Tarihçe-i Hayat - page 292

Madem manevî hacat-› zaruriyeye istinat eden mane-
vî vazifeler var. Ve o vazifelerin en mühimmi, ebed yo-
lunda seyahat için pasaport varakas› ve berzah zulüma-
t›nda kalbin cep feneri ve saadet-i ebediyenin anahtar›
olan imand›r ve iman›n ders ve takviyesidir. Elbette, o
vazifeyi gören ehl-i marifet, her hâlde, küfran-› nimet su-
retinde, kendine edilen nimet-i ‹lâhiyeyi ve fazilet-i ima-
niyeyi hiçe say›p, sefihler ve fas›klar›n makam›na sukut
etmeyecektir. Kendini, afla¤›lar›n bid’alar›yla, sefahatle-
riyle bulaflt›rmayacakt›r! ‹flte, be¤enmedi¤iniz ve müsa-
vats›zl›k zannetti¤iniz inziva bunun içindir.
‹flte bu hakikatle beraber, beni iflkence ile taciz eden
sizin gibi enaniyette ve bu kanun-i müsavat› k›rmakta fi-
ravunluk derecesinde ileri giden mütekebbirlere karfl› de-
miyorum. Çünkü mütekebbirlere karfl› tevazu, tezellül
zannedildi¤inden, tevazu etmemek gerektir. Belki ehl-i
insaf ve mütevazi ve adil k›sm›na derim ki
:
Ben, felillâhilhamd, kendi kusurumu, aczimi biliyo-
rum. De¤il Müslümanlar üstünde mütekebbirâne bir
makam-› ihtiram istemek, belki her vakit nihayetsiz ku-
surlar›m›, hiçli¤imi görüp, isti¤far ile teselli bulup, halk-
lardan ihtiram de¤il, dua istiyorum. Hem zannederim,
benim bu mesle¤imi, benim bütün arkadafllar›m biliyor-
lar. Yaln›z bu kadar var ki, Kur’ân-› Hakîm’in hizmeti
esnas›nda ve hakaik-› imaniyenin dersi vaktinde, o haka-
ik hesab›na ve Kur’ân flerefine, o makam›n iktiza etti¤i
izzet ve vakar-› ilmiyeyi ders vaktinde muhafaza edip,
bafl›m› ehl-i dalâlete e¤memek için, o izzetli vaziyeti
acz:
zay›fl›k, güçsüzlük.
âdil:
adaletli olan, do¤ruluk gös-
teren.
berzah:
ruhlar›n k›yamete kadar
bekleyece¤i, dünya ile ahiret ara-
s›ndaki yer.
bid’a:
dinin asl›na uymayan adet
ve uygulamalar.
ehl-i dalâlet:
yoldan ç›kanlar, az-
g›n ve sapk›n kimseler.
ehl-i insaf:
insaf sahipleri, mer-
hametli olanlar, orta yolu tutan-
lar.
ehl-i marifet:
bilim, hüner ve
sanat sahibi kifliler; usta ve mahir
olanlar.
elbette:
kesinlikle, mutlaka, flüp-
hesiz.
enaniyet:
gurur, benlik.
esna:
ara, aral›k, s›ra, vakit,
zaman, hengâm.
fas›k:
Allah’›n emirlerine ayk›r›
hareket eden, günahkâr.
fazilet-i imaniye:
iman›n fazileti,
iman›n kazand›rd›¤› güzellikler.
firavunluk:
nefsini ve benli¤ini fi-
ravun gibi ilâh seviyesine ç›kara-
cak derecede büyük görme.
hâcât-› zaruriye:
zorunlu ihtiyaç-
lar, gerekli ihtiyaçlar.
hakaik:
hakikatler, do¤rular, ger-
çekler.
hakaik-› imaniye:
imana ait
hakikatler, imanî gerçekler.
ihtiram:
hürmet etme, sayg› gös-
terme.
iktiza:
lâz›m gelme, gerekme, ih-
tiyaç hissedilme.
inziva:
bir köfleye çekilme, tek
bafl›na yaflama, dünya ifllerinden
vaz geçme, dünyadan el-etek
çekme.
isti¤far:
tevbe etme, Allah’tan
günahlar›n›n ba¤›fllanmas›n› is-
teme.
istinat:
dayanma.
izzet:
de¤er, itibar, fleref, yücelik.
kanun-i müsavat:
eflitlik kanunu,
eflitlik prensibi.
Kur’ân-› Hakîm:
her ayet ve
suresinde say›s›z hikmet ve fay-
dalar bulunan Kur’ân.
küfran-› nimet:
nimete karfl›
nankörlük etme, Cenab-› Hakk›n
ihsan etti¤i nimetleri bilmemek,
hürmetsizlikte bulunmak, nimet-
lere flükürsüzlük.
makam-› ihtiram:
hürmet edile-
cek makam, karfl›s›ndakine de¤er
verme makam›.
manevî:
madde d›fl› olan, maddî
olmayan, manaya ait.
meslek:
tarz, davran›fl.
muhafaza:
koruma, saklama.
müsavat:
ayn› hâl ve derecede
olma, her bak›mdan ayn› dere-
cede olma, birinin di¤erinden im-
tiyaz› ve üstünlü¤ü olmama,
292 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI
müsavilik, beraberlik , eflitlik.
mütekebbir:
tekebbür eden,
kibirlenen, kendini be¤enmifl,
kibirli, büyüklük taslayan,
büyüklenen.
mütekebbirane:
mütekebbir
olana yak›fl›r flekilde, kibir-
lilikle, kibirlenerek, kendini
be¤enmifllikle.
mütevâz›:
tevâzu eden, alçak
gönüllü olan, kibirsiz, gös-
teriflsiz.
nihayet:
son, uç, bitim, en-
cam.
nimet-i ‹lâhîye:
Allah’›n
nimeti, Allah’›n lütfu, Allah’›n
ihsan›, Allah’›n bahfletti¤i her
türlü r›z›k.
saadet-i ebediye:
zevalsiz,
sonu olmayan mutluluk, son-
suz mutluluk.
sefahat:
yasak fleylere, zevk
ve e¤lenceye afl›r› derecede
düflkünlük.
sefih:
süse, gösterifle, zevk ve
e¤lenceye afl›r› düflkün olan.
suret:
biçim, görünüfl, k›l›k,
k›yafet.
taciz:
rahats›z etme, huzur-
suz k›lma, s›kma.
takviye:
kuvvetlendirme,
sa¤lamlaflt›rma.
tevazu:
alçak gönüllülük,
kibirsizlik.
tezellül:
kendini hor ve hakir
gösterme.
vakar-› ilmiye:
ilimden gelen
onurluluk, ilmî izzet, ilimden
gelen a¤›rbafll›l›k.
varaka:
yaz›l› k⤛t.
zan:
sanma, san›.
1...,282,283,284,285,286,287,288,289,290,291 293,294,295,296,297,298,299,300,301,302,...1390
Powered by FlippingBook