1192 |
BED‹ÜZZAMAN SA‹D NURSÎ
fi
AHIS
B
‹LG‹LER‹
— S —
SA’D-I TAFTAZANÎ (SAADEDD‹N-‹ TAFTAZANÎ):
(1322-1395) Belâgat, mant›k, matematik, ke-
lâm, f›k›h ve di¤er ilimlerde tan›nm›fl bir âlim olup fiark ve ‹slâm dünyas› medreselerinde okunan
birçok kitab›n müellefidir. Hicrî 722’de (1332) Horasan’da büyük bir kasaba olan Taftazan’da do¤-
du. Hicrî 797 (1395) y›l›nda vefat etti. Taftazanî hem fiafii, hem de Hanefi f›kh› hakk›nda eserler ver-
mifltir. Eserleri: fierhü’l-Tasrifü’l-‹zzi. (Sa’diya) 2. ‹rflad; Mutavval; Muhtasarü’l-Maani; fierhü’l K›s›m el-
Salis mine’l-Miftah; fierhü’l-fiemsiya; Makasid; Tahzibü’l-Mant›k ve’l-Kelam; fierhü’l-Akaid el-Nasa-
fiya; Talvih ila Keflf hakaikü’l-Tankih; Miftah.
SABR‹ ARSEVEN (SANTRAL SABR‹):
1893 y›l›nda dünyaya gelmifltir. E¤irdir’e ba¤l› Bedre kö-
yünün imam›d›r. 1943 y›l›nda Üstatla birlikte Denizli’de dokuz ay hapis yatm›flt›r. Sabri Efendi için
Risale-i Nur’daki mektuplarda çeflitli iltifatlar ve takdirkâr ifadeler bulunmaktad›r. Santral Sabri,
Nurlar›n ilk neflir senelerinde Nurlar› civar bölgelerdeki insanlara ulaflt›rma görevini hakk›yla yap-
m›fl, çevre köylere Nurlar› yaym›flt›r. Barla’da bulunan Üstatla bir santral gibi irtibat kurmufltur.
Sabri Efendi Said Nursî’ye talebe olmufl, onun mukaddes davas›na hizmetkâr olan kiflilerdendir. 20
fiubat 1954 y›l›nda E¤irdir’in Pazar köyünden Bedre’ye dönerken kamyonun devrilmesiyle, beyin
kanamas› geçirmifl ve vefat etmifltir.
SA‹D NURSÎ:
Bediüzzaman Said Nursî, yüzy›l›m›z›n yetifltirdi¤i önde gelen ‹slâm mütefekkirle-
rinden biridir. 1878’de Bitlis’in Hizan kazas›na ba¤l› ‹sparit nahiyesinin Nurs köyünde dünyaya gel-
mifl, 23 Mart 1960’da fianl›urfa’da Hakk›n rahmetine kavuflmufltur. Keskin zekas›, harikulade haf›-
zas› ve üstün kabiliyetleriyle çok küçük yafllardan itibaren dikkatleri üzerinde toplayan Said Nur-
sî, normal flartlar alt›nda y›llar süren klasik medrese e¤itimini üç ay gibi k›sa bir zamanda tamam-
lam›flt›r. Gençlik y›llar›n› alabildi¤ine hareketli bir tahsil hayat› ile de¤erlendirmifl; ilimdeki üstün-
lü¤ünü, devrinin ulemas›yla çeflitli zeminlerde yapt›¤› münazaralarda fiilen ispatlam›flt›r. Bu mezi-
yetleriyle ilim çevresine kendisini kabul ettirerek, “Bediüzzaman,” yani “ça¤›n eflsiz güzelli¤i” laka-
b› ile an›lmaya bafllam›flt›r. Said Nursî medrese e¤itimiyle dini ilimlerde kazand›¤› ihtisas›, çeflitli
fenlerde yapt›¤› tetkiklerle tamamlam›fl; bu arada devrinin gazetelerini takip ederek ülkedeki ve
dünyadaki geliflmelerle ilgilenmifltir. Di¤er taraftan, do¤up büyüdü¤ü fiark topraklar›n›n s›k›nt› ve
problemlerini bizzat yaflayarak gören Said Nursî, en zarurî ihtiyac›n e¤itim oldu¤u kanaatine var-
m›fl; bunun için de fiarkta din ve fen ilimlerinin birlikte okutulaca¤› bir üniversite kurulmas›n› te-
min için yard›m istemek maksad›yla 1907’de ‹stanbul’a gelmifltir. ‹stanbul’da da ilim dünyas›na
kendisini k›sa sürede kabul ettiren Bediüzzaman, çeflitli gazetelerde yazd›¤› makalelerle, o gün-
lerde Osmanl›y› ve ‹stanbul’u çalkalayan hürriyet ve meflrutiyet tart›flmalar›na kat›lm›fl; meflruti-
yete ‹slâm nam›na sahip ç›km›flt›r.
Eski Said döneminde (1878-1926) daha çok siyasal ve sosyal konular üzerinde yo¤unlafl›r. Siya-
sal ve sosyal faaliyetlerde bulunan birçok cemiyet ve derneklerle iliflki içerisinde olur. Bu dönem-
de; Nutuk, ‹ki Mekteb-i Musibetin fiehadetnamesi yahut Divan-› Harbi Örfî, Muhakemat, Hutbe-i
fiamiye, ‹flârâtü’l-‹caz, Hutuvat-› Sitte, Hakikat Çekirdekleri, Sünuhat, Rumuz, K›z›l ‹caz, Lemeat, Tu-
luat, ‹flarat, Hubab adl› eserlerini kaleme al›r. Eski Said’den Yeni Said’e geçifl sürecinde kaleme al-
d›¤› eseri ise Mesnevî-i Nuriye’dir. Yeni Said diye isimlendirdi¤i dönem de, 1926 y›l›nda Barla’ya
sürülmesiyle bafllar ve 1950 y›l›na kadar devam eder. Bu dönemde Üstat Bediüzzaman daha çok
ruhî ve kalbî tefekkürü ve bunun neticesi olan manevî irflat misyonunu üstlenir. ‹manî meseleler
üzerinde yo¤unlaflarak, bir Kur’ân tefsiri olan Risale-i Nur’u kaleme al›r. Bütün mesaisini Kur’ân’›n
kutsall›¤›na çevirmek, iman› korumak ve güçlendirmek için sarf eder. Bu dönem Risale-i Nur’u
yazd›¤› dönemdir. Sözler, Mektubat, Lem’alar, fiualar, Asa-y› Mûsa, Sikke-i Tasdik-i Gaybî ve Nurun
ilk Kap›s› adl› eserler bu dönemde telif edilir. Kastamonu Lâhikas›, Barla Lâhikas›, Emirda¤ Lâhika-
s› da bu dönemde teflekkül eder.