hizmet ediyorum! Demek hizmetim halis, lillâh için ol-
mam›fl ki aksülamel oluyor. Siz ona mukabil, her f›rsat-
ta beni incitiyorsunuz. Elbette mahkeme-i kübrada sizin-
le görüflece¤iz.
2
o
Ò°/
üs
ædG n
ºr
©p
f n
h '
‹r
ƒn
ªr
dG n
ºr
©p
f ¯
1
o
?«/
cn
ƒr
dG n
ºr
©p
f n
h *G Én
æo
Ñ°r
ùn
M
derim.
3
?/
bÉn
Ñ r
dG n
ƒo
g ?/
bÉn
Ñ r
dn
G
Said Nursî
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 437
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
aksülamel:
tepki, reaksiyon.
elbette:
kesinlikle, mutlaka,
flüphesiz.
f›rsat:
bir ifl için en uygun za-
man ve hâl.
hâlis:
saf, temiz, samimi.
iman:
inanma, inanç, itikat,
tasdik.
lillâh:
Allah için.
mahkeme-i kübra:
en büyük
mahkeme, öldükten sonra
bütün insanlar›n diriltilerek
Allah huzurunda hesaba çek-
ilece¤i mahkeme.
mukabil:
karfl›l›k olarak, kar-
fl›l›¤›nda.
1.
Allah bize kâfidir; O ne güzel vekildir. (Al-i ‹mran Suresi: 173.)
2. O ne güzel sahip ve ne güzel yard›mc›d›r. (Enfal Suresi: 40.)
3.
Bâkî olan ancak Allah’t›r.