KNC fiARET
Tenkitkârâne bir suale cevaptr.
Ehl-i dünya tarafndan deniliyor ki
: Sen neden bizden
küstün? Bir defa olsun hiç müracaat etmeyip sükût ettin.
Bizden fliddetli flekva edip Bana zulmediyorsunuz diyor-
sun. Hâlbuki bizim bir prensibimiz var, bu asrn mukte-
zas olarak hususî düsturlarmz var. Bunlarn tatbikini
sen kendine kabul etmiyorsun. Kanunu tatbik eden za-
lim olmaz. Kabul etmeyen isyan eder. Ezcümle, bu asr-
hürriyette ve bu yeni bafllad¤mz cumhuriyetler devrin-
de, müsavat esas üzerine tahakküm ve tagallübü kaldr-
mak düsturu bizim bir kanun-i esasîmiz hükmüne geçti¤i
hâlde, sen kâh hocalk, kâh zahitlik suretinde teveccüh-i
ammeyi kazanarak, nazar- dikkati kendine celp ederek,
hükûmetin nüfuzu haricinde bir kuvvet, bir makam- içti-
maî elde etmeye çalflt¤n, zahir hâlin ve eski zamanda-
ki macera-i hayatnn delâletiyle anlafllyor. Bu hâl ise,
flimdiki tabirle, burjuvalarn müstebidâne tahakkümleri
içinde hofl görünebilir. Fakat bizim tabaka-i avamn inti-
bahyla ve galebesiyle tezahür eden tam sosyalizm ve
Bolflevizm düsturlar bizim daha ziyade iflimize yarad¤
için o sosyalizm düsturlarn kabul etti¤imiz hâlde, senin
vaziyetin bize a¤r geliyor. Prensiplerimize muhalif düflü-
yor. Onun için sana verdi¤imiz skntdan flekvaya ve küs-
meye hakkn yoktur.
Elcevap:
Hayat- içtimaiye-i befleriyede bir ç¤r açan,
e¤er kâinattaki kanun-i ftrata muvafk hareket etmezse,
asr- hürriyet:
hürriyyet asr, ser-
bestlik asr.
Bolflevizm:
Lenin tarafndan ge-
lifltirilen komünist nazariye ve
uygulama, ihtilâl yoluyla prole-
tarya iktidar kurma taraftarl¤,
bolfleviklik.
burjuva:
zenginler, snf.
celp:
çekme, çekifl, kendine çek-
mek.
delâlet:
delil olma, gösterme.
düstur:
kanun, kaide, kural, pren-
sip, esas.
ehl-i dünya:
dünyaya ba¤l, dün-
ya adam, ahireti düflünmeyen.
elcevap:
sorulan fleye verilen
karfllk; söz veya yaz ile cevap.
esas:
temel.
ezcümle:
belli bafll, bafllca, özel-
likle, bu cümleden olarak, bu da,
bu babdan.
galebe:
galip gelme, yenme, üs-
tünlük.
hâlbuki:
hakikat ve do¤rusu flu-
dur ki, öyle iken, oysa ki, hakikat
flu ki.
hariç:
bir fleyin dfl, dflars, dflta
kalan.
hayat- içtimaiye-i befleriye:
in-
sanlara ait olan sosyal hayat.
hususî:
bir fleye, bir kifliye, bir ye-
re has olan, herkese âid olmayan,
özel.
hükümet:
yönetim.
intibah:
uyanma, uyanfl.
isyan:
baflkaldrma, itaatsizlik,
serkefllik, emre karfl gelip ayak-
lanma.
kâinat:
yaratlmfl olan fleylerin
tamam, bütün âlemler, varlklar.
kanun- esasî:
ana prensipler,
ana esaslar, ana kanun.
kanun- ftrat:
yaratlfl kanunu.
macera-y hayat:
hayat macera-
s, hayat serüveni, hayatn seyri.
makam- içtimaî:
sosyal hayatta-
ki mevki, makam.
muhalif:
karfl, uyma, karflt.
muktezâ:
iktiza eden, gereken,
lâzm gelen, icap eden, gerekli
olan.
muvafk:
yerinde, uygun, uyar,
münasip.
müracaat:
baflvurma, danflma;
baflvuru.
müsavat:
ayn hâl ve derecede
olma, her bakmdan ayn derece-
de olma, birinin di¤erinden imti-
yaz ve üstünlü¤ü olmama, mü-
savilik, beraberlik , eflitlik.
müstebidâne:
müstebitçe, müs-
tebit olana yakflr flekilde, keyfî
olarak ve baskc flekilde.
nazar- dikkat:
dikkatli bakma,
dikkatli bakfl.
nüfuz:
bir kimsenin emir ve hü-
kümlerinin ifllemesi, geçerli olma-
s.
286 |
BEDÜZZAMAN SAD NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI
prensip:
temel fikir, temel
bilgi, esas, ilke.
sosyalizm:
üretim araçlarnn
ferdî olmaktan çkarlp ka-
muya mal edilmesi ve gelir
paylaflmnn düzenlenmesi
esaslarna dayanan doktrin,
toplumculuk.
suret:
biçim, görünüfl, klk,
kyafet.
sükût:
susma.
flekva:
flikâyet, yaknma, hofl-
nutsuzluk, memnuniyetsizlik.
tabaka-i avam:
avam taba-
kas, halktan ilmi irfan kt
olanlarn tabakas, halk.
tabir:
ifade, söz.
tagallüb:
zorbalk, zorla hü-
küm sürme.
tahakküm:
zorbalk etme,
zorla hükmetme, hükmü alt-
na alma.
tatbik:
yerine getirme, uygu-
lama.
teveccüh-i amme:
genel te-
veccüh, umumun, herkesin,
halkn yönelifli.
tezahür:
zuhur etme, ortaya
çkma, meydana çkma, belir-
me, görünme.
vaziyet:
bir kimse veya fleyin
durumu, hâli.
zahir:
görünen, görünücü.
zalim:
zulmeden, hakszlk
eden, acmasz ve haksz dav-
ranan.
ziyade:
çok, fazla, artk.
zulüm:
ifli yerli yerince yap-
mama, hak eden kimseye
hakkn vermeme, adalete
aykr davranma, adaletsizlik.