Me¤er dinsizli¤i ve z›nd›kay› siyaset zannedip ona ta-
rafgirlik eden insan suretinde fleytanlar ola veya befler
k›yafetinde hayvanlar ola...
Elhamdülillâh, siyasetten tecerrüt sebebiyle, Kur’ân’›n
elmas gibi hakikatlerini propaganda-i siyaset ittiham› al-
t›nda cam parçalar›n›n k›ymetine indirmedim. Belki git-
tikçe o elmaslar k›ymetlerini her taifenin nazar›nda par-
lak bir tarzda ziyadelefltiriyor.
n
ip
ón
àr
¡n
æp
d És
æ`o
c Én
en
h Gn
ò'
¡p
d Én
æj'
ón
g i/
ò s
dG $G o
ór
ªn
ër
dG Gƒ o
dÉn
bn
h
1
u
?n
ër
dÉp
H Én
æu
Hn
Q o
?o
°So
Q r
än
ABÉ n
L r
ón
?n
d *G Én
æj'
ón
g r
¿n
G B’ r
ƒn
d
2
?/
bÉn
Ñ r
dG n
ƒo
g ?/
bÉn
Ñr
dn
G
Said Nursî
®
bâkî:
ebedî, daimî, sonu gelmez,
bitip tükenmez, ölmez, sonsuz.
befler:
insan, insanl›k, âdemo¤lu.
elhamdülillâh:
Allah’a hamd ol-
sun, hamd Allah’a aittir.
elmas:
çok k›ymetli bir mücev-
her.
hakikat:
as›l, esas.
hamd:
teflekkür, flükran.
ittiham:
suç alt›nda bulunma,
töhmetli olma, töhmet alt›nda ol-
ma.
ittiham:
suç alt›nda bulunma,
töhmetli olma, töhmet alt›nda ol-
ma.
k›yafet:
k›l›k; bir fleyin d›fl görü-
nüflü.
k›ymet:
de¤er, bir fley için tespit
1.
Ve onlar derler ki: "Hidayetiyle bizi (bu nimete) kavuflturan Allah'a hamd olsun. Allah hi-
dayet etmeseydi, biz kendili¤imizden buna eriflemezdik. Gerçekten, Rabbimizin peygam-
berleri bize hakk› getirdiler." (A'raf Suresi: 43.)
2.
Baki olan yaln›z Allah't›r.
282 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
B
ARLA
H
AYATI
edilen karfl›l›k, paha, bedel,
tutar.
me¤er:
ama, fakat, lâkin.
nazar:
itibar.
nimet:
iyilik, lütuf, ihsan, ba-
¤›fl.
propaganda-i siyaset:
siya-
set propagandas›, siyasî fikir
ve düflünceleri baflkalar›na
tan›tmak,
benimsetmek
amac›yla yap›lan faaliyet.
siyaset:
politika.
suret:
biçim, görünüfl, k›l›k,
k›yafet.
tarafgir:
bir taraf› tutan, bir
taraf› destekleyen, tarafl›.
tarz:
biçim, flekil, suret.
tecerrüt:
Her fleyden bofl ol-
ma, her fleyden uzak olma.
zan:
zannetme, sanma, kesin
olarak bilmeksizin kuvvetli
ihtimalle hükmetme.
z›nd›ka:
dinsizlik, inançs›zl›k.
ziyade:
Artma, ço¤alma.
