hiçbir ilim adam›na bu kadar caniyâne bir su-
ikast yap›lmam›flt›r. Denizli hapsinde bir ayda çekti¤i s›-
k›nt›y›, Afyon’da bir günde çekmifltir. Kendisine, bütün
bütün kanunsuz muameleler yap›lm›flt›r. Hapishanede
tam yirmi ay, k›fl›n, çok so¤uk olan gayr-i muntazam bir
ko¤ufl içinde yaln›z b›rak›larak, tecrid-i mutlak içinde im-
ha olmas›na intizar edilmifltir. K›fl›n en fliddetli günlerin-
de, hapishane pencerelerinin iki milim buz tuttu¤u za-
manlarda zehir verilmifl; ihtiyar, çok hasta hâliyle, aylar-
ca ›zt›rap çektirilmifltir. Mübarek yata¤›nda, bir taraftan
bir tarafa dönemeyecek bir hâle geldi¤i zamanlarda bile,
hizmetine, bir talebesi olsun müsaade edilmemifltir. O
korkunç flerait alt›nda, kendi kendine ölüp gitmesi bek-
lenmifltir. Hastal›¤› o kadar fliddetlenmifltir ki, günlerce
bir fley yiyememifl ve g›das›z kalm›fl ve çok zay›f bir vazi-
yete gelmifltir. Böyle oldu¤u ve çok s›k› bir tarassut ve
tazyikat alt›nda bulunduruldu¤u hâlde, Risale-i Nur’un te-
lifinden geri kalmam›fl, her hapiste oldu¤u gibi, burada
da gizli olarak eser telif etmifltir. Mahpuslar, gizli gizli Ri-
sale-i Nur’u elleriyle yaz›p ço¤altm›fllar ve hapishaneden
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 831
A
FYON
H
AYATI
flerait:
flartlar.
suikast:
kötü kas›t, kötü niyet;
kötü kas›tla ifl yapma, tuzak kur-
ma.
talebe:
ö¤renci.
tarassut:
gözetme, göz alt›nda
tutma.
tazyikat:
tazyikler, bask›lar, zor-
lamalar.
tecrid-i mutlak:
hiç kimse ile gö-
rüflememek, hücre hapsi.
telif:
eser yazma.
vaziyet:
durum.
zat:
kifli, flah›s.
âlem-i ‹slâm:
islâm âlemi, is-
lâm dünyas›.
befler:
insan, insanl›k.
caniyâne:
cani gibi, canice,
canicesine.
dâhî:
son derece zeki, anla-
y›fll›, deha sahibi.
emsalsiz:
benzersiz.
gayr-› muntazam:
intizam
d›fl›, tertipli olmayan, tertip-
siz, düzensiz.
harikulâde:
ola¤anüstü.
ilim:
bilme, bilgi.
iman:
inanç, itikat.
imha:
mahvolma, yok olma.
intizar:
bekleme, gözleme.
›zt›rap:
kuvvetli ac›, afl›r›
elem, azap.
ko¤ufl:
hastahane, k›flla, ha-
pishane gibi umumî binalarda
çok say›da kiflinin oturmas›na
veya yatmas›na mahsus bü-
yük oda.
Mahpus:
hapsedilmifl olan,
tutuklu.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
maruz:
bir fleyin etkisi ve te-
siri alt›nda bulunma.
misil:
benzer, efl.
muamele:
davranma, davra-
n›fl.
muazzam:
çok büyük, ulu,
yüce.
Mübarek:
feyizli, bereketli,
kutlu.
mukaddes:
takdis edilmifl,
kutsal, aziz, temiz.
müsaade:
izin.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
1...,821,822,823,824,825,826,827,828,829,830 832,833,834,835,836,837,838,839,840,841,...1390
Powered by FlippingBook