1184 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
fi
AHIS
B
‹LG‹LER‹
LÜTF‹:
Tam ismi Abdullah Lütfi Özerdem’dir. 1881 y›l›nda do¤du 1974 y›l›nda ‹zmir’de vefat et-
ti. Bediüzzaman Hazretlerinin Ispartal› ilk talebelerinde olan Lütfi, Nurlar› elle yaz›p ço¤altarak bü-
yük hizmetlerde bulunmufltur. 1935 y›l›nda Eskiflehir Mahkemesine sevk edilen Nur Talebeleri
aras›nda bulunan Lütfi, Eskiflehir Hapishanesinde Bediüzzaman Hazretleri ile birlikte yaklafl›k bir
y›la yak›n tutuklu kalm›flt›r. Hapishane kay›tlar›nda ad› “Cami-i Atik Mahallesinden Saatçi Lütfi”
fleklinde geçmektedir.
— M —
MEHDÎ:
Kelime anlam› olarak “Hidayete eren, do¤ru yolu tutan, hidayete vesile olan” anlam›n-
da kullan›l›r. Hadislere göre ahir zamanda tevhidi esas alarak iman› muhafaza edip ‹slâmiyeti hu-
rafelerden ve bid’alardan ar›nd›rarak zaman›n anlay›fl›na göre yenileyecek olan âlim ve önder zat-
t›r. Yine baz› hadislere göre k›yamet yaklafl›nca zulmü ve flirki ortadan kald›rarak inananlara saa-
det ve adaleti getirecek. Ehl-i Beytin neslinden gelen imamd›r.
MEHMET AK‹F (ERSOY) (1873-1936):
‹stiklâl Marfl› flairi Mehmet Akif Ersoy Fatih’te do¤du.
Halkal› Ziraat ve Baytar Mektebini birincilikle bitiren Mehmet Akif dört y›l kadar Rumeli, Anadolu,
Arnavutluk ve Arabistan’› görevli olarak dolaflt›. Arkadafl› Eflref Edip’le birlikte S›rat-› Müstakim ve
Sebilürreflad adl› dergileri ç›karan Mehmet Akif, fliirlerini, makale ve tercümelerini de bu dergiler-
de neflretti. Birinci Mecliste Burdur milletvekili olan Mehmet Akif, Maarif Vekâletinin (Millî E¤itim
Bakanl›¤›) açt›¤› ‹stiklâl Marfl› Yar›flmas›n› kazand› ve 12 Mart 1921’de T.B.M.M.’nde oy çoklu¤u ile
kabul edildi. 500 liral›k ödülü kabul etmeyerek paran›n tamam›n› Dârü’l-Mesâî adl› hay›r kurumu-
na ba¤›fllad›. Hayat›n›n son y›llar›n› M›s›r’da geçiren Mehmet Akif 1936’da ‹stanbul’da öldü ve Edir-
nekap›’ya defnedildi. fiiirlerini Safahat adl› yedi bölümden oluflan eserinde toplam›flt›r.
MEHMET FEYZ‹:
1912’de Kastamonu’ya ba¤l› Müderris Atabey köyünde do¤du. Bediüzzaman
Said Nursî’nin 1936 y›l›nda Kastamonu’ya sürgün edilmesinden iki y›l sonra kendisiyle tan›flt›. Al-
t› y›l boyunca Üstada hizmette bulundu. Nur Risalelerinde ve özellikle de Kastamonu Lâhikas›’nda
Bediüzzaman, Mehmet Feyzi’yi Risale-i Nur’un faal bir kâtibi olan Hüsrev Alt›nbaflak ad›ndaki ta-
lebesine benzeterek, “Küçük Hüsrev” lakab›yla bahseder. Arapça tahsili de olan Mehmet Feyzi Pa-
mukçu, Üstatla birlikte Risale-i Nur’lar› bafltan sona kadar okudu. Denizli (1943) ve Afyon (1948)
hapishanelerinde Üstatla beraber tutuklu kald›. Nur Talebeleri aras›nda ehl-i ilim bir zat olan Meh-
met Feyzi, 1990 y›l›nda Kastamonu’da vefat etti.
MEVDUDÎ (1903 - 1979):
Ebü’l-Alâ el-Mevdudî, 1903 y›l›nda Haydarabad eyaletine ba¤l› Ev-
rengabad kasabas›nda do¤du. ‹lk e¤itimini avukat olan babas› Seyyit Ahmed Hasan’dan ald›. E¤i-
timi s›ras›nda Farsça, Arapça, Urduca dillerinin yan› s›ra mant›k, hadis ve f›k›h ilimleri dal›nda da
dersler ald›. 1915 y›l›nda ailesinin Haydarabad’a tafl›nmas› üzerine e¤itimine burada devam etti.
Henüz e¤itimini tamamlamam›flken, babas›n›n rahats›zl›¤› sebebiyle, okulundan ayr›l›p çal›flmaya
bafllad›. Bundan sonra e¤itimini okul d›fl›ndan tekmil etmeye çal›flt›. 1918 y›l›nda Delhi’ye giden
Mevdudî, burada çeflitli dergilerde yaz›lar yazmaya bafllad›. 1920 y›l›nda yazm›fl bulundu¤u yaz›s›
dolay›s›yla gazete kapand›. Bu yaz›s›nda sömürge yönetimini elefltirmiflti. Bir süre sonra Cemiyet-
i Ulema-i Hind taraf›ndan neflredilen Müslim adl› gazetede editörlük yapmaya bafllad›. Burada yaz-
d›¤› yaz›lar› daha sonra kitap haline getirildi.
Yaz›lar›nda Müslümanlar›n içinde bulundu¤u s›k›nt› ve zorluklar› ele ald›. Bu arada, Hindularla
Müslümanlar aras›nda meydana gelen çat›flmalar fikir hayat› üzerinde büyük etkiler b›rakt›. Bir
ara, sömürge halinde olan memleketinin insanlar›n›n Afganistan’a göç etmeleri gerekti¤ini savu-
nan bir hareketin içinde yer ald›.