Beraber rak› içti¤i adamlarla dere kenar›nda gezer-
ken, aralar›nda bir kavga cereyan eder. O bedbaht ada-
ma orada bir güzel dayak at›yorlar ve tabancas›n› da al›-
yorlar.
„@ò
Üstat faytonla k›ra ç›kt›¤› zaman, dört-befl gün müd-
detince befl tayyare Üstad› takip ediyor. Üstat evine gir-
di¤i zaman, onlar da Emirda¤’›ndan çekiliyorlar. Üstad›n
s›rf imanî, uhrevî hizmet-i Kur’âniyesine yanl›fl manalar
verdirerek aleyhte propaganda yap›l›yor ve yukar› ma-
kamlara yanl›fl aksettiriliyor.
Risale-i Nur’un teksir makinesiyle intiflar› ve Anado-
lu’da Nurlar›n gittikçe inkiflaf› karfl›s›nda bu imanî hizme-
ti durdurmak maksad›yla harekete geçen gizli dinsiz ko-
miteler, hükûmete evham verdirerek, aleyhte tahrikât
yap›yorlar. Emirda¤, Isparta, Kastamonu, Konya, ‹nebo-
lu, Safranbolu, Ayd›n gibi daha birçok vilâyet, kasaba ve
köylerdeki Nurcular›n evlerinin aranmas›na emir verili-
yor. Nihayet 1948 senesinin bafl›nda (23 Ocak 1948) de
Üstat Said Nursî ve on befl kadar Nur Talebesi Emir-
da¤’dan al›narak Afyon’a getirilir ve sorgular›n› müte-
akip tevkif edilirler. Ve di¤er vilâyetlerdeki Nur Talebele-
ri de tevkif edilerek Afyon’a celp ediliyor. Böylece üçün-
cü medrese-i Yusufiye hayat› bafll›yor.
„@ò
aks:
yans›ma.
aleyh:
karfl›, karfl›t.
bedbaht:
bahts›z, talihsiz, zavall›.
celp:
yaz› ile ça¤›rma.
cereyan:
olma, meydana gelme.
evham:
vehimler, zanlar, kurun-
tular.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân hiz-
meti.
imanî:
imana dair olan, imanla il-
gili.
826 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
A
FYON
H
AYATI
inkiflaf:
ortaya ç›kma, keflfo-
lunma; geliflme.
intiflar:
yay›lma, yayg›nlafl-
ma, neflrolunma.
komite:
kötü bir maksat için
toplanm›fl topluluk, cemiyet.
makam:
büyük memuriyet,
mevki.
maksat:
gaye.
medrese-i Yusufiye:
Yu-
suf’un medresesi, Hz. Yu-
suf’un (a.s.) iftira, haks›zl›k ve
zulüm ile hapiste kalmas›n-
dan kinaye olarak, iman ve
Kur’ân’a hizmetinden dolay›
tevkif edilenlerin hapsedildi¤i
yer manas›nda, hapishane.
müteakip:
den sonra.
nihayet:
en sonunda.
nurcu:
Bediüzzaman Said
Nursî’nin eserlerine ve fikirle-
rine taraftar olan, Risale-i
Nur’lar› okuyup neflreden
kimse.
propaganda:
bir inanç, dü-
flünce, doktrin v.b. ni baflkala-
r›na tan›tmak, benimsetmek
amac›n› güden ve çeflitli vas›-
talarla yap›lan faaliyet.
risale-i Nur:
Nur Risalesi, Be-
diüzzaman Said Nursî’nin
eserlerinin ad›.
tahrikât:
tahrikler.
Talebe:
ö¤renci.
tayyare:
uçak.
teksir:
ço¤altma, ço¤altma
makinesi.
tevkif:
tutuklama.
uhrevî:
ahirete dair, ahirete
ait.
vilâyet:
il.