Tarihçe-i Hayat - page 302

Telifinde bu keramet-i Kur’âniye oldu¤u gibi,
‹kincisi:
Yazmas›nda dahi fevkalâde bir sühulet, bir
ifltiyak ve usanmamak var. fiu zamanda ruhlara, ak›llara
usanç veren çok esbap içinde, bu Sözlerden biri ç›kar,
birden çok yerlerde kemal-i ifltiyakla yaz›lmaya bafllan›-
yor. Mühim meflgaleler içinde, onlar her fleye tercih edi-
liyor. Ve hakeza...
Üçüncü keramet-i Kur’âniye:
Bunlar›n okun-
mas› dahi usanç vermiyor. Hususan ihtiyaç hissedilse,
okundukça zevk al›n›yor, usan›lm›yor.
‹flte, siz dahi
dördüncü bir keramet-i Kur
âniyeyi
ispat
ettiniz
:
Hüsrev gibi, kendine tembel diyen ve befl senedir
Sözleri iflitti¤i hâlde yazmaya cidden tembellik edip bafl-
lamayan bir kardeflimiz, bir ayda on dört kitab› güzel ve
dikkatli yazmas›, flüphesiz dördüncü bir keramet-i esrar-›
Kur’âniyedir. Hususan Otuz Üçüncü Mektup olan Otuz
Üç Pencerelerin k›ymeti tamamen takdir edilmifl ki, ga-
yet dikkatle ve güzel yaz›lm›fl. Evet o risale, Marifetullah
ve iman-› billâh için en kuvvetli ve en parlak bir risaledir.
Yaln›z bafltaki pencereler gayet icmal ve ihtisar ile gidil-
mifltir. Fakat gittikçe inkiflaf eder, daha ziyade parlar. Za-
ten sair telifata muhalif olarak, ekser Sözlerin bafllar›
mücmel bafllar, gittikçe genifllenir, tenevvür eder.
® ® ®
cidden:
flaka olmayarak, gerçek-
ten, ciddî olarak.
ekser:
en çok, daha ziyade.
gayet:
çok, fazla, son derece.
hususan:
bilhassa, ayr›ca, baflka-
ca, hususî olarak.
icmal:
ihtisar etme, k›saltma,
özetleme, ayr›nt›lar›na girmeme.
ihtisar:
sözü ve yaz›y› k›saltma,
özetleme.
ihtiyaç:
gereklilik, lüzumluluk hâ-
li, muhtaç olufl.
iman-› billâh:
Allah’a inanma, Al-
302 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI
lah’›, onun kâinatta tecelli
eden bütün s›fat ve isimleriy-
le beraber kabul ederek Ona
inanma.
inkiflaf:
aç›lma, ortaya ç›kma,
görülme, a盤a ç›kma, mey-
dana ç›kma.
ispat:
delil ve flahit göstere-
rek do¤ruyu ortaya koyma,
do¤ruyu delillerle gösterme.
keramet-i esrar-› Kur’âniye:
Kur’ân’›n s›rlar›n›n kerameti.
keramet-i
Kur’âniye:
Kur’ân’›n kerameti.
k›ymet:
de¤er, bir fley için
tespit edilen karfl›l›k, paha,
bedel, tutar.
Marifetullah:
Allah’› tan›ma,
anlama, bilme.
muhalif:
karfl›, uyma, karfl›t.
mücmel:
öz olarak anlat›lm›fl,
k›sa ve az sözle ifade edilmifl,
öz, özet.
sair:
di¤er, öteki, baflka.
takdir:
bir fleyin de¤erini, k›y-
metini, lüzumunu anlama.
tamamen:
eksiksiz ve tam
olarak, mükemmel biçimde.
telifat:
telifler.
tembel:
çal›flmay› sevmeyen,
çaba göstermekten s›k›nt›dan
kaçan, a¤›r davranan kimse,
haylaz.
tenevvür:
nurlanma, parla-
ma, par›ldama, ›fl›ldama, ay-
d›nl›k.
zaten:
tabiî olarak, esasen,
asl›nda, as›l olarak, kendili¤in-
den.
zevk:
manevî haz.
ziyade:
çok, fazla, art›k.
1...,292,293,294,295,296,297,298,299,300,301 303,304,305,306,307,308,309,310,311,312,...1390
Powered by FlippingBook